29- Sürpriz Ziyaret

147K 9K 7.2K
                                    

Sufle - Pus

Hafsa'nın şoku üstünden atmasına kalmadan Emir, ona doğru uzandı ve genç kızın bileğini kavrayarak onu çekelemeye başladı. Olduğu yerde donakalmış bir şekilde duran Hafsa, bocalayarak Emir'e doğru sendelediğinde ise adamın elini sırtında hissetti. Emir, aşağıya doğru ufak bir bakış atıp "Yürü," dedi fısıltıyla.

Hafsa, yeniden düşmemek adına adımlarını onunkilere uydururken dehşet, ayılan zihninin her bir köşesine yayılıyordu. Bileğini Emir'in parmaklarından kurtarmaya çalıştı. Oldukça hafif bir şekilde tutmuştu onu. Bu yüzden bileğini kurtarması bir saniyesini bile almamıştı. Ancak bunu yaptığı anda Emir, Hafsa'nın sırtına yasladığı elini oraya bastırarak onu malzeme odasına yönlendirdi.

"Ne oluyor ya?" diye sordu Hafsa, malzeme odasından içeriye sokulduğu anda. Emir'in kapıyı kapattığını gördüğünde gerildiğini belli etmemek için çenesini kaldırdı. "Kimsin sen?" diyerek sorularına devam ederken genç adamın sırtına bakıyordu.

Emir, parmaklarıyla alnını sıvazladıktan sonra kendisini toparladı ve Hafsa'ya doğru döndü. Onun karmaşa içindeki yüzüne, sorularla dolu kahverengi gözlerine baktı. Kollarını göğsünde bağlamış, dik bir duruş sergilemeye çalışıyordu. Ama bir eli, kolunun üst kısmını sıktığı için Emir onun bu 'korkmaz' duruşunu pek de yutmamıştı.

Ondan korkuyordu.

Bu, şimdilik ihtiyacı olan tek şeydi.

"Ne istiyorsun Meltem'den?" diyerek başka bir soru daha sordu Hafsa. "Neden yetimhaneye gelip onu sordun? Neden senin yanında çalışıyor? Kimsin sen ya?"

"Sakinleş," dedi Emir, duygusuz bir tonda. Ona doğru yaklaşırken rahat olmaya çalışıyordu. "Niyetim zarar vermek değil."

"Öyle mi?" Hafsa, kaşlarını kaldırarak Emir'in yüzüne dikkatle baktı. "Öyle," dedi Emir.

Başka bir şey söylemesine kendi kanaatince gerek yoktu. Meltem, onun yanında işe başlamadan önce basit bir personel araştırması yaptığını söylese de yutmazdı. Personel araştırmasını, çalışanının büyüdüğü yetimhanede yapması fazla takıntılı bir hareket olarak kaçardı. Ve yetimhaneye gittiği zamanla Meltem'i işe aldığı zaman dilimindeki uyuşmazlıklar da ortaya dökülebilirdi.

"Niyetin zarar vermek değilse ne o zaman?" Hafsa, Emir'e doğru bir adım atıp kararlı bir tonda sordu. "Kimsin sen?" dedi kelimelerin üstüne bastıra bastıra. "Kimsin? Madem kötü bir niyetin yok, ne istiyorsun o zaman Meltem'den? Niye yetimhaneye gelip onu sordun? Niyetin kötü değilse bunların hepsine bir cevap verebilirsin, değil mi?"

"Küçük bir kızın sorularını yanıtlayacak kadar vaktim yok," dedi Emir iğneleyici bir tavırda. Bu, Hafsa'nın tepesini attırmıştı. Samimi olmayan bir şekilde gülerken çantasını koluna taktı. "Pekâlâ," derken malzeme odasının çıkışına doğru yürüyordu.

"Ama umarım Meltem'in ve Rüzgar Abinin sorularına ayıracak vaktin vardır." Hafsa, bu söylediğinin aptalca olduğunu ağzından çıktıktan sonra fark etmişti. Aceleyle, kapıya doğru ilerlerken kafasında sadece bir an evvel buradan çıkmak vardı. Nitekim kapıya ulaştığında ve kapı kolunu aşağıya indirdiğinde başardığını sanmıştı.

Omzunun üstünden uzanan bir el, sert bir şekilde kapının tekrardan kapanmasına neden olurken arkasında hissettiği bedenle gerildi. "Kimseye..." dedi Emir, kısık bir tonda. Dudakları, Hafsa'nın kulağının hemen yanındaydı. "Hiçbir şey anlatmıyorsun," diyerek sözlerine devam etti.

KUTLU OLSUN (Kitap Oldu)Where stories live. Discover now