39- Fırtına

123K 7.4K 5.7K
                                    

Mabel Matiz - Mendilimde Kırmızım Var

Bölümü yazması benim için fazlasıyla zor ve bunaltıcıydı ancak bu bölümü bu şekilde yazmak zorundaydım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bölümü yazması benim için fazlasıyla zor ve bunaltıcıydı ancak bu bölümü bu şekilde yazmak zorundaydım. Ara vererek okumanızı tavsiye ediyorum sıkılmamanız için.

Hafsa, çalan telefonunun sesiyle uykusundan çekilip alındığında tek gözünü zorlukla aralayıp telefonunun nerede olduğunu anlamaya çalıştı. Komodinin üstünde olan telefonunu eline aldığında bunun alarmının sesi olmadığını biliyordu. Sabah sabah da onu arayacak kimse yoktu. Gerçi saat kaçtı, onu bile bilmiyordu ama hâlâ çok uykusu olduğundan ona çok erken bir saatmiş gibi geliyordu.

Ekrana baktığında gördüğü isimle yatakta doğrulup kucağına düşen çarşafı üstüne çekti. Buse arıyordu. Hafsa, telefonu açıp kulağına götürdü. "Efendim Buse Abla?"

"Ay, canım. Uyuyor muydun?" diye sordu Buse, mahcup bir ses tonuyla. Hafsa, gözünü ovuştururken "Evet," dedi mırıldanarak.

"Kusura bakma bebeğim ya. Ben de şafak operasyonuna çağırır gibi bu saatte arıyorum. Çok erken kalktım bugün, güya da bekledim seni aramak için ama işte ancak bu kadar bekleyebilmişim. Ben kapatayım şimdi de sen uyumaya devam et."

"Yok, hiç sorun değil. İyi oldu erken kalkmam. Sen bir şey mi diyecektin bana?"

"Ha, evet. Şey... Şimdi biliyorsun, bugün Meltem'in doğum günü. Sabah konuştuk. Onlar Rüzgar'la beraber yetimhaneye gideceklermiş ziyarete. Tüm gün orada olacaklarmış. Ben de diyorum ki biz yarın..."

Hafsa, cümlenin geri kalanını duymamıştı bile. Meltem ve Rüzgar'ın yetimhaneye gittiğini duymanın şokuyla donakaldı. Hiçbir şey bilmiyorlardı. Yetimhanenin müdürünün Meltem üstündeki planlarından habersizlerdi. Bunları Hafsa da bilmiyordu ancak o adamın Meltem'le ilgili planları olduğunu biliyordu en azından.

Başlarına bir şey gelir miydi?

Kafasında bu düşünceler dönüp dolanırken Buse'nin her söylediğini onaylayarak telefonu kapattı. Bir süre ne yapacağını bilemez bir şekilde ekrana baktı. Ne yapması gerektiğini de bilmiyordu. Birkaç saniye düşündükten sonra Meltem'i arayıp ona yetimhaneden çıkmalarını söylemeye karar verdi. Her şeyi bir telefon konuşmasında anlatamazdı ancak onu uyarmalıydı. En azından bunu yapmalıydı.

Hızlıca rehberine girip Meltem'in numarasını buldu ve onu aradı. Telefon uzun uzun çalmış olsa da açmamıştı. Stresle başını kaşıdı. Onları yolda yakalamayı ummuştu ancak çoktan yetimhaneye varmış olmalılardı. Eğer çocuklarla ilgileniyorsalar Meltem'in telefonunu duymama ihtimali çok yüksekti.

Bir de Rüzgar'ı aramaya karar verip rehberinde aşağıya indi.

"Ne yapıyorsun?"

Odanın ucundan gelen sesle kafasını telefonundan kaldırıp Emir'e baktı. Duştan yeni çıkmış olan Emir, saçlarını havluyla kurularken bir yandan da yeşil gözlerini Hafsa'ya dikmişti. Altına bir eşofman geçirmişti, üstündeyse hiçbir şey yoktu. Hafsa, bu gece onun evinde kalmıştı.

KUTLU OLSUN (Kitap Oldu)Where stories live. Discover now