3- Diş Hekimleri Günü

149K 9.1K 1.3K
                                    

Rüzgar, uzun bir seminerin ardından eve geldiğinde kendini çok yorgun hissediyordu. Kapıyı anahtarla açarken karnı guruldadı. O gün hiçbir şey yemediğini hatırlarken yorgunluğuna bir de açlık eklendi. Ayakkabılarını çıkarıp eve girdikten sonra banyoya yönelip elini yüzünü yıkadı ve telefonunu eline alıp yemek siparişi verdi.

Evi çok büyük değildi. Bir oda bir salondu. Kliniğine yakın olduğu için burada yaşıyordu. Daha büyük bir evi de satın alabilecek parası vardı, şüphesiz. Klinik güzel işliyordu ve Rüzgar, yokluk içinde büyüdüğünden tutumlu bir adamdı. Gereksiz harcaması yoktu. Para biriktirme alışkanlığı çok küçük yaştan itibaren vardı.

Yalnız doğmuştu. Hayatının güzel geçen birkaç senesi dışında da, yalnız büyümüştü. Bir yakını yoktu. Evine gidip gelecek, kalacak kimsesi yoktu. Bu yüzden küçük bir evi vardı. Yalnızlığını daha az yüzüne vuruyordu.

Doğduğu gün bir yetimhaneye bırakılmıştı Rüzgar. Onu dünyaya her kimler getirmişse, istememişti. İstenmemişti. Kimliğine her baktığında yüzüne vuruyordu bu gerçek. Adı, soyadı, kimliğinde yazan anne ve baba adı... Hepsi, onu nüfusa kaydeden memurun uydurduğu şeylerdi. Annesinin adı Ayşe, babasının adı da Hasan değildi. Ama kimliğinde yazan isimler bunlardı.

Ne zaman kimliğine baksa, sahteliği yüzüne vuruyordu. Her şeyi uydurmaydı.

Sessizliğin, böyle can sıkıcı konuları düşünmesi için uygun ortamı sağladığını fark ettiğinde sırf ses olsun diye evine aldığı televizyonu açtı. Yıllar önce kaybettiği çocuğunu arayan bir annenin bir programa çıktığını gördü.

Elinde kumanda olmasına rağmen değiştiremedi kanalı. İstemsizce izledi. Kadın, kaybettiği oğlunu anlatırken dikkatle dinledi. Belki, çok küçük bir ihtimal...

"Şu an 35 yaşında."

Televizyondan gelen sesle irkilirken kanalı değiştirdi. Kendi saçma düşüncelerine sinir oldu. Yerli filmlerin olduğu bir kanalda durup yeniden telefonuna gömüldü. En son hangi tarihte kalmıştı?

"21 Şubat 2007..." Teker teker siteleri taradı. Bırakıldığı yetimhanenin adını arattı. Belki yeni bir haber çıkmıştır diye... Elinden gelen her şeyi yaptığından emin olmak istiyor, bir yandan da elinden gelen her şeyi tüketmek istemiyordu.

Tükettiği ve ona ulaşamadığı takdirde ne olacaktı? Kendini bildi bileli aradığı şeyden vazgeçebilecek miydi? Onu aramaya alışmıştı. Onu bulmak istiyordu. Bulamıyordu ve bulamayacağının kesinleştiği bir ihtimali düşünmek istemiyordu.

Yine üstten gelen bildirimle dikkati dağılırken yine aynı numaranın mesaj attığını gördü ve bildirim panelinden mesajı okudu.

Bilinmeyen Numara: Dünya Diş Hekimleri Günün kutlu olsun

Böyle bir günün olduğunu biliyordu. Bugünkü seminerin nedeni de buydu zaten. Ama bir diş hekimi olmasına rağmen, bu günü sürekli unutuyordu.

Rüzgar: İsmin yerine yazan Kutlamak İçin'in hakkını vereceğim diyorsun

Bilinmeyen Numara: Tabii, ne sandın?

Rüzgar: Bulabildiğin tüm özel günleri kutlayacak mısın böyle?

Bilinmeyen Numara: Evet

Bilinmeyen Numara: Daha önümüzde çook özel günler var

Rüzgar'ın dudaklarının arasından samimi olmayan, kısık bir kahkaha çıktı. Özel gün. Onun için çok tuhaf bir kavramdı.

Rüzgar: Önümde özel diyebileceğim bir gün olsaydı emin ol bunu bilirdim

Bilinmeyen Numara: Belki ne kadar özel olduklarının farkında değilsindir?

KUTLU OLSUN (Kitap Oldu)Where stories live. Discover now