21- Hastalıkta, Sağlıkta

147K 9K 6.9K
                                    

The Neighbourhood - Daddy Issues

Rüzgar

Meltem, yalan söylemezdi.

Karakteriyle ilgili en belirgin özelliği buydu. Dürüsttü, dürüstlüğünün sonucu kötü şeyler getirecek olsa bile dürüsttü. Dürüst olduğu için seneler önce kırdığı bilgisayar kasasının suçunu almama izin vermemişti. Dürüst olduğu için ona beni yetimhaneden mi tanıdığını sorduğunda yalan söyleyememişti.

Bu yüzden beni arayıp ağrı kesici sorarken hasta olmadığını söylediğinde ona inanmıştım. Hastaydı, çok hastaydı. Ayakta duracak hali yoktu. Yüzü solgundu, sesi kısılmıştı ve titriyordu. Bariz bir şekilde hastaydı ama bana hasta olmadığını söylemişti.

Bunu söylerken amacı yalan söylemek değildi.

Hasta değilim, demişti çünkü hasta olmadığına inandırmıştı kendini. Hasta olmadığını sayıklayıp durmuştu. Ağrı kesici içerse geçeceğini söylemişti ama geçmiyordu.

Bir elimi onun ellerinin arasına tutması için bırakmışken doğrularak sırtımı koltuğa yasladım. Uyku tutmamıştı. Boştaki elimi Meltem'in alnına yaslarken ateşine baktım. Sıcaktı, ateşi vardı. Derin bir nefes alarak bez ıslatıp alnına koymak için kalkmaya çalıştım. Meltem, elimi sıkıca tutarak huysuz bir ses çıkardı.

"Tamam," diye fısıldadım. "Buradayım."

İki eliyle elimi sıkıca tuttu. Bacaklarını kendine çektiğinden küçücük görünüyordu. Titriyor, bir şeyler sayıklıyor, yerinde kıpırdanıyordu. Kâbuslarını kovamayacak kadar yetersiz olduğum için kendimi suçlarken Meltem'in "Rüzgar..." diye sayıkladığını duydum.

Aşağıya doğru kayarak Meltem'e döndüm ve elimi omzuna koyarak usulca okşadım. Gergin bedeni biraz olsun gevşerken gözlerimi perdeden içeri sızan ay ışığına çevirdim. Saatin kaç olduğunu bilmiyordum. Meltem bir türlü tam anlamıyla uykuya geçemiyor, sürekli uyanıp duruyordu. Düzgün bir şekilde dinlenemiyordu.

Yorgunlukla gözlerimi kapatıp başımı yastığa yasladım. Burnuma saçlarının kokusu dolduğunda elimde olmadan içime derin bir nefes çektim. Çok güzel kokuyordu. Kolumu karnının üstüne atıp rahatlatmak istercesine karnının üstünü okşarken yastıktaki başımı biraz daha ileriye götürmüş, burnumu saçlarının arasına sokmuştum.

Tam olarak geçemediğim uykudan Meltem'in kıpırdanmasıyla kendimi atarak uyandım. Gözlerimi açarak Meltem'e baktığımda bana doğru dönmüş olduğunu görmüştüm. Kedi gibi sırnaşarak başını boynumun girintisine soktuğunda nefesimi tuttum. Eli enseme tutundu. Sıcak nefesi boynumu yakarken sessizce soluğumu verdim.

Elimi sırtına doğru kaydırdığımda fazlasıyla terlediğini fark ederek başımı yastıktan kaldırdım. "Meltem?" diye fısıldayarak konuştuğumda güzel çehresi bir kaş çatmasıyla şekil aldı. "Hmm?"

"Çok terlemişsin, üstünü değiştirmen için kıyafet getireceğim. Tamam mı?" Gözlerini açmadan başını salladığında elimi dikkatle çekerek koltuktan kalktım. Hızlı adımlarla odama girip dolabımı açtığımda Meltem'in pijama üstlerinden birini elime almıştım. Odadan çıkacağım sırada atletini de değiştirmesi gerektiği aklıma geldiği için geri döndüm ve Meltem'in iç çamaşırlarını koyduğu alt çekmeceye bir süre baktım.

Eğilerek çekmeceyi açtığımda gözüme çarpan ilk şey sütyenleriydi. Onların da arkasında atletleri vardı. Elime bir atletini aldığımda sütyeninin kopçası da atlete takılmış, ikisi beraber çekmeceden çıkmıştı. Homurdanarak atletle sütyeni ayırmaya çalıştım. Gereksiz bir şekilde aceleci davrandığımdan bir süre hiçbir şeyi beceremedim. En sonunda içime sabırla bir nefes çekerek sütyeni atletten ayırmış, çekmeceye koyarak kapatmıştım.

KUTLU OLSUN (Kitap Oldu)Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ