11- Onunla Evleneceğim

132K 9.3K 3.9K
                                    

Ağrılar içinde yatakta uzanırken alt kattan gelen seslerle gözlerimi açmış, bir süre tavana boş boş bakmıştım. Yerimden doğrulmak için hareketlendiğimde karnıma giren sancıyla inildeyip yattığım yere geri uzandım.

İlk günlerdeki kadar acıtmasa da hâlâ ani hareket etmemem gerekiyordu.

Kafamı çevirip komodinin çekmecelerine uzanmaya çalıştım. En alttaki çekmeceyi açtıktan sonra elimle telefonumu aradım, birkaç gün önce benden alındığını hatırlamam sonraki saniyede oldu. Gözlerim sulanırken burnumu çekip ağlamamaya çalıştım. Çok ağlamıştım, artık bu kadarı yeter diyordum ama elimde değildi.

O telefon için çok çalışmıştım. 21 yaşındaydım ve bu yaşıma kadar telefonum olmamıştı. Yanında çalıştığım kuaförden bana kalan parayı biriktirerek almıştım o telefonu. Hayatımda sahip olduğum ilk şeydi.

Yıllar sonra Rüzgar'la konuşmamı sağlamıştı.

Rüzgar...

Acaba şimdi ne yapıyordu? Kim olduğumu anlamıştı. Aslında ona en başında kim olduğumu söyleyerek yazmak istemiştim ama aradan çok zaman geçmişti. Cesaret edememiştim.

Ve Rüzgar da çok değişmişti.

En azından kendisini öyle göstermeye çalışıyordu ama onun hâlâ aynı çocuk olduğundan emindim. Bana beni bırakmayacağını söyleyen o çocuk, benim için geri döneceğini söyleyen o çocuk...

Benim için geri döndüğünü biliyordum. Numarasını da bu sayede bulmuştum zaten. Geri dönmüş, beni bulamamıştı ve ben ona ulaşayım diye cep telefonu numarasını bırakmıştı. Aslında yazdığım anda kim olduğumu anlayacağını sanmıştım. Belki de bu yüzden cesaret edememiştim Meltem olduğumu söylemeye.

Karnımdaki sancı etkisini azalttığında yerimden yavaş yavaş doğruldum ve baş ucumdaki sudan birkaç yudum aldım. Dudağımdaki yara yüzünden bir şey yemek, içmek bana çok zor geliyordu.

Ayaklarımı yere bastırarak ayaklandığımda gözlerim bir anlığına kararmıştı. Duvardan destek alıp küçük odamın çıkışına ilerledim.

Aşağıdan gelen sesler bağrışmalara dönerken iç geçirerek odamdan çıkmış, banyoya doğru yönelmiştim. Her sabah olan bir şeydi. Annem ve babam olduğunu söyleyen bu insanlar, onları 6 yaşımda tanımıştım, devamlı kavga ediyorlardı. İkisinin de umurunda olmamama rağmen beni bırakmıyorlardı. Sebebi çok sevdiklerinden değil, üstümden geçinmelerindendi.

Çocuk yardımı kesilene kadar üstümden onunla geçinmişlerdi. O kesilmeden önce de çalışmaya başlamıştım. Üniversite okumama müsaade etmemişlerdi, sınava dahi girememiştim. Liseyi bile çeşitli zorluklarla bitirmiştim. Okul çıkışı çalıştığım için derslere vaktim kalmamıştı zaten.

Kazandığım tüm parayı kendilerine harcamaya ant içmişlerdi adeta. Öyle ki kenarda biriktirerek kendime aldığım telefonu görünce babam olduğunu söyleyen o adam çok öfkelenmişti. Hele bir de rehberde kayıtlı yalnızca bir kişinin olduğunu, o kişinin de erkek olduğunu görünce...

O anları hatırlayınca yediğim dayaktan kalma izler tekrardan sızlamıştı. Düşüncelerimi dağıtmak için başımı iki yana salladım ve yüzümü ılık suyla yıkadım. Biraz daha kendime geldiğimde nefesimi tutup aynaya bakmıştım.

Dün gördüğümden çok farklı bir manzara karşılamamıştı beni. Yüzümün çeşitli noktalarındaki morluklar iyileşmeye başlamıştı ama hâlâ çok çirkin görünüyordu. Bu görüntüye daha fazla dayanamayıp bakışlarımı kaçırdım ve banyodan çıktım.

Az kalmıştı. Bu cehennemden çıkacaktım. Onlardan sakladığım telefonu bulana kadar dışarıya tek başıma çıkmama müsaade ediyorlardı. Eve para getirdiğim için buna izin vermek zorundalardı. Tek yapmam gereken sözlerinden çıkmayarak güvenlerini yeniden kazanmaktı. Sonra...

KUTLU OLSUN (Kitap Oldu)Where stories live. Discover now