37- Eksik Parça

174K 7.5K 6.5K
                                    

Sia - Elastic Hearts

Rüzgar, arabasını uygun bir yere park edip inmeden önce etrafına kısaca bakındı. Buraya ilk geldiğinde etrafa pek bakınmamıştı. Gözlerini hedefine kilitlemiş, arabadan aceleyle inmişti. Durup düşünmemişti bile. Bir saniye dahi olsa geç kalmak istememişti. Tek istediği arabadan inmek ve yıllardır beklediği ana kavuşmaktı. Meltem'ine kavuşmak, onun yaşam ateşini söndürenlerin elinden onu kurtarmaktı.

Bunu başarmıştı. Meltem'ini, içine düştüğü cehennem çukurundan kurtarmış ve yaşam ateşini körüklemişti. Yıllardır buzuldan farksız ruhunu onu ısıtmak, hayata döndürmek adına hiç tereddüt etmeden yakmıştı. Şimdi ikisi de alevler içindeydi. Rüzgar'ın her bir zerresi, karısı için yanıyordu.

İçine derin bir nefes çekerek arabadan indi. Buraya son gelişinde incelemediği kadar inceledi mahalleyi. Dışarıda oynayan çocukları gördü. Meraklı bakışları yüzündeydi. Rüzgar, onların yanından geçerken bir çocuğun başını çok hafif bir şekilde okşadı. Çocukken sevilmeye en yakın hissettiği anlar, birinin saniyelik bir şekilde başını okşadığı anlardı.

Meltem'in senelerce yaşadığı o evin önünde adımlarını durdurup kapıyı çaldı. Buraya geldiğinden karısının haberi yoktu. Bilse o da gelmek isteyecekti ancak Rüzgar, onun bir daha buradaki hayatıyla yüzleşmesini istemiyordu.

Kapının ucundan gelen adım seslerini duyduğunda içine derin bir nefes çekip ellerini arkasında birleştirdi. Sakinliğini korumalıydı. Karısının gördüğü şiddet yüzünden yamulmuş küçük parmağını düşünmenin sırası değildi. O parmağın intikamını aynısını yaparak almayacaktı. Bir kez daha o adam gibi davranmayacaktı. Bu, Rüzgar'ın karakterine aykırıydı.

Kapı açıldığında onu Meltem'in annesi karşıladı. Kadın, onu karşısında gördüğünde şok içinde kalmıştı. Kocasının "Gönül, kim geldi?" diye bağırdığını duydu Rüzgar. Tasasız bir şekilde gülümsedi.

"İçeriye girebilir miyim?" diye sordu, gülümsemesine rağmen yüzü de tuhaf bir biçimde ifadesizdi. Gönül, kapıyı sonuna dek araladığında Raci de koridora çıktı. Rüzgar'la göz göze geldiklerinde adamın donup kaldığını gördü. Rüzgar'ın bakışları, ister istemez Raci'nin eline indi. Onunla beraber kendi elinin de ufak bir kısmını yakmıştı ancak kendi elindeki yanık iyileşmişti.

Raci'nin ellerine baktığında ise hangisinin yandığı açıkça belli oluyordu. Öğrencilik zamanında saniyelik bir şekilde ispirto ocağında elinin yandığı olmuştu. Sadece bir saniyesi bile çok acıtırdı. Ancak o an gözü öyle dönmüştü ki, kendi acısını çok sonradan hissetmişti. Bir daha asla böyle bir şeye kalkışmayacaktı.

Karşısındaki, karısına zarar veren kişi olsa da birinin canını yaktığı elleriyle gidip karısına dokunamazdı.

"Ne istiyorsun?" diye sordu Raci. Sesi, korku içinde çıkmıştı. Elinde değildi. İster istemez onu son görüşünde olanları düşünüyordu. Elinin nasıl cayır cayır yandığını ve sonrasında, bir daha Rüzgar'a yaklaşacak olursa onu tehdit eden adamı...

Geriye doğru bir adım atıp bağırdı. "Git buradan!"

Böyle bir tepkiyle karşılaşmayı beklemeyen Rüzgar'ın kaşları çatıldı. O da buraya gelmeye pek meraklı değildi ama yarım kalmış bir işi vardı. Klinik, yaşanılan olayın ardından yeniden eski düzenine dönmüştü. Şimdi yapması gereken tek şey, bir daha asla böyle bir şeyin yaşanmayacağına emin olmaktı. Meltem'in küçük parmağından ruhuna kadar, her zerresine zarar veren bu adamdan kurtulmalıydı.

KUTLU OLSUN (Kitap Oldu)Where stories live. Discover now