Bölüm 2.3

220 49 47
                                    

Bölüm 2-Part 3

Bu yazarın sizden ufak bir dileği var!

Daha fazla kişiye ulaşabilmem için hikayeyi beğeniyorsanız bir oy bırakmayı, aşağıdaki yıldıza dokunmayı unutmayın! Fikirlerinizi de yoruma bırakırsanız çok mutlu olurum :) Tüm yorumlara cevap vereceğim :) Keyifli okumalar :)

Kapının önünde beni bekleyen Barlas'a ilerledim ve salondan çıktım. Koridorda ilerlemeye başladı. Bir yandan da konuşuyordu:

-İlk olarak etrafı gezmek ister misin?

-Neler oluyor?

Anlamayan bir yüz ifadesiyle bana baktı.

-Ne gibi?

-Umay Ana... Bir şeyler gizliyor gibiydi.

-Ben bir şey fark etmedim ama etseydim bile bir savaşçı olarak Tanrıça zihinlerini okuma şansım yok maalesef, derken omuz silkti. "Ama istersen sana bu dünya hakkında bilgi verebilir ve sana biraz etrafı gezdirebilirim."

Başımla onayladım ve koridorda ilerlemeye başladı. Kimse burada benim istediğim cevapları vermeyecekti. O yüzden sormayı bırakmaya karar verdim. Bu andan itibaren tek derdim bir an önce evime dönmekti.

Barlas'ı takip ederken düşünmemeye çalışsam da aklım hala tanrıçanın benden gizlediği şeydeydi. Ait olmadığım bir dünyada benimle ilgili onu tedirgin edecek ne gelişmiş olabilirdi ki?

Merdivenlerden alt kata inerken Umay Ana'nın gönderdiği genç kadınla karşılaşsak da, genç kadın sanki bizi hiç görmemiş gibi davranarak yukarı yönelmişti:

-Bekle!

Kadın beni hiç duymamış gibi yukarı çıkmaya devam etti:

-Sana dedim!

-Deren! Tanrıçaların yardımcıları kimseden emir almaz. Boşuna sesleniyorsun, görevi mesajı Umay Ana'ya iletmek, seni dinlemeyecek, dedi Barlas merdivenlerin başında beni beklerken.

-Bunu öğrenmem lazım, diyerek yukarı yöneldim. Nasıl bu kadar hızlı olduğunu anlayamadığım bir şekilde Barlas yanımda bitmiş ve kolumdan beni yakalamış, kendine çevirmişti.

-Bunu ancak Umay Ana öğrenmen gerektiğine karar verince öğrenirsin, boşuna uğraşıyorsun. Seni içeri almayacak. Yalnızca o istediğinde onu görebilirsin. Sen istediğinde değil!

Barlas'ın sert tepkisine karşılık sinirle kolumu çektim, ancak kolum kıpırdamamıştı bile. Bir yandan gözlerimin dolmasına engel olmasına çalışırken diğer yandan sinirle Barlas'a bakıyordum.

-Bana ne yapıp ne yapmayacağımı söyleyemezsin!

-Sana ne yapıp yapmayacağını söylemedim. Sadece sana yardımcı olmaya çalışıyorum, derken sesi yumuşamıştı.

Onun sesi yumuşasa da bana karşı olan tavrıyla birlikte zıplayan sinirlerim yumuşamamıştı:

-Kolumu bırak! Bir daha da benim iznim olmadan bana asla dokunma!

Barlas elini kolumdan çekti. Derin bir nefes alarak gözlerimi Barlas'ın gözlerinden çekip yere doğru çevirdim. Merdivenlerden tek başıma inmeye başladım. Açık duran kapıdan çıktığımda hiç duraksamadan yürümeye devam ettim. Barlas hiçbir şey söylemedi ama ayak seslerinden beni takip ettiğini anlamıştım. Adımlarımı hızlandırarak ağaçların arasına doğru yürüdüm. Sinirimi topraktan çıkarırcasına ayaklarımı yere vura vura yürüyordum. Birileri bana hak vermeliydi artık. Birileri bana her şeyi anlatmalıydı artık. Birileri bana... Birileri bana eve gideceğim yolu göstermeliydi artık!

UÇMAKWhere stories live. Discover now