Bölüm 9.1

74 24 6
                                    

Bu yazarın sizden ufak bir dileği var :)

Bu hikayeyi paylaşabilmek için çok uzun süre bekledim ve çok emek verdim. Hepinizden rica ediyorum hikayeyi beğendiyseniz ufak bir yorumu ve oy kullanmayı unutmayın!

Not: Bu yazar bölümleri öncesinde çok uzun yazdığı için buraya sizi sıkmamak adına bölerek atıyor. O yüzden part olarak ilerliyoruz. Keyifli okumalar :))

BÖLÜM 9-PART 1

Gözlerimi açtığımda bir odanın tavanına bakıyordum. Gözlerimi tekrar kapadım. Başım çatlayacak gibi ağrıyordu.

-Deren kendine geldi!

Doruk'un sesiydi bu. Endişeli gibi geliyordu sesi.

-Deren! İyi misin? Bir işaret ver.

O an cevap vermeye bile mecalim yoktu. Sanki dersten çıkmış gibi değil de önceki gece büyük bir partide kafayı bulana dek içip sızmış gibi hissediyordum. Beynim kafamın içinde sıvılaşmış gibiydi.

-Deren! İyi misin?

Zorlukla ağzımı açtım:

-Hı-hım.

-İyi! Başın ağrıyor, değil mi?

-Hı-hım, dedim yine zorlukla.

-Şimdi sana bir şurup içirecekler, o baş ağrına iyi gelecek, dedikten sonra dudağımda soğuk bir sıvı hissettim. Sıvı ağzımın içine aktı ve ben zorlukla yutkundum. Yutkununca boğazım acımıştı. Birkaç saniye sonra baş ağrım hafiflemeye başladı. Rahat bir nefes aldım ve gözlerimi tekrar araladım. Gözlerimi tamamen açmamla Doruk'un endişeli bakışlarıyla karşılaştım.

-Gözlerini açtı! Başın daha iyi mi?

Doruk endişeyle bağırarak bana doğru eğildiğinde sesin yüksekliği başıma bir sızı daha girmesine neden olmuştu.

-Lütfen bağırma! Sesin beynimde yankılanıyor gibi hissediyorum, dedim mırıldanırcasına.

-Özür dilerim, dedi ve sesini düşürerek geri çekildi. Endişeli gözlerle bana bakmaya devam etti.

Sorun olmadığını anlatmak için gülümseyerek başımı salladım. Başım daha da hafifleyince doğrulacak gücü kendimde hissetmiştim. Kalkıp doğrulmaya çalışınca Doruk hemen atıldı, yardım etti ve yastığı sırtıma koydu. Sırtımı yastığa dayayarak oturdum.

-Ne oldu bana?

-Seni çadırda baygın buldum. Dersten sonra savaşçılar genellikle çok ağır bir baş ağrısı çekerler ancak sen buraya geleli daha üç gün olduğu için bizim kadar dayanıklı ve güçlü değilsin o yüzden sanırım sana ağır geldi ve bayıldın. Şimdi biraz daha iyi misin?

Başımla onayladım. O an çevreme baktığımda bir evin içinde olduğumu fark ettim. Bu bir çadır değildi, bir evdi. Etrafımı incelediğimi fark eden Doruk açıklama yaptı:

-Şey, sen bayılınca okula en yakın Barlas'ın annesi geldi aklıma. Kendisi tanrıça Aşapamat'ın eski yardımcılarındandır. Eski bir şifacı yani, her türlü ilacı yapmayı bilir. O yüzden seni buraya getirdim.

Odanın içerisinde benim yattığım tek kişilik yatak, bir dolap ve bir komodin vardı. Yatağın sol tarafındaki pencereden Uçmag'ın okuluna ait çadırlar seçilebiliyordu. Ev gerçekten okula çok yakındı. Pencerenin perdesi yoktu. Tabii cennette sizi kim dikizleyebilirdi ki?

-Şey, ben... Ne kadardır baygınım?

-Sanırım yaklaşık bir saat oldu. Günçe Teyze seni kontrol etti, sorun olmadığını sadece bitkin düştüğünü söyledi.

UÇMAKWhere stories live. Discover now