Bölüm 9.4

62 24 8
                                    

Aman Allah'ım önceki bölüm neler oldu öyle?? diyenler için yeni bölüm geldi!!

Bu yazarın sizden ufak bir dileği var :)

Bu hikayeyi paylaşabilmek için çok uzun süre bekledim ve çok emek verdim. Hepinizden rica ediyorum hikayeyi beğendiyseniz ufak bir yorumu ve oy kullanmayı unutmayın!

Not: Bu yazar bölümleri öncesinde çok uzun yazdığı için buraya sizi sıkmamak adına bölerek atıyor. O yüzden part olarak ilerliyoruz. Keyifli okumalar :))

BÖLÜM 9-PART 4

Bitecek Deren, gerçek değil. Avazım çıktığı kadar bağırdım.

Bir anda sanki televizyon bozulmuş da kapanmış gibi görüntüler yerini karanlığa, sonrasında da korkuyla açtığım gözlerimle Doruk ile oturduğumuz odaya bırakmıştı. Derin derin nefes alırken Doruk'u karşımda sapasağlam görünce hıçkırarak boynuna atladım. Kafamı omzuna gömüp bağırarak ağlamaya başladım. Doruk'un kolları sırtımı sarmıştı, aynı anda beni sakinleştirmek için konuşuyordu ancak onun da bunu beklemediğini ve hala titrediğini hissedebiliyordum.

-Deren, geçti. Tamam, güvendesin. Buradayım. Sakin ol!

Doruk'un kolları beni sıkıca sarmış bir eli sırtımı sıvazlarken ağlamama engel olamıyordum.

-Deren, ne oldu? Ne gördün?

Barlas'ın sesini duyunca başımı Doruk'un omzundan kaldırdım. Barlas'ın odada olduğunu görmemiştim. Odada olduğunu görmediğim birkaç kişi daha vardı. Demir, Akşin ve endişeli gözlerle bana bakan Günçe Teyze.

Ağlamam durmuştu ama hıçkırıklarım geçmemişti. Doruk'tan ayrılıp Barlas'ın boynuna atladım. Gördüklerim tekrar zihnime doluşunca başımı iki yana sallarken gözlerim tekrar dolmaya başlamıştı. Barlas'a sarılmamla birlikte tekrar ağlamaya başlamıştım. Görüntüler zihnime doluşunca tekrar titremeye başladım, hıçkırıklarım yine artmıştı. Barlas'ın yere düşüşü gözümün önüne gelince Barlas'ı daha da sıktım. Daha sıkı tutarsam sanki asla kaybetmeyecekmişim gibi...

-Kötü bir şey mi? Kabus mu? Ne gördün?

Başımı iki yana salladım. Hiçbiri değil.

"Ne gördün? Bana gösterebilirsin."

Şu an buna hazır değilim, yalvarırım şu an bunu isteme benden. Sadece... Sadece sarıl, lütfen.

Zihnimden geçirdiklerimle birlikte Barlas'ın kolları beni sıkıca sararken bir eli de saçlarımı okşamaya başlamıştı. Bu dünyada sadece burada güvende hissediyordum ben. Bu durumdan nefret etsem de buradaki sığınağım oydu.

-Geçti, bitti hepsi, derken saçımı okşamaya devam etti. "Ben yanındayım."

Bütün bedenim sanki hava çok soğukmuş gibi zangır zangır titriyordu. Üşüyor muydum? Hava soğuk değildi ki. Neden titriyordum?

Hiçbiri gerçek değildi ama sanki... Sanki hepsi gerçek gibiydi. Hissettiklerim, gördüklerim hayal gücümün ürünü olamayacak kadar gerçekti. Neden böyle şeyler görmüştüm ki? Böyle şeyleri yaşamamıştım, hayatımda hiç görmediğim canavarları hayal etmiş olamazdım.

Kaç dakika o şekilde Barlas'ı sıkıca tuttuğumu bilmiyordum, onun da endişelendiğini hızla atan kalbinden anlayabiliyordum. Barlas en sonunda dayanamayıp beni hafifçe doğrultmaya çalışmıştı. Sıkıca sarılmış olan ben milim kıpırdamamıştım.

-Deren beni korkutuyorsun.

Bunu kulağıma doğru fısıldamıştı. Sanki bedenim tamamen kilitlenmiş gibiydi. Hareket edemiyordum. Sadece titriyordum. Gördüklerime anlam veremiyordum. Gördüklerim neydi? Neden öyle şeyler görmüştüm? Orada gördüğüm şeylerin ne olduğunu dahi bilmezken... Nasıl böyle bir sahne görmüştüm?

UÇMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin