Bölüm 5.2

106 33 16
                                    

  Bu yazarın sizden ufak bir dileği var!

Daha fazla kişiye ulaşabilmem için hikayeyi beğeniyorsanız bir oy bırakmayı, aşağıdaki yıldıza dokunmayı unutmayın! Fikirlerinizi de yoruma bırakırsanız çok mutlu olurum :) Tüm yorumlara cevap vereceğim :) Keyifli okumalar :)

BÖLÜM 5-PART 2

  -Daha hazır değil mi, Barlas şefim?

-İki dakikaya geliyor, efendim, dedi yine o tebessümle. Boynu altında kalasıca çok da güzel gülümsüyordu.

-Barlas abi! Sen ne işle uğraşıyordun?

İşte o an ben şok içinde Masal'a bakarken Barlas tüm profesyonelliğiyle yalanlarını sıralamaya başlamıştı. Bu kez şok içindeki suratım Masal'dan Barlas'a dönmüştü. İstediğinde çok güzel ve profesyonelce yalanlar söyleyebiliyordu demek ki. Bunu aklımın bir köşesine yazmıştım.

-Mühendisim ben. Yazılım mühendisi. Şu an İngiltere'deki bir firma için software program geliştiriyorum.

-Neden burada yaşıyorsun ki o zaman? Oraya gitme şansın yok mu?

-Çünkü birileri gitmek istemiyor, derken bakışlarını bana çevirince Masal'da bana dönmüştü. Bu durum nasıl bende patlamıştı? Ben o arayı kaçırmıştım da.

-Ben bunları hiç bilmiyordum bak sen!

Ne diyeceğimi bilemediğim için teklemeye başladım:

-Şey, yani ben onu zorlamadım ama o da beni bırakıp gitmek istemedi.

-Peki, sen neden gitmek istemiyorsun ablacığım?

Şu an yurtdışından gelen gurbetçiler gibi "Kurulu düzenim var." demek istiyordum.

O an kafamda bir şimşek çaktı, bunu Uçmag ziyaretlerim için kılıf olarak kullanabilirdim.

-Yani aslında gitmek istememek değil de biraz vakte ihtiyacımız var bence. Sonuçta Barlas oraya işi hazır bir şekilde gidecek ama benim her şeyimi düzenlemem için zamana ihtiyacım var.

-Evet, ben de onu bekliyorum. Kendini hazır hissettiğinde birlikte gidelim istiyorum, dedi Barlas, Masal'a bakarak. "Onu burada bırakırsam bu güzelliği kesin birileri kapar."

Güzel mi? Güzel kelimesini duyunca gülümsememe engel olamamıştım. Utanmıştım ama bir o kadar da hoşuma gitmişti. Utangaç bir şekilde gülümserken Barlas ile göz göze gelince yutkundum ve kendimi toparladım. Yine kendimi kaptırıp saçmalamaya başlamıştım.

Kafamı hemen Masal'a çevirdim. Masal'ın vücudundaki tüm yağların eridiğini sadece bakarak görebiliyordum. Kelimenin tam anlamıyla mest olmuştu. Bu işin sonu umarım kötü bitmezdi.

Barlas ise tabakların hazırlığını bitirmişti.

-Servis peçetelerin nerede acaba?

-Ah, bekle. O işi ben halledeyim hemen, diye oturduğum yerden hızla kalktım. Çekmeceden servis peçetelerini çıkardım ve üst çekmeceden çatal-bıçakları çıkardım. Masaya geçip yerleştirdim. Barlas da tabakları masaya yerleştirdi.

-Kadehleri şurada görmüştüm sanırım, diye üst dolaplardan birini açtı. "Evet, doğru hatırlamışım."

Üç tane kadeh aldı ve masaya koydu.

-Bu akşam ablanı sarhoş edelim mi Masal, ne dersin?

-Onun için çok da çaba harcamamıza gerek yok aslında, dedi gülerek. Bense Barlas'ın arkasından gözlerimle kaşlarımla işaret etmeye çalışıyordum. "Ablamın alkol toleransı çok düşüktür. Birkaç kadehte işi biter."

UÇMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin