6. Bölüm - Part 2 "Dejavu"

4.4K 457 181
                                    


Yarım saat içinde evde herkes hazırlıklarını tamamlamış ve aynı anda çıkmıştık ders saatlerimiz çakıştığı için. Bahçeye çıktığımızda Jongin park alanına ilerleyeceği sırada koluma dokunup başıyla o yönü işaret etti.



"Kask aldım. Seni de bırakayım mı?"



"Delirdin mi?" Kendimi geri çekip dehşet ifadesiyle baktım. "Chanyeol görürse neler olur düşünemiyor musun?" Gözümü havaya dikip derin bir nefes aldım. "Tanrım nasıl bi işin içindeyim ben?!"

"Ben onu sadece Baekhyun'un sevgilisi sanıyordum."

Duyduğum cümleyle gökyüzündeki bakışlarım az öncekinden çok daha dehşet dolu bir halde karşımda potansiyel tehlikeden bihaber dikilen çocuğa çevrilmişti.



"İyi misin Jongin? Yediklerin kafa mı yaptı? Bunun dediğinle ne ilgisi var?! Konu Baek'le aranızda geçen şeyin benim tarafımdan unutulmuş gibi görünmesi. Chanyeol seninle takıldığımı öğrenirse ne yapar biliyor musun?"

" 'NE' yapar?" dedi vurgulayarak, küçümseyici bakışlarla.



"İşte onu ben de bilmiyorum." Boğuluyor gibi sağa sola çevirdim başımı. "Bunları zaten Baekhyun'la ilgili en ufak bi hisse sahip olmadığına inanarak söylüyorum öncelikle farkındasın di mi?" Sorar gibi baktım. "Bu kısımda hemfikiriz."



Cevap vermek yerine yüzüme bakıyordu sabit bir ifadeyle.



"Buraya kadar durum böyle olsa bile Chanyeol seni Baekhyun veya ona yakın insanların -ki bu ben oluyorum-, 1 kilometreden yakınında görürse hır çıkarır. Ve benim ikisiyle de arkadaşlığım bitebilir. Anlıyorsun değil mi?"



"Evet." Başıyla onayladı.



"Güzel." Karşısına geçip omzuna koydum elimi. "Şimdi gidiyorum. Şu verdiğin kitabı da okumak üzere alıyorum yanıma." Konu dağılsın diye gülümsedim uzaklaşırken.



"Tamam." Arkasını dönüp giderken gülümsedi benim gibi. "Akşam görüşürüz."



Okulda yine bol Baekhyun'lu bir günün ardından dersin sonuna ulaştım. Ne yazık ki memelilerin kas ve sinir sisteminden Shakespeare'e zaman ayıramamıştım. Derslerde ara sıra Minhyuk salağına öldürücü bakışlar attığımda Baekhyun ne yaptığımı sorsa da bir şey diyemiyordum. En kötüsü de afrodite çok yaklaştığımı anlatamıyordum. Nasıl yaklaştığımı bilmesine izin veremezdim çünkü.



Yediğim her haltı çekinmeden anlattığım Baekhyun'dan kasıtlı olarak bir şeyler saklamak da biraz mide ağrısı yapıyordu haliyle. Normalde çok iyi yalan söyleyebiliyor olmama rağmen Baekhyun'la bu konuda konuşurken gözlerimi kaçırıyordum. Biraz da vicdandan kaynaklıydı sanırım. Ona ihanet ettiğimi düşünüyor olabilirdim.



Ders çıkışı Baekhyun Chanyeol'le mesajlaşarak yanımda binanın çıkışına ilerliyordu.



İfadesizce yürürken ona bakmadan sordum dikkatini bana versin diye.

"Ve akşama ne pişireyim diye soruyorsun?!"



"Dersi asıyor. Çıkışta tenise gideceğiz." Ağlamaklı gözlerle baktı yüzüme. "Sehun sporcu bi babanın yüz karası oğluyum. Bi insanın bu kadar mı yeteneği olmaz?"



Koridorda ilerlerken kafamı geriye atıp sıkı bir kahkaha patlattım. "Chanyeol'e acıyorum! Seni düşünüyorum da..." Baekhyun'un sesini taklit ettim. "Chanyeol bu raket bozuk."



Channie Says SpecialWhere stories live. Discover now