20. Bölüm "Hazırla Kendini"

4.3K 400 157
                                    

"...Mesela o gün iki omzumdan tutup beni sarstığında ben tam burnumla gözlerimin arasında bir yere yumruğunu geçirmeni bekliyordum."



Bir ses hayal gibi fısıltıyla beni uykumdan yavaş yavaş uzaklaştırırken gerçek olup olmadığından bile tamamen emin olamadığım o fısıltılar her saniye biraz daha yükselerek devam ediyordu. Sesin sahibi her kim ya da her neyse biraz daha kısık ama vurgulu bir ton katmıştı cümlelerine.



"...Ama bana sadece öfkeyle neden yolun ortasından yürüdüğümü sordun.Bir süre önce sorduğun kalp atışları konusu vardı ya hani...Sırılsıklam ve soğuktan kızarmış yüzün, çattığın kaşlarınla soluk soluğa bana baktığın o an ne demek istediğini en iyi anladığım andı. Benim de sana yaşattığım tam olarak bumu? Eğer böyleyse senden tüm içtenliğimle özür diliyorum.Çünkü ben o günden beri kendimi iyi hissetmiyorum."

Duyduklarım her neyse ya da her ne manaya geliyorsa, gözlerimi açmaktan,dudaklarımı kıpırdatmaktan hatta nefes alarak bile duyuyor olduğumu fark ettirmekten çekinmeme neden oluyordu. Ses sayesinde yavaş yavaş farkına varmaya başlamıştım vücuduma değen yatağın, sağ kulağımın altındaki yastığın. Belki de yüzümü oynatmadan kıçımı biraz kıpırdattığımda bulunduğum yeri anlamıştım az çok.



"Geçen yıl seninle öylesine tanıştığımız zamanları hatırlamak için kendimi zorladığımı fark ettim. Bir yarım o zamanları hatırlamaya çalışırken diğer yarım bunu niye yaptığıma anlam yüklemeye çalışıyordu. Tanıyorsun işte. Niye kurcalıyorsun ki öncesini? Tam işte böyleydi sorularım."

Ee?

Benim sorularımsa daha çok şu an acaba uyumadığımın farkında mı cümlesi etrafında dönüyordu.



"O an zaten iyi tanıyor olduğun birinin, yeterince tanımadığın zamanlardaki halini merak etmene sebep olan nedir? Biri de buydu...Benim için yalnızca ortak arkadaşlar yüzünden tanıdığım,bizim okuldan dengesiz, ilgi budalası ve seksi herifin tekiyken nasıldı? Bana peki o zamanlar nasıl bakıyordu?.. Gerçek Sehun'u tanıdıktan sonra senin yalnızca kabuğunu bile hatırlamak istememe neden olan neydi?"



Beni seksi mi buluyordu? Evet, pekala tamamen yeni uyandığım içindi kulağıma dolan kelimelerden kırmızıyla yazılanları ayıklamam. Yoksa onca şey arasından buraya filan takılı kalmamıştım.



"Sana seni anlatacak değilim. Hele de sen uyurken."



Neyse ki bendeki sorulardan biri yanıtlanmıştı böylece. Hemen algısını sabit tutmak için uyuma numarasındaki incelikleri hatırlamaya çalıştım. En önemli nokta vücudu tamamen serbest bırakmakken nefesimi tuttuğumu fark edip kısa bir telaş yaşamış olsam da Jongin'in şu an yüzümün dönük olduğu yerde muhtemelen oturarak ve bana bakarak konuştuğu gerçeğini görmezden gelip biraz rahatlayabilmiştim. Yani çok az.



"Bir gün dinlemek istediğinde kendini benden, uyanıkken, hatta ayıkken ama yine de içindeki senken... Böyle bir gün gelirse... Bana hatırlat, uyuyan Sehun."

Tam ben yüzüme anlamaya çalışan bir ifade yerleşip yerleşmediğinden emin olmaya çalışırken az önceki kısık, derinlerden gelen erkek sesi, yerini korkunç bir çığlığa ve yataktaki dehşet verici sallantıya bırakıp beni uyuma taklidimden olabilecek en gürültülü şekilde koparmıştı. Hayır kesinlikle biliyor olamazdı uyanık olduğumu. Yoksa yatakta aniden zıplayıp "Hadi, uyaaan!" diye delirmiş gibi bağırmasının asla birini korkudan öldürmeyi amaçlamak dışında bir açıklaması olamazdı.



"Lanet!"



Ve beni gözlerimi kocaman açıp korkuyla yattığım yerden altımın kuruluğundan şüphe duyarak sıçratmayı amaçlamış olamazdı büyük ihtimalle.

Channie Says SpecialWhere stories live. Discover now