15. Bölüm "Fare Kai"

5K 469 181
                                    

>Double bölüm hatırına medyadaki  Trap'i fic boyunca aklımıza kazıyalım.~ Geçen yıl ve bu yaz boyunca bu şarkı vardı aklımda, CSS'ı planlarken. Yani benim için bi çeşit fon olmuşken bu müzik, sizin de şarkı önermediğim bölümlerde bile bazen açıp öyle okumanız ficten aynı hissi almamıza yardım edebilir.<  İsmi bile uymuyo mu konuya?!

Not yazınca sonunu bağlayamamak benim lanetim. Ama, 'keyifli okumalar' iş görür sanırım...



---





"Jongin?"



Salonda kedi arar gibi etrafa baka baka ilerledim. Nerdeydi hasta haliyle? Yine markete filan gitmek gibi bir aptallık yapmış olamazdı değil mi?



Şaşkın bir ifadeyle sağa sola bakmayı kesip bir kez daha seslendim. Bu kez hole çevirmiştim yönümü. Banyoda, mutfakta filan olabilir diye.



"Jongin!"





Hole adım atacağım sırada odamın aralık kapısından gözüme çarpan bir şey çekmişti dikkatimi. Yatağımda kafa vardı. Yani gördüğüm ilk şey olmuştu bu. Ne yani?



Gülümseyip odamın kapısına ilerledim ve aralıktan kısa bir inceleme yaptım önce. Lanet herif. Sabah istemediğini söyleyince ihtimal vermemiştim odamda olduğuna. Neyse ki evdeydi. Tanrım... Rahatlayıp derin bir nefes aldım.



Ufak çaplı bi endişe yaşamadığımı söyleyemezdim.

Tabi kii... Hastaydı sonuçta.

Her neyse.





Kapıyı açıp içeri girdim ve ona bakarken baş ucuna kadar yürüdüm gülümseyerek. Bembeyaz yatağın içinde görünen tek şey kahverengi saçları ve bir kısmı yastığın altında olan eliydi.



Tam dürtmek üzere elimi uzatacakken yüzüme sinsi bir gülümseme, aklıma da parlak bir fikir yerleşmişti.

Kafesi yere koyup kapağını açtım. Köşede uzanmış hayvana uzanıp tuttum usulca. Tek elimle kolay kavrayamadığımı fark edip biraz da şaşırmıştım. Kafesinde o kadar büyük görünmüyordu.



"Jongin'e benziyorsun ama metabolizman onunki kadar hızlı görünmüyor."



Hamster'ı iki elimle kavrayıp Jongin'in yüzünün yanına yerleştirdim sessizce. Hayvan yeni ortamını keşfetmek üzere koklamaya ve kıpırdanmaya başlamıştı.



"Isır oğlum."



Sessiz sessiz kıkırdıyordum Jongin, yüzüne değen tüyler yüzünden suratını buruşturmaya başladığında.



Tüy yumağı gidip beklenmedik bir anda Jongin'in yüzünü yoklamaya başlamıştı ıslak burnuyla. Ben de elim ağzımda, ne zaman uyanıp çığlık atacak diye bekliyordum.



"Neyse gel buraya, sen de hastalık kapacaksın."



Şaka yapayım derken hayvanın grip olmasını istemezdim. Elimi uzatıp onu geri alacağım sırada Jongin gözlerini açmadan mırıldanmıştı.



"İyiydik böyle?"





"Jongin?"

Fareyi hızlıca geri alıp hayretle ağzımı kapadım gülerken. "Sen uyumuyor muydun?"



"Bi hamster kulağını burnuma sokana kadar uyuyordum."

Sesli gülüp kafesine koydum hayvanı geri. "Hamster olduğunu nerden anladın?"

Channie Says SpecialWhere stories live. Discover now