16. Bölüm - Part 2 "Uyku Hapsi"

4.9K 476 191
                                    

Baekhyun'un söylediği şeylerin kafamdaki değerlendirmesine son verdiğimde uyanıp kendimi savunur gibi geri çekildim hızlıca.


"S-sana salak diyordum inanmıyordun. T-tabii ki- Tabii ki öyle bir şey yok. Ben sadece siz kumruların iç dünyalarını keşfe çıktım. Bilirsin, medya bunlarla dolu. Nereye baksan aşık kaynıyor. Yabancı kalmamak için yani."


Anladığını belirtmek için biraz kafa sallayıp yüzüme baktı ifadesizce. "Ben de ihtimal vermemiştim zaten."


Ben de vermemiştim dostum. Ben de en az senin kadar ihtimal vermemiştim. Siktir. Neler söylüyorum? İhtimal verilebilir bir şey mi bu? Korkunç! Aklıma gelmesi bile tam bi felaket. Başka bir şey olmalıydı. Vücuduma böyle garip tepkiler verdiren başka şeyler olmak zorundaydı. Jongin olamazdı. Hayır, kesinlikle. Kesinlikle olamazdı.


Ders çıkışı dalgın kafayla koridorda yürürken geçen seferki üst sınıf karın ağrısına rastlamıştım hemen hemen aynı yerde. Baekhyun bana bir şeyler anlatıyor ve ben dinliyor gibi yapıyordum. Kafam şu garip hallerimdeydi ve yere bakarak yürüdüğüm için önümde bir kaç kişiyle dikilen çocuğu, ona toslayana kadar görmemiştim.


"Bakın yine kim önüne bakmadan yürüyormuş."


Gülümseyip aynı boyda olmamıza rağmen saçma bir şekilde tepeden bakmaya çalıştı. Ben de az önceki gibi ifadesizdim hala. Ve önemli düşüncelerimi böldüğü için birazcık kızmış olsam da ona kulak asmaya değecek kadar değildi sinirim.


"Selam liseli." Omzuna dokunup başımdan savar gibi ileri doğru bir kaç adım atacağım sırada arkadaşları kesmişti önümü.


E bu biraz sıkıcı olmaya başlıyordu.

Göz devirip az önceki adımlarımı geri attım ve yüzüne baktım sakince. Kendinde değildi bu yine anlaşılan.


"Doktora görünmek ister misin?-"


"Benimle doğru konuş ucube." Sözümü kesip omzumdan itmişti dişlerini sıkarak. O sırada Baekhyun sinirle araya girmeye çalışmış olsa da arkadaşları önüne geçmişti.

"Madem rezil olmaktan korkuyorsun, niye çıkıyorsun o zaman karşıma?" Omzumdaki elini itip gözlerine baktım meydan okur gibi.

Etrafta bir kaç kişi durmuş bize bakarken Baekhyun karışmasın diye başka eller tarafından tutuluyordu.

"Seninle açık konuşacağım." Kafasını iyice yaklaştırıp sıktığı dişlerinin arasından tısladı yüzüme. "Ji Sook'dan uzak dur. Beni duydun mu?"

Bekle. Nerden haberi vardı bu kazmanın? Afroditin arkadaşları mı söylemişti? Etrafa anlatacak kadar bir şey geçmemişti ki aramızda. Dur biraz. Ben bizim dönemden Minhyuk sanırken bu muydu afroditin eski sevgilisi? Bu yüzden mi peşimdeydi böyle? Ve bu çocukla çıkacak kafada birinin benden de hoşlanması mümkün müydü? Neyse. Şu an bunlara takılacak kadar yolunda değildi hayatım.


"Duydum. Ama şimdi gitmem lazım. Bi ara boş bi vaktimde seninle uzun uzun konuşacağım söz."


Baekhyun'un olduğu tarafa gidip önündeki çocukları ittim ve az önce kötü muamele görmüş arkadaşımın kolundan tutup bir kaç adım attım çıkışa doğru.


"Ne istiyor bu send-"


Baekhyun sözünü bitiremeden arkamızda yükselen sesle tekrar duraksamak zorunda kalmıştık.

"Sen benim oyun oynadığımı filan mı sanıyorsun?!"


Derin bir nefes alıp sinirle gülümsedim arkamı dönmeden önce Baekhyun'a bakarak. "Ben sikeceğim bunu ama."


Channie Says SpecialWhere stories live. Discover now