42. Bölüm "Karma"

2.2K 174 145
                                    

Alec Benjamin - If I Killed Someone For You
(Bu şarkı için sea foam playlisti oluşturan ve bu şarkıyı ekleyen okuruma teşekkür ediyorum ve sizi de sea foam okumaya davet ediyorum, vee sizi seviyorum.)

-

"Jongin?" Sesini duymamla hafızam beni önceki güne götürdüğünde tüm uykum bedenimden silinmiş ve korkuyla kanepede doğrulmuştum. Katilim beni arıyordu. "Kendine geldin mi? Seni çok özledim." Gülümsedim, ses tonumun da gülümsüyor gibi çıktığını umuyordum. Benim yüzüm ve canlandırdığım rol her şeyden habersiz gibiydi fakat telefonun karşısından çok derin, adeta matadoruna karşı duran bir boğanınki gibi nefes sesleri geliyordu. Aniden içimi bir korku kapladı ama gülümsememe yansımadı. "Jerry nerde?"

"Jerry hakkında endişelenmesi gereken son kişisin."

"Sehun!"

Fondan zor nefes alan birinin can havliyle bağırışını duyduğumda korkuyla elimi yumruk yapıp ısırdım ve ayağa kalktım. "Jongin sakın pişman olacağın bir şey yapma!"

"Öyle mi Sehun? Bu hayatta pişman olacağı şeyler yapma şansına sahip olan sadece sen misin? Ben şimdi burda..." Aniden dişlerini sıkar gibi durmuş ve sesi boğuklaşmıştı, aynı anda fondaki o güç nefes alan kişiden boğulur gibi bir ses daha geldi. "...pişman olacağım şeyler yapamaz mıyım? Elimden bir kaza çıkarmaz mı?"

"Sehun!" Bu defaki ses daha zayıf ve daha pürüzlü çıkmıştı. Sanki kurbanın boğazı sıkılıyormuş ve biraz daha sıkılmış gibi.

"Jongin, lütfen o çocuğu sakince elinden bırak..." Uzlaşmaya çalışır korkulu ses tonum birden kafama dank eden bir şeylerle kesilmiş ve kaşlarımı çatıp düşünür gibi boşluğa bakarken gülümsemiştim. "Ya da dur, ben zaten bunu istemiyor muydum?"

"Neyi?" dedi dişlerinin arasından. Arkadan hala inlemeler duyuluyordu.

"Bak Jongin, iz bırakmaman gerekiyor..."

"Sehun!" Bu kez ismimi doğrudan muhattap olduğum kişiden, daha sert ve yüksek bir seste duymuştum. "Bana bunun hesabını vermeden önce saçmalamana izin vermiyorum! Sen, yarınını hiç düşünmez misin? Sende hiç korku yok mu!"

"Bak, anlatacağım. Ama Baekhyun odada, n'olur sonra konuşalım..."

"Buraya gel, Sehun. Sadece buraya gel."

"Jongin..." İçerden duyulmasın diye kısık ve bulunduğum durumdan ötürü acınası –adeta mızıltı gibi- bir sesle ismini söylemiştim. "Lütfen önce sakinleş..."

"Buraya gel. On dakika içinde burda olmazsan ben orda olurum."

Telefon yüzüme kapandığında yumruk yemiş gibi irkildim ve sonrasında harap bitap indirdim telefonu. Jongin'le ilişkim yüzünden bir gün başıma bir şeyler geleceğini biliyordum. Ama başrolde hep Chanyeol'ü hayal etmiştim, Jongin'in kendisini değil.

Duş bile almadan giyinip çıkmak için odama girdiğimde Baekhyun'u yatakta bağdaş kurmuş, dokunsam ağlayacak gibi telefonuna bakarken bulmuştum.

"Günaydın Pororo." Fazla o tarafa bakmadan dolabıma gittim ve ilk elime gelenleri askıdan çıkardım. "Bugün senin için de harika başlamış gibi."

"Sehun..." Biraz durup düşünceli bir sesle sordu. "Eğer baban ve sevgilin arasında seçim yapmak zorunda kalsan, hangisini seçerdin?"

Çıkardığım ev kıyafetlerimi bir pantolon ve tişörtle değiştirirken hiç düşünmeden cevapladım. "Babamı." Tişörtü biraz çekiştirdim ve üstümde duruşunu düzeltirken saçımın haline bakmak üzere aynaya geçtim. "Eğer 'tam şu an' biri beni bu seçimi yapmaya zorlasa hiç düşünmeden babamı seçer ve Incheon'a giderdim. Babamın şu an elinde beni yok etmek için bir sebebi yok."

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 03, 2019 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Channie Says SpecialWhere stories live. Discover now