14. Bölüm "Sana Arkadaş Getirdim!"

4.5K 461 111
                                    




Sabah 7 gibi ıslık çalarak eve girdim tek omzuma attığım deri ceketimle. Keyfim yerine gelmişti sonunda. Bugünkü hamster davası bile canımı sıkmıyordu. Hatta o kadar iyimserdim ki, yolda gelirken hayvana üçgen vücut yaptırıp ekstra puan almanın hayalini bile kurmuştum.



"Bulutların üstünden Jongin'e! Ben geldim dostum uyan."



Kapıyı kapatıp keyifle o tarafa ilerledim. Ve gördüğüm manzarayla gülümsemem daha da genişlemişti.



"Yerde olduğuna göre bu iyileştiğin anlamına mı geliyor? Bunu sevdim."



Gidip diz çöktüm yanına. "Kalk da benim yatağıma yat hadi. Ben çıkacağım birazdan."



Gözleri hala kapalı olsa da anlamıştım uyandığını kıpırdanmasından.

"Ben burda rahatım."



Ve tahminim doğru çıkmıştı.



"Ben değilim ama." Bu sabah nasıl olduğuna bakmak için elimle alnına dokundum. "Hepten üşüteceksin yerde. Ateşin de geçmemiş-"



Gözlerini araladıktan sonra elimi tutup itti hızla. Ben de ne olduğunu anlayamamış gibi şaşkın bakışlarla bir kaç santim geri çekilmiştim.



"İyiyim burda. Ateşim de yok. Uyumama izin ver lütfen."



İyice geri çekilip ayağa kalktım tuhaf bakışlarla. "Öyle diyorsan öyle olsun, Kim-vahşi-Jongin."



Onu en mutlu olduğu yerde bırakıp odama yürümeye başladım ve dönüp arkama baktım son kez.

"Duşa giriyorum. Sonra kahvaltı hazırlayıp çıkacağım. Ne kadar çok yersen o kadar hızlı iyileşirsin."





Ilık ve rahatlatıcı bir duşun ardından daha giyinemeden, havlumla mutfağa attım kendimi. Yarım ölçü pirinci haşlanmak üzere makinede bırakıp buzdolabından konserve çıkardım. Portakalları dilimleyip tabağa dizdim halka şeklinde. Büyük bir cam bardağa da Jongin için önceden kalan portakal suyunu doldurduğumda ilaçlarını alabileceği kadar yiyecek çıkmıştı ortaya. Pirincin haşlanmasını beklerken hepsini Baekhyun'un ev hediyesi olan Pororolu tepsiye yerleştirip orta tezgaha koydum ve giyinmeye gittim odaya. Geçerken gördüğüm kadarıyla inatçı Jongin hala yerdeydi.



Yarı çıplak görüntümden kurtulup kurulandım ve okula gideceğim şekilde şık bir şeyler giydim üstüme. Ve pirinci yakmamak için acele etmiştim.



Neyse ki sorunsuz bir şekilde gidip tamamlayabilmiştim Jongin'in kahvaltı tepsisini. Jongin'in yanına giderken fark ettiğim kadarıyla tek sorun kendime yiyecek bir şey ayırmamış olmamdı. Neden bunu yaptığımı düşündüğümde cevap bulmuştum ama fazla uğraşmadan. Jongin hastaydı sonuçta. Ben evdeki erzağı bitirmeden Baekhyun'dan geçinecektim. Planım buydu zaten.



Elimde tepsiyle beni son kovduğu ayak ucuna gidip diz çöktüm ve yere koydum kahvaltıyı. Gözleri kapalıydı ama uyuyor diyemiyordum artık ona. Sadece gözleri kapalıydı, hepsi bu.



"Asabi çocuk? Sana kahvaltı hazırladım."



Evet, bunu duyduğunda gözlerini açmıyorsa tek seçenek vardı: duymaması. Uyuduğunu anlamıştım o an. Daha doğrusu yanılmıştım.



"Aç değilim."



"Ne? Nasıl? Ben bile açım, sen nasıl olmazsın?"



Channie Says SpecialWhere stories live. Discover now