19. Bölüm "Sorular"

4.3K 441 193
                                    

Kendime karşı verdiğim bir çeşit mücadelenin ardından az önce uzaktan dikizlediğim kırmızı ışıklı tabelanın altında, bir diğer deyişle club'ın girişinde yerimi almıştım. Arkamdan içeri girmek için itekleyen genç çifti sırtımda hissedene kadar da sabit kalmıştım yerimde. Bu onların önünden akıntıya kapılmış gibi bir hızla içeri sürüklenene kadar sürmüştü tabii. Daha sonra dışarıdan bile fark edilen kırmızı-siyah temanın ortasında, insanların arasında bulmuştum kendimi.

Pekala. Keşke daha açık bir adres verseydi dedim içimden. Çünkü içerisi tahminimden büyüktü ve gördüğüm kadarıyla ikiye ayrılıyordu. Benim içinde bulunmak üzere olduğum yer DJ için ayrılmış sahnesi, gürültülü müziği ve ortada dans eden insanlarıyla birlikte tam olarak bir club havasındayken sağa açılan kısım daha sakin, karanlık tonlarda ve daha çok küçük bir bar havasındaydı.

Şimdi bu herif kurtlarını dökmek için çağırmadıysa beni sağ tarafta olması mantıklıydı öyle değil mi? Sonuçta bıraktığı not pek fazla gel eğlenelim mesajı içermiyordu. Konuşmamız lazım der gibiydi sanki. Ve bunun için fazla kalabalık olmayan, ilerledikçe renk tonu koyulaşan, müzik sesi azalan ve sıradan yüksek bir bar tezgahı bulunan alan daha uygun olmalıydı. Özellikle görüş alanımda, bar sandalyelerinden birinde oturmuş, attığım her adımda en az ortam kadar karanlık bedenini daha net görebildiğim o koyu siluet varsa.

Yani kısacası az önce tahmin ettiğim gibi sessiz sessiz bar tezgahında içkisini yudumluyordu.

O yöne ilerlerken incelemeye başladım netleşen görüntüsünü. Daha önce bu kadar siyah giyindiğini hiç görmemiştim. Hafif havaya kalkmış saçları ve simsiyah giysileri ortamın karanlığında yok olurken benim güzel keskin gözlerim tarafından seçilip canlı tutuluyordu. Ben beyaz tişörtüm ve kahve dökülmüş krem rengi pantolonumla ortam için biraz fazla hanım evladı dursam da dert etmemeliydim. Sonuçta eğlenmeye gelmemiştik buraya. Oturup konuşacaktım sanırım. Belki de Chanyeol'ün deyişiyle yüzleşecektim.

Az önce inlecelediğim bedene yaklaştığımda müzik yüzünden duyulmayacak bir tonda öksürüp boğazımı temizledim ve derin bir nefes aldım. Yanındaki taburelerde başkaları da oturuyordu ama bu çocuk Jongin'den başkası olamazdı.

Barmen beni incelerken kararsızlıkla elimi uzatıp arkasında durduğum bedenin omzuna dürttüm hafifçe. Ama tepki gelmediği için yinelemem gerekmişti. Parmağımın ikinci temasında önümdeki çocuk bardağından elini çekip kafasını hızla arkaya çevirdiğinde şaşkınlıkla açılan gözlerimi kırpıştırıp gülümseyerek geri çekilmem ve hemen ardından eğilip yüksek sesle özür dilemem gerekmişti. Çünkü bu iri gözlü ve oldukça beyaz tenli arkadaşın beni buraya çağıran çikolata tenliyle fazla bir alakası yoktu.

Benim yanlış numara çevirdiğimi fark eden çocuk göz devirip önüne dönerken ben de etrafa bakınmaya başladım. E bu değilse Jongin nerdeydi? Üstelik saat çoktan buçuğu geçiyordu.

İkinci kez derin bir nefes alıp, çocuğun iki yanındaki boş tabureye geçtim ve göz ucuyla içki fiyatlarına bakındım bir yere yazmışlar mı diye. Fazla uçuksa soda içip kalkmam gerekecekti çünkü. Ama yakınlarda beklediğim tarzda fakirler için bir bilgilendirme yazısı göremeyince gözümü tezgaha çevirdim ve cebimden telefonumu çıkardım uslu uslu.

"Söylediğin yerdeyim ama seni göremiyorum."

10.34

Kime: Kim Jongin

Meydan okuyan mesajımı gönderip telefonumu ellerimin arasına aldım ve tezgahta çevirmeye başladım can sıkıntısıyla. Ve yaklaşık 20 saniye aynı pozisyonda oturduktan sonra hemen mesajımın cevabı sağ tarafımdan sesli olarak gelmişti.

Channie Says SpecialWhere stories live. Discover now