13. Bölüm "Kaybedilen Günün Telafisi"

4.7K 463 223
                                    


Salonumda elim, en sevdiğim kanepemde iyileşmek üzere yatan ve lanet olsun ki uyuyor olması gereken çocuğun yanağında öylece dururken, duyduğum uykulu sesle tüm konsantrem bozulmuş ve geri çekmiştim kendimi elimle beraber.



Benim geri çekilmemle Jongin de gözlerini açıp gülümsemeye ara vermeden yattığı yerden başını bana çevirdi.

"Ateşim düşer biraz zaman geçince."



Endişelendiğimi filan mı sanmıştı bu? Hah! İçimden alaycı ve tedirgin bir kahkaha atıp göz devirdim. İçimden yapmıştım tabii. Ne yani? Gözümün önünde hasta yatıyor olması yeterliydi merak etmem için. Öyle gülümseyerek korkma ben iyiyim bakışı atmasına hiç gerek yoktu.



"Biliyorum. Ben sadece bi kontrol edeyim dedim. Sonra değerli zamanım hastanede geçiyor."



"Anladım."



Hala aynı yumuşak bakışlar. İnanmıyor mu yani? İkinci kez göz devirdim. Bu da içimdendi. Neyse, en iyisi konuyu değiştirmekti sanırım.



"Ahjumma sana yemek yapıyor. Sorun değil ben yiyecek bir şeyler alacağım dediysem de dinlemedi."



"Sahi mi?"



Hasta bakışları birden pırıl pırıl olmuştu yemek lafı duyunca. Ben de ikinci cümleye takılmamasına sevinmiştim.



"Evet. Yedikten sonra ilaçlarını alırsın."



Ayağa kalkıp bir kaç adım attım geriye doğru. O da yumuşak deri kanepesinde, kafasını yastığından kaldırmadan bana bakıyordu.



"Ben ders çalışacağım. Odadayım."



"İyi çalışmalar." Burnunu çekip, nefes alamıyor gibi boğuk bir tonla cevap verdi. "Ama... Yemeği kim alacak?"



Soğuk algınlığı Jongin'de geç algılamaya neden olsa da konu yemek olunca son nefesinde bile, anladığı an soru sorabiliyordu.



"Zili duyarım merak etme."



Başımla onaylayıp tekrar yatak odama çevirdim yönümü.



"Sehun?" Yine aynı boğuk ve bana bile kendimi hasta hissettiren sesle mırıldandı. "Gitmeden, bana peçete benzeri bir şeyler bulur musun? Sanırım öleceğim."

Yüzümü ona çevirmeden önce gülümsemiştim yere bakarak. Sonra arkamı dönmeden önce de anında sildim o ifademi.

"Bulurum." dedim havalı ve meşgul görüntüsü veren yeni bir ifadeyle. "Buralarda olacaktı."



Mutfağa gidip, aldığım koca bir kutu peçeteyi çıkardım hışır hışır market poşetinden. Yeni aldığımı fark etmesin diye de bir kaç çekmece açıp kapatmıştım.



İçeri dönmeden önce de bağırdım mutfaktan.

"Varmış!"



Kutuyu açarken holden geçip salona ulaştım Jongin'in muhtaç bakışları tarafından karşılanırken. Salonun girişinde, hemen dış kapının yanındaki çekmeceli dolabın üstünde duran telefonumu da aldım geçerken. Bu fakir dönemimde bir de telefon sıkıntısı çekemezdim.



Peçete kutusu sert plastik olduğu için uzaktan fırlatamamıştım kafasına filan gelir, bir de onunla uğraşırız diye. Bunun yerine hızlıca gidip peçeteyi kucağına koyduktan sonra yerdeki minderlerin birini alıp karşısına oturdum ve telefonumu kurcalamaya başladım.



Channie Says SpecialHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin