->43. BÖLÜM<-Ben ona, Ares'e aşıktım...

1.3K 55 9
                                    

Merhaba yavrularım 1.5K olmuşuz!! Çok teşekkür ederim. Multi deki şarkının açılma yerini not ettim . Ve artı olarak multi de barda sarhoşça dans eden Alara var <3

İyi okumalar...


Alara

Balıkkesir'e girmiştik. Şimdi de Bandırma daydık. Fabrikaların arkasından geçiyoruk. Zaten sonra da Erdek'te olucaktık.  Derin bir nefes verdim ve dolan gözümü elimin tersi ile sildim. Hala abimin bana vurabilme olasılığı içimi yakıyordu. Abim hemde. Babam bana vuracakken durduran abim. Boks kursunda ilk maçımda bana vuran çocuğun gözüne tuz döken abim. Sonrada ailesine yüklü bir miktar para vermişti ama konumuz bu değil.

Camı açtığımda zeytin yağı kokusu içeriye doldu. Ne sandınız olum. Bu fabrikalar zeytin yağı fabrikaları. Ama kötü kokuyor yaf. Ağır bir koku bu. 

Gaza biraz daha yüklenirken arkamdan korna sesi geldi. Muhtemelen Ares'ti. Hızlı gitmeme kızıyor beyfendi. Dinlenme tesislerinde azar çekmişti. Ama ben tabi ki de dinlemiyorum onu :D

 Göz ucuyla dikiz aynasına baktığımda sinirlice bana bakıyordu. Omuz silktim. Direksiyonu kırdım ve en sertinden bir drift attım. Ares arabasının üstünü açıp bana küfür etmeye başladı. 

Piççe sırıttım ve gaza daha da yüklendim. Yol acı ile inledi ve ben 'Erdek'e hoş geldiniz' yazısının görünce hızımı yavaşlattım ve titreyen dudaklarımı birbirine bastırdım. İşte benim cennetim. Biraz daha ilerleyip sağımda olan yokuşa sürmeye başladım. Kısaca Ocaklar yolu. Ama oraya gitmicez. 

Büyük bir ağaç karşıma çıkınca arkasında duran minik bir patikaya saptım.  İlerledim ve direksiyonu kırıp sağa saptım. Sonra sola. Düz ilerledim ve arabayı kenara çektim. 

Burası düz bir alandı ve düzensiz bir şekilde parçalara ayrılmış zeytin bahçeleri vardı. Biraz daha ilerleyince dağlık alanlar geliyordu. Orada da zeytin bahçeleri falan vardı. Yakınlarda dere vardı. Suyu tertemizdi ve boyu ayak bileğimin yarım karış üstüne gelirdi. Tertemiz kokardı burası. 

Hızla çıktım ve temiz havayı içime çektim. Burası anneannemlerin bahçesinin bulunduğu alandı. Aslında burası değil, biraz daha ilerleyince bizim bahçe ile karşılaşıyordun ama araba girmezdi oraya. Zeytin ağaçları zarar falan görür uğraşamam ben şimdi. Ares arkamdan geldi ve arabasını kenara park edip şaşkınca bakındı. "Güzel yermiş" dediğinde sırıttım. "Evet. Güzel mekan. Cennetim. Neden yaşıyorum demişken yaşamım olan yer. Haklısın güzel yer" dediğimde kaşlarını kaldırdı "Pekala biraz saçmaladım. Aman boşver hadi gidelim." dedim ve koşmaya başladım diğer yandan "BONCUK! BONCUK! AŞKEM BEN GELDİM BONCUK!" diye bağırıyordum. 13 yaşımdan beri her gelişimde böyle bağırırdım. Anneannemler de böylece benim geldiğimi anlarlardı. Boncuğum da öyle anlardı benim geldiğimi. Bağrışımı duyar duymaz havlardı. En çok beni severdi. Ben de en çok onu severdim.

 Anneannemin neşeli çığlığı kulağıma doldu ve koşarak bahçenin demir kapısını açtı ve bana sıkıca sarıldı. Ben de anneanneme sarıldım ve ağlamaya başladık. 2 yıldır babam ile küslükleri yüzünden buraya gelmiyorduk ve bilmeniz gereken şey anneannem ve dedemi, anne ve babamdan daha çok sevdiğim gerçeği. 

"Ç-çok güzel olmuşsun kızım benim" dedi anneannem ve topraklı elleri ile saçımı okşamaya başladı. Seviyordum topraklı ellerini anneannemin. Eli kafamdaki morluğa gelince kaşlarını çattı. "Uyy ne oldu benim kızıma!!" diye çığırdı anneannem. Gözlerimi devirdim. "Kapı kafama çarptı" yalandan kim ölmüş :D. Kaşlarını çattı anneannem. "Sen çarpmadın yani" dediğinde yanlış dediğimi anladım. "Ayh ben çarptım işte" beni kendine çekip tekrar sarıldı. Beni öptü ve ayrıldı.

MAFYALARIN AŞKI (GECE SERİSİ 1)Where stories live. Discover now