ÖZEL BÖLÜM 1 - Gelecekten (2. Kitaptan) spoiler!

1.2K 21 0
                                    

Gözlerimi nişan aldığım adamdan ayırmadan konuştum. "Ali?"

"He kanka?"

"Şu elebaşını vursam ne olur?"

Heyecanla nişan aldığım yöne baktı. "Bu kadar kolay mı?" 

"Bir kez de kolay olsun lan! Uğraşmayalım." dedim ve tetiği çektiğim anda her taraftan mermiler yağmaya başladı. 

Gözleri şaşkınlıkla açılan Ali sinirle söylendi "İnsan önce susturucu taktım mı acaba diye bir bakar silahına! Geri zekalı!" dedi ve kolumdan tutarak gizli sığınağa giden , yer altı tüneline ittirdi beni. 

Çalılıkların arasında kalan bu çıkış şans eseri tamda Sadist'in alanının bir köşesinde bulunuyordu. Çıkmak için demir merdiven bulunuyordu. 

Betona sertçe düştüğümde Ali kendini üstüme bırakmış ve nasıl yaptıysa aynı anda demir kapıyı çekip kilitlemişti.

Acıyla bağırdım Ali'yi üstümden itmeye çalışırken "Ulan camış kalk lan üstümden!" 

Sanki koltuktan kalkarmış gibi rahat bir tavırla üstümden kalktığın da küfürler etmeye devam ediyordum.

Sinirle yerden kalktım ve sığınağa doğru giden Ali'nin peşine takıldım. 

"En azından adamı vuraydım iyiydi be!" diye söylendim belimi tutarken. 

Ali omuz silkti "Bu kadar kolay olmayacağı belliydi. Şimdi sayende güvenliği arttıracak şu amk teröristleri!" 

Gözlerimi devirdim. "Sence bu umurumda mı?"

"Umurunda olup olmadığı susturucu takmamandan belliydi ya neyse..." 

*****

Ormanlık alanın ortasında kalan ve köyü andıran bir yerdeydik. Benim bölgem burada bulunuyordu. Altımızda ise neredeyse tüm dağlık alanı kaplayan tüneller vardı. Ben genelde geceleri orada bulunuyordum. Sabahları da zaten çatışma ortamı içerisindeydim.

Ama zamanımın çoğunu o tünellerde geçiriyordum.

2 aydır insanlıktan uzak Güney Doğu Anadolu'da bulunan dağın birinin içine oyulmuş bir tünelin içindeydik. Her günümüz çatışmayla geçiyordu. Böyle günlerde daha iyi anlıyordum askerimin çektiği acıyı. Sırf vatanı için siper ettiği göğsünün hakkını ödeyemezdik!

Bu düşüncelerimle düştü omuzlarım. Ah be! Kimse askerimin hakkını ödeyemezdi! Hala onlara cephe alan amk çomarları vardı! Hepsinin gitmesi gereken tek yer cehennemdi. Böylece bende orada bulunarak çekecekleri acıyı arttırabilirdim!

Yanıma elindeki karton bardaktaki çayıyla oturan Ares'ime tebessüm ederek baktım. "Yavrum hepsi senin mi?" diye sordu yamuk bir sırıtışla. 

Gülerek kafamı omzuna yasladım. Çay molasındaydık. Evet gün içinde çatışma dışında tek yaptığımız şey güneş tam tepedeyken çay molası vermekti.

"Şu Sadist'in karargahına girmeye çalışan ajanlarımızın işini kolaylaştırmak için kaç gün daha savunmada kalacağız? Bence artık saldırı moduna girmemiz lazım." diyerek bana baktı.

"Ağabeyim hala bilgi göndermedi" diye mırıldandım kemerimden çıkardığım telsize göz atarak. 

"Ne zaman bilgi gelir?" 

"Ben müneccim miyim lan?!" gözlerini devirdi ve çayını yudumladı. 

O anda kurşun ve bomba sesleri etrafı sarsmaya başladı. Hızla ayağa kalktım "Hadi çocuklar bu kadar beklemek yeter saldırın da susturun şu gerzekleri!" diye bağırdım ve yanımda duran bazukayı Ares'e uzattım "Beklediğin an geldi sevgilim. Saldırıya geçiyoruz!" 

MAFYALARIN AŞKI (GECE SERİSİ 1)Where stories live. Discover now