->48. Bölüm<- Sezon Finali

1.1K 50 11
                                    

Arkadaşlar bölüm geç geldi özür dilerim. Bilgilendirme sonda İyi okumalar.

multi: Ares'le ilgili bulduğum tatlışlı bir video. Aslında bill skarsgård'la ilgili ama işte neyse...

multi: Alara Yılmaz

Alara (Halissülasyon)

Canım çok fazla acıyordu. Neden böyle olduğunu bilmiyordum... ne benim hatırladığım Ares böyleydi, ne de hatırlamak istediğim Ares. Sanki her şey rüya gibiydi ve birazdan ablam beni uyandırarak 'Kalk lan mafya bozuntusu' dicekti.

1 dakika ya mafya ne alaka. Aklımda yapboz parçaları oluşmaya ve karışmaya başlarken göbeğimi açıp baktım. Yara izleri vardı. Korkuyla başımı kaldırdım. Neler oluyordu?

Aklımı zorladıkça bir kaç şey netleşti.  Ben bir katildim! İnanamıyorum yılbaşı gecesinden, ondan önceki zamanlarda... ben birilerini öldürmüştüm!

İçimden lanet okurken göz yaşlarım hızla yanaklarımdan akmaya başlamıştı.

Sahte Ares , onu öldürdüğüm yılbaşı, gerçek Ares'le tanışmam, babam ve annemin beni Yılmaz soyundan dışlaması... tıpkı abim ve ablam gibi. 

Lavaboda hala oturmaya devam ederken kapı birden yerle buluştuğunda yerimden sıçradım.

Ares hızla yanıma gelince gözlerim korkuyla büyüdü . Kolumu tutunca ağlamam arttı. "A-Ares özür dilerim... y-yapmam bir daha.... ne-ne olur ba-bana zarar verme Ares..." dedim ve daha sesli ağlamaya başladım. Neden özür dilediğim hakkında hiç bir fikrim yoktu. Sanki ben bir kuklaydım ve birisi beni yönetiyordu. "Özür dil-dilerim bir daha yapmam Ares..." derken beni yerden kaldırdı ve üzgünce baktı.

"Ben sana zara vermem...s-sevgilim" dediğinde yutkundum. "Dünkü gibi mi?" dedim. 

Ama demez olaydım. 

Onun gözleri sinirle parlarken kolumu tutan eli sıkılaşmıştı. Kalbim acıyla hızlanmaya, yanmaya başladı... kül haline geliyordu sanki. 

Ağzımdan acı bir hıçkırık kaçarken konuştu "O. bir. anlık. sinir. yüzündendi." dedi, kelimeleri tek tek ve güçlü çıkmıştı ağzından. Sanki 'Bana muhtaçsın, susmazsan olacaklara karışmam' dermiş gibi. Sanki 'Sen bir hiçsin benim için, kendine çeki düzen ver' gibi.

  Yutkundum ve usulca başımı salladım. "P-peki" dedim duruşumu hafif dikleştirerek.

Yazardan

Ayla sanki kafasına çivi çakıyorlarmış gibi ağrıyan başını zorla kaldırdı ve Alara'nın solmuş bedenine bakmaya başladı. Dolgun yanakları kemiklerine yapışmıştı, biçimli dudakları morarmaya başlamıştı.  Eski güçlü duruşu yoktu. Sanki karşısındaki Karanlığın en korkulanı Gece değilde yeni doğmuş savunmasız bir bebekti. 

Bir kaç tane makine ötmeye başlarken genç kız ayaklanıp "Doktor!" diye acıyla çığlık atmaya başladı. Doktor ve peşinde hemşireler odaya doluştular. Büyük camın perdesini çektiler.  Ayla içinden kocaman bir 'siktir' çektikten sonra o büyük camın yanındaki duvara sırtını dayadı ve hıçkırıkları arasında aşağıya doğru kaymaya başladı. En son yerde oturur pozisyona geldiğinde dizlerini kendisine çekip sarıldı.

Neydi bu acı? Kalbini sanki biri kavramıştı ve sıkıyordu. Nedendi bu? Niye hep ailesini kaybediyordu?

Göz yaşları yanaklarından usul usul iniyordu. Biliyordu işte gidiyordu Alara, gidiyordu kardeşi, gidiyordu ailesi.... en acısı da bunu anne ve babasına nasıl söyleyeceğiydi.

MAFYALARIN AŞKI (GECE SERİSİ 1)Where stories live. Discover now