Ölmeden Önce Yapılacaklar Listesi

2K 98 32
                                    

Güney, Songülün dedikleriyle şok olmuştu...

Güney: Songül, sen ne diyorsun?

Songül : duydun işte! Arkadaşlarınla beni tanıştırmadın bile! Beni kardeşin zannettiklerinde sustun, o benim karım diyemedin bile! Utandın dimi? Kıyafetimden, yorgun halimden, sana yemek getirmemden utandın sen....

Güney : hayır tabii ki... sadece Zehra ablanın ve bebeğin sesini daha fazla duymamak için evden erken çıkıp gittim, sen de birden okula gelince şaşırdım Songül...

Songül : dersim var diye yalan mı söyledin? Ufacık bebek o Güney, ne suçu var onun? Sokağa mı atayım kardeşimi?

Güney : hayır tabii ama  ben de eve yorgun geliyorum Songül, biraz kafamı dinlemek istiyorum...

Songül : git o zaman Güney!

Güney : ne?!

Songül : Git dedim Güney! Defol git! Kardeşimi sokağa atacak değilim. Git, annenin evinde rahat rahat dinlenirsin. bizden uzakta falan... git hadi!

Güney neye uğradığını şaşırır, birşey demeden gider...

Ali ise Toprak'ın önerisiyle onun eski evini kiralar. Ali, komşuları Feride ve Toprak olduğu için rahattı...

Toprak : birşeye ihtiyacın olursa söylersiniz...

Ali : sağolun...

Eylül de Büşra ve Metini görmeye Feride hanımlara gelmişti. Kapıda Ali'yi görünce şok olmuştu...

Eylül : sen beni takip etmediğine emin misin? Nereye gitsem orda oluyosun da

Ali : asıl sen beni takip ediyo olmayasın? Ben burada kalıyorum...

Yukarıdaki dairesini göstermişti gülerek. Eylül bozulmuştu. Ali de onun bu haline güler...

Eylül : ben seni niye takip edeyim? Ben de Feride hanıma geldim, kardeşlerimi görmeye

Ali : kardeşlerin mi?

Eylül : evet, Büşra ve Metin Feride hanımların gerçek çocukları değil. Onlar ikisini evlat edindiler. Benim kardeşlerim onlar...

Ali : hımm... arkadaşın nasıl oldu?

Eylül : kim?

Ali : Serkan... geçen gün hastanede yanına gitmiştin ya

Eylül : iyi... sanırım..

Ali : anladım.. görüşürüz o zaman...

Eylül : görüşürüz...

Eylül yüzünde kocaman bir gülümsemeyle içeri girer. Kardeşleriyle vakit geçirir. Feride hanım, onu bir gece kalmaya zorlar, Eylül de kardeşleriyle uyuyacağı için kabul eder...

Cemre de Serkanın evinde yanındaydı... Serkan yatağında yatıyordu. Konuşmaya başladılar...

Serkan : Cemre, ben özür dilerim..

Cemre : neden Serkan?

Serkan : benim yüzümden üzülüyorsun. Oysa ben seninle güzel bir gelecek hayali kurmuştum... Ben sevdiğim kızla evlenecektim, onunla güzel bir hayat kuracaktım. Çocuklarımız olacaktı, mutlu bir geleceğimiz... ama yok, hepsi bu allahın cezası hastalık ile gerçek olmayacak bir hayale dönüştü...

Cemre : hayır Serkan... hayal değil, hepsi gerçek olacak...

Cemrenin gözü, komidinde duran kağıda gider...

Cemre : bu ne?

Serkan : dur, bakma ona...

Cemre onu dinlemez ve kağıdı okur...

Cemre : ölmeden önce yapılacaklar listesi...

Serkan : okuma dedim sana Cemre...

Cemre : 1- sevdiğim kızla başbaşa bir gece...

Serkan : Cemre...

Cemre : Serkan bu liste çok saçma... çok.. çok gereksiz...

Serkan : değil Cemre... hepsi gerekli...

Cemre : peki.... yapalım... hepsini gerçekleştiricez...

Serkan : bir çoğu asla gerçek olamaz...

Cemre : olur olur... 2- sevdiğim kızla uyuyup, onunla uyanmak..

Serkan : Cemre... bana acıyıp bunları yapma ne olur....

Cemre : sana acımak mı? Serkan... ben seni seviyorum... burda kalırım, Eylüle söylerim beni idare eder...

Serkan : gerçekten mi?

Cemre : tabii ki...

Eylülün Feride hanımla kalacağını öğrenen Cemre, Kaderden onu idare etmesini ister, Kader kabul edince de Serkanın yanına kıvrılır. Serkan mutlu bir şekilde Cemreye sarılır ve onu öpücüklere boğar...

Eylül de Büşra ile kek yapıyordu. Feride hanım da yardıma gelmişti...

Feride : kızlar neden zahmet ettiniz, ben yapardım...

Eylül : hallettik bile... zaten burda kalmama izin verdiniz, bari bunu ben yapayım...

Feride : peki...

Hep birlikte çay ile birlikte kekleri yiyip konuşuyorlarken Toprak birden durur...

Toprak : Ali'ye de mi götürseydik? Yani adam yemek yapamamıştır, yeni yerleşti daha...

Feride : ay ben onu tamamen unuttum... götürelim tabii... ben çayı da termosa koyayım..

feride bir tepsi hazırlayarak yanlarına gelir...

Feride : Eylülcüm, sen götürebilir misin? Ben de Metin'i uyutayım...

Eylül : tamam Feride hanım...

Songül, Güneyle olan kavgalarından sonra çok kötü olmuştu. Güneyin ondan utanma ihtimali aklının ucundan bile geçmemişti, ama olmuştu işte... O Güney için saatlerce ayakta çalışırken, Güney efendi ondan utanmıştı...

Güney, Songülün düşündüklerinden dolayı kırılmıştı... Ondan utanmış olma ihtimalini nasıl düşünebilirdi? Annesine falan gitmeden direkt bir bara gitti. En ağır içkiden söyleyip, içmeye başladı... yanına gelip oturan kızın kim olduğunu göremeyecek kadar kafası güzeldi...

Yeni BaşlangıçlarWhere stories live. Discover now