Nefsi Müdafaa

847 65 11
                                    

Güney, araştırmalarını bitirmiş ve tüm bu vergi kaçırma işlerinin kimin başının altından çıktığından emin olmuştu. Son zamanlarda arabasını yenilemesi, kendine ev alması zaten yeterince bu durumu kanıtlar nitelikteydi. Odasına çalmadan girip hesap sorar...

Güney : ulan sen ne şerefsiz bir adamsın! Hem patrona "o benim abim gibidir, tek akrabamdır" diyosun, hem de onun şirketinden vergi kaçırıyorsun...

Ayhan : yok öyle birşey...

Güney : yalan konuşma! Tüm hesapları inceledim. hepsi senin başının altından çıkmış işte. Ama bu senin yanına kalmayacak. Herşeyi bir bir ortaya çıkarıcam... Görüceksin!

Ali, kanları ve Eylül'ü görünce korkmuştu. Gözü başka birşey görmemişti hemen Eylül'ün yanına gitti.

Ali : Eylül... Eylül, iyi misin?

Eylül: iyiyim iyiyim... ben iyiyim... ama o...

Ali anca o zaman farketmişti annesini. Kanların da kaynağı oydu...

Eylül: Ali... birşey oldu mu? O...

Ali, Hatice'nin yanına gider. Hatice baygın yatıyordu, nabzını kontrol etti...

Eylül oturur pozisyona gelip, ayaklarını karnına çekerek duvara yaslanır...

Eylül: öldürdüm onu... katil oldum... katil oldum ben... öldü...

Ali, Eylül'ün yanına gelir ve onu sakinleştirmeye çalışır...

Ali : Eylül... bana bak. Bana bak, ölmedi... yaşıyo tamam mı?

Eylül: yaşıyo mu? Ambulans... ambulansı ara Ali! Ambulans...

Dışarıdan sesler gelmişti, silah sesini duyan komşular toplanmıştı. Sonra polis sirenleri duyulmuştu...

Ali : tamam...Bak ambulansı arıyorum. Sakin ol...

Eylül: ben böyle olsun istemedim, ölsün istemedim. Ama o... o...

Ali : şişşt... sakin ol...

Eylül : ben... ben...

Ali, sarılıp sakinleştirmeye çalışır. Fazla geçmeden ambulans da gelmişti. Ali de olanları sormak için Eylül'ün sakinleşmesini bekliyordu. Emin olduğu tek birşey vardı, o da o kadın birşey yapmadığı sürece Eylül'ün ona zarar vermeyeceğiydi...

Eylül: hapse... hapse atıcaklar beni... bebeklerimiz çok küçük daha, onlar noolcak Ali? Ben naaptm? Naaptım ben?

Ali : Eylül... kendine gelip sakin olman lazım tamam mı? Sakince anlatmanı istiyorum bana. Şimdi polisler gelicek, sana sorucaklar. Onlar sormadan bana sakince anlat tamam mı? Anlat ki ben de bir yol bulmaya çalışayım...

Eylül : şey... tamam... tamam... o geldi. Elinde bir sürü poşeti vardı, çocukları görmek istiyorum dedi.Sen istemediğin için içeri almak istemedim ama sonra poşetlerin içinden... si-silah çıkardı... başıma dayadı. İçeri girdi zorla....sonra... sonra çocukların odasına girmek istedi ama ben kitledim. Anahtarı almaya çalıştı, aldı...ben.. ben de o tam odaya girecekken... senin silahınla...

Ali : şişşt... tamam... tamam geçti...

Eylül: hapse giricem dimi? Hapse giricem...

Ali : o yaşıyo tamam mı? Sakin ol canım...

Polisler Eylül'ün ifadesini alırlar. Olayları öğrenen Feride ve Toprak çocuklarla ilgileniyordu. Hatice de hastanedeydi. Eylül'ün ifadesi alınırken Ali de Hatice'nin yanına gitmişti...

Ali : uyan... uyan, bir sefer annelik yap da uyan, Eylül'ü kurtar ordan. Sonra nereye gideceğin, kimle olacağın umrumda değil. Yeter ki şimdi uyan.. uyanman lazım, uyansana be kadın! Uyan!

Ali, Hatice'yi sarsmaya başlayınca hemşire engel olup onu dışarı çıkarmıştı...

Kızlar, Feride hanımdan durumu öğrenip karakola gelmişti, sinemada telefonları sessizde olan Mert ve Meral olanlardan habersizdi.

Songül : noolmuş, Feride hanım birşeyler dedi ama

Fadik : ben de tam bilmiyorum, amirim gelince sorarız... hah! Geliyo...

  Ali de hastaneden sonra oraya gelmişti... 

Serkan : abi durum ne?

Cemre : Eylül neden içeride? Anlatsana

Ali : çok kötü şeyler oldu... annem olacak o kadın... ya zaten içimden bir ses o kadının bir işler karıştırdığını söylüyordu ama... yine de konduramıyordu insan. Araştırdım... çocukları kaçırıp satıyormuş, o zenginlik ordan geliyormuş yanii..

Fadik : günlerdir araştırdığımız o kadın... anneniz miydi?

Ali : maalesef...

Kader : ben... ben anlamıyorum, bunun Eylül'le ne alakası var?

Ali : bizim eve gelmiş. Eylül'ü silahla tehdit edip zorla içeri girmiş. Çocukları almak isteyince Eylül engel olmak istemiş. Evdeki silahımla vurmuş...

Songül : nefsi müdaafa değil mi bu? Çıkartsınlar kardeşimi

Ali : keşke bu kadar kolay olsa Songül... maalesef böyle olmaz.. o kadının uyanması lazım..

Doruk : peki... uyanmazsa?

Ali : şimdilik bunu düşünmek istemiyorum...

Güney o sırada işteydi, patronla durumu konuşacaktı ama toplantıda olduğu için işinin bitmesini bekliyordu. O sırada şirkete birden polisler gelmişti. Şirkette büyük bir kargaşa vardı. Onun odasına da girilmişti.

Polis : Güney Ertürk?

Güney : benim, buyrun?

Polis : vergi kaçırma suçundan tutuklusunuz...

Ali karakolda yapılacak başka bir işi kalmayınca yine hastaneye gitmişti. Fadik de onu yalnız bırakmamıştı. Yoğun bakımdaki Hatice'nin yanına girerler...

Ali : uyan! Uyan, Eylül şuanda karakolda, bebeklerim evde perişan.. hapiste olmayı hakeden sensin! Sen gireceksin oraya, Eylül değil.

Ali ve Fadik çıkar çıkmaz hemşireler girmişti odaya. Kapı kapanırken Ali'nin duyduğu tek şey " Hastayı kaybediyoruz" oldu...

Yeni BaşlangıçlarWhere stories live. Discover now