Kırgınlık

1K 68 6
                                    

Songül, büyük hayal kırıklığına uğramıştı. Ne yapacağını şaşırdı. Peşinden mi gitseydi? Odaya gittiğinde Güney de giyinmiş, odadan çıkmak üzereydi...

Songül : sevgili...

Güney : efendim Songül

Songül : ya bak tamam, biraz fazla uzattım sanırım. Fazla tepki gösterdim

Güney : olay bu değil Songül, sen beni anlamıyorsun

Songül : nasıl yani?

Güney : ben senin iyiliğini istiyorum. Ben seni ne zaman kısıtladım? Ne zaman evde otur, dışarı çıkma, onunla gidemezsin dedim? Yeri geldi kızlarla kaldın, ben kızıma tek baktım. Yeri geldi, kızımı da alıp gittin, evde tek başıma kaldım, yine de birşey demedim sana. Demem de zaten.

Songül : biliyorum...

Güney : biliyorsun ama yine de bana bunun için kızıyor musun?

O sırada Ada aralık kapıyı ittirip içeri girer...

Ada : baba! Hadi!

Güney hemen gülümsemesini takınır...

Güney : tamam kızım, hadi annesi, yemeklerimizi yiyelim...

Ada koşturarak odadan çıkarken Güney tekrar Songüle döner...

Güney : bunları Ada evdeyken konuşmayalım. Bu durum ona yansısın istemiyorum.

Songül : tamam.. sonra

Serkan üzgün bir şekilde eve gelir. Defne de Nazan da durumu farketmişti...

Defne : nooldu Serkancım, çok sevgili eski karın Mehmeti göstermedi mi sana yien?

Serkan : Defne sus lütfen... kalbini kırmayayım

Nazan : Cemre yüzünden Defneye mi kızacaksın oğlum?

Serkan : oğlum başka birine baba diyecek, şuan sizinle uğraşamam...

Nazan : ne? Ne demek şimdi bu?

Serkan : Cemre o doktor bozuntusuyla evlenecek demek oluyor anne... evlenicek onunla... Mehmeti de göremem artık...

Nazan : ne münasebet, göreceksin tabii ki

Serkan : Mehmet bugün babasını sordu anne... babam beni yürüyemediğim için mi terketti dedi bana. Çocuk babasından nefret ediyor, bana abi diyor, çıldıracak gibi oluyorum

Nazan : sen sakin ol oğlum. Bulucaz bir yolunu.

Serkan : nasıl? Cemre kesin evlenecek o adamla. Kerim haklı, Mehmetin babaya ihtiyacı var dedi... evlenicek işte.. bitti...

Eylül eve geldiğinde, büyük bir şokla karşılaşır. Sabah tertemiz bıraktığı salon, savaş alanına dönmüştü...

Eylül : nooluyo? Ali?

Ali içerideki odadan çıkıp geldiğinde rahatladı..

Ali : hoşgeldin...

Eylül : bu evin hali ne böyle Ali? Hırsız girdi sandım

Ali : benim ben...

Eylül : bir de gurur mu duyuyorsun? Gerçi haksız da sayılmazsın, bu evi bu hale getirmek de bir başarı...

Ali : ıı şey...

Eylül : nooldu komiser bey? Savunmanız yok mu?

Ali : yani... evet biraz dağılmış...

Eylül : biraz...

Ali : evet, biraz.. ama tamam toplarım hemen... ilk günün nasıl geçti?

Eylül : garip...

Ali : garip derken?

Eylül : bir kız geldi bugün yurda, daha doğrusu babası bıraktı. Ama böyle zenginler falan. Kız da üzgün değildi. Adam kızını bırakıp kaçtı resmen...

Ali : ne için bırakmış peki?

Eylül : adam kızım anlatsın dedi. Kız da hiç konuşmuyor. Anlayamadık yani...

Ali : siz onu da halledersiniz, inanıyorum...

Eylül : neyse... o zaman sen buraları topla, ben de yemekleri hazırlayayım...

ALi : ohoo şimdi yemek yapıcaksın da biz de yicez falan, çok uzun sürer. Ben çok açım, dışarıda yiyelim

Eylül : yemek hazır ki... ısıtıcam sadece

Ali : nasıl hazır? Sen öğlen eve gelip yemek falan mı yaptın?

Eylül : yoo... dün gece yaptım, şimdi sadece ısıtıcaz

Ali : vay be...

Eylül : ee hadi o zaman...

Songüller de yemeklerini yedikten sonra salonda otururlar. Güney hiç konuşmuyordu Songülle, kızıyla oyun oynuyordu. Songül de içeri geçip Eylülü aramaya karar verdi.

Songül : Eylül.. rahatsız etmiyorum dimi?

Eylül : yok Songül ne rahatsızlığı

Songül : ne biliyim kızım, yeni evlisiniz sonuçta...

Eylül : sen boşver şimdi bizi, naaptın, konuştun mu Güneyle? Barıştınız mı?

Songül : hayır.. doğru düzgün konuşamadık zaten. Ada evde ya..

Eylül : doğru.. ee Ada'yı bize getirsene yarın

Songül : olmaz kızım öyle şey... gerekirse kızlara götürürüm.

Eylül : saçmalama Songül, Ada ne yapıcak bize?

Songül : kızım, siz daha kaç günlük evlisiniz burda, olmaz...

Eylül : inan bana, Ali de bu duruma sevinir, hatta benden daha çok sevinir, evin içinde çocuk sesi istiyorum diyip duruyodu

Songül : tamam, ama sadece bir gün. Hemen alırım.

Eylül : istediği kadar kalabilir Songül, merak etme sen. Siz yeter ki konuşup sorunlarınızı halledin.

Songül : tamam o zaman...

Eylül : bak ama ters gitme tamam mı? İkiniz de öyle davranırsanız, işin içinden çıkamazsınız

Songül : tamam tamam...

Cemre de oğlunu uyuttuktan sonra Kerim'i arar...

Kerim : efendim Cemre?

Cemre : sen haklıydın Kerim... Mehmet'in bir babaya ihtiyacı var..

Yeni BaşlangıçlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin