Öğrenilen Gerçekler

1.8K 85 42
                                    

Ali, elinde tepsiyle Eylülü görünce şaşırır, ama hoş bir sürprizdi. Soran gözlerle baktı...

Eylül : şey... Feride hanım gönderdi. Aç olabileceğini düşündüler...

Ali : evet, aslında çok iyi oldu...sağol... geçmek ister misin?

Eylül : yani...

Ali : korkma, içeri alıp seni kesecek falan değilim

Eylül : ne korkucam canım...

Ali : gel o zaman, ben tek başıma yemek yemeyi sevmem...

Ali iki tane bardak getirir. Eylül de kekleri tabaklara koymuştu...

Ali : bu kek çok iyi olmuş, Feride hanıma teşekkür ettiğimi söylersin

Eylül : aslında... o keki ben yaptım

Ali : sen mi? Hahahaha... cidden mi? Çenenin çalıştığı kadar elin de çalışıyormuş demek ki... listeme hamaratı da ekleyebilirim o zaman...

Eylül sadece güler...

Güney içip dururken, yanındaki kız birden içkisini elinden alır.

Harika : bu gecelik yeter bence

Güney : sen naapıyorsun burda?

Harika : eğlenmek benim de hakkım değil mi? Arkadaşlarla eğlenmeye geldim. Seni görünce yanına gelmek istedim

Güney : öf... git başımdan... bir de seninle uğraşamam

Harika : başka kimlerle uğraşmak zorunda kalıyosun ki? Varoş karınla mı? Yoksa neydi onun adı? heh Eylül... yoksa onunla mı uğraşıyosun?

Güney : saçmalama! Çekil başımdan...

Güney çıkıp gitmek istedi ama bunu başaramayacak kadar sarhoştu. Birden yerde buldu kendini... sonrası yok

Cemre ağlayarak yurda gelmişti. Onu öyle gören Kader ve Eylül yanına geldi...

Eylül : Cemre... nooldu?

Kader : Cemre... iyi misin? Sen Serkanın yanından mı geliyorsun?

Eylül : nooldu kavga mı ettiniz?

Cemre : etmedik Eylül! Etmedik... aksine biz çok mutluyuz! Maalesef mutlu olmak için erken davrandın!

Eylül : ne? Ne diyorsun sen Cemre?

Cemre : diyorum ki, Serkanla çok mutluyuz ve ayrılmaya niyetimiz yok, boşuna bekleme

Eylül : Cemre... ben arkadaşımın sevgilisine göz dikecek biri miyim?

Cemre : bana naf mı sokuyosun Eylül? haaa ben öyle yaptım yani...

Kader : kızlar... kızlar bi sakin olun...

Eylül birşey demeden odadan çıkıp gidecekken Cemrenin itirafıyla donup kalır...

Cemre : Serkan kanser...

Kader : ne?!

Cemre : lösemi... lösemi olmuş...

Eylül ağlamaya başlamıştı...

Kader : ama birşey olmaz dimi? Olmaz... sonuçta Defne var, Defne'nin kanı uyar, ikizi sonuçta...

Cemre : günden güne daha kötü oluyor... sevgilim gözümün önünde eriyip gidiyor ve ben hiçbirşey yapamıyorum kahretsin!

Eylül: tamam Cemre ağlama, kendini suçlama, birşey yapamazsın ki...

Cemre : kaybedicem onu... Gökhan gibi onu da kaybedicem...

Eylül : saçmalama Cemre! Serkana hiçbirşey olmayacak! O, benim tanıdığım en güçlü insan... ona birşey olmayacak... olmayacak...

Kader : olmaz dimi?

Eylül : olmaz tabi... hatta hepimiz kan veririz, hani belki bir faydası olur, dimi Kader?

Kader : veririz tabii

Cemre : yalnız bunu Serkana belli etmeyin... kimsenin bilip bana acımasını istemiyorum dedi...

Kader : yani, ben olsam ben de istemezdim...

Eylül : onun en azından ona acıyacak bir annesi var...

Cemre : doğru...

Songül sabah işten çıkmak üzereyken kapıdaki Güneyi görünce şaşırır...

Songül : nooluyo Güney?

Güney : konuşalım... daha doğrusu ben konuşucam, sen de dinleyeceksin Songül

Songül : peki anlat ama biraz çabuk, çünkü işim var

Güney : nerden başlasam ki...

Songül : ben başlayayım.... arkadaşların haklılar dimi? Ben senin yanına yakışmıyorum. Varoşum ben...

Güney : saçmalama kızım. Onlar saçma sapan konuştular

Songül : madem öyle, neden savunmadın?! Ulan beni kardeşin sandılar, tek kelime etmedin! Utandın çünkü

Güney : Songül, ben senden utanacak kadar şerefsiz bir insan mıyım? Sadece şaşırdım. Seni okulda görmeyi beklemiyordum...

Songül : ilk ve son gelişim zaten. Bir daha asla gelmem... senin cici arkadaş ortamına bir varoş olarak girmem...

Güney : Songül yapma...

Songül : zaten sıkılıyorsun benden, eve geç gelip erkenden çıkıyorsun. Sürekli annene kaçıyorsun, tabii gittiğin yer annenin eviyse...

Güney : ben senden sıkılır mıyım kızım? Ben Zehra abladan sıkıldım. Sesi yetmiyormuş gibi kadın işlerini yaptırıyor bana. Ne çalışabiliyorum ne kafamı dinleyebiliyorum... yoruldum Songül

Songül : yoruldun... o yüzden içki şişesine düştün herhalde... leş gibi içki kokuyorsun.... gece de kim bilir hangi kızın evinde kaldın...

Güney : saçmalama Songül! Annemdeydim

Songül : çok inandırıcı oldu cidden... eminim öyledir...

Güney : bir kere de güven be! Bir yaptığıma, bir söylediğime güven! Ama Güneyim dimi ben? Her an bir hata yaparım. Güvenmiyorsan bu olacak iş değil Songül...

Güney sinirle çekip gitmişti...

Feride ve Toprak da düğün telaşındaydı. Ailelerinin istediği gibi, dillere destan bir düğün planlıyorlardı... herşeyin eksiksiz olması için çabalıyorlardı. Kızlar da Feride hanıma yardımcı oluyordu. Feride, Cemrenin ona çizdiği gelinliği giyecekti...

Yeni BaşlangıçlarDove le storie prendono vita. Scoprilo ora