Zor Günler part 3

1K 68 12
                                    

(Multi : Kerim 🙊)

Cemre : Kerim... ne işin var burda?

Kerim tek kaşını havaya kaldırıp sırıtarak Cemreye bakar, hiç birşey söylemez...

Cemre : off... bende kafa mı kaldı? Bi de ne işin var diyorum. Hastane tabii burası. Çalıştığın hastanede olduğumu tamamen unuttum, kusura bakma...

Kerim : mühim değil... sen neden burdasın? Birşey mi oldu?

Cemre : bana değil... arkadaşlarımız bir kaza geçirdi de...

Kerim : anladım..çok solgun görünüyorsun... yemek yedin mi sen?

Cemre : hayır.. boğazımdan geçmiyor ki...

Kerim : yemen gerek.. bak bebeğin için...zaten ufak.. onun buna ihtiyacı var

Cemre : tamam... denicem... sağol Kerim...

Kerim : ne demek... bu arada işlemleri hızlandırdım, sonuçlar yarın belli olacak

Cemre : o kadar çabuk mu?

Kerim : evet...

Cemre : çok korkuyorum...

Kerim : umarım beklediğimiz gibi olmaz... umarım yanılıyoruzdur...

Cemre: inşallah...

O sırada Serkan ikisini konuşurken görür...sinirle yanlarına gelir...

Serkan : ooo biz de Cemreyi arıyoruz nerde diye... ama hanımefendi sevgilisiyle dertleşiyormuş arkadaşlar...

Meral : ne?! Oha!

Kerim : saçmalama istersen...

Serkan : sen bi sus istersen... yoksa hastanede olmamızı umursamadan sana dalıcam...

Cemre : Serkan! Şuan çok ayıp ediyorsun... kusura bakma Kerim...

Serkan : bırak ya! Ayıp ediyormuşum... arkadaşların bu haldeyken hastane köşelerinde sevgilinle buluşman ayıp değil de bunu dile getirmem mi ayıp Cemre?

Eylül : ya bi sakin olur musunuz? Birbirinize pişman olacağınız şeyler söylemeyin...

Meral : Eylül haklı... Cemre gel biz biraz hava alalım...

Mert : kardeşim sen de biraz sakin ol...

Songülü tekerli sandaleyeyle dışarı çıkaran Kader, onu Güney'in yanına götürdü...

Songül: sevgili... ne çok uyudun be oğlum! Kalk artık. Bak bu çocuğa sürekli ben bakamam anlıyo musun? Çocuk diyip diyip durdun, al sana çocuk. Şimdi böyle uyuyup işten kaçamazsın. Sen bakacaksın ona. Öyle "ben bakarım kızıma" demekle olmuyo, uyan da bak o zaman... bak eğer uyanmazsan Zehra ablayı çağırırım, bütün gün başında o evlilik programında neler olduğunu anlattırırım... uyan be sevgili... Ada babasını bekliyo...

3 hafta sonra

Ada, hastaneden çıkmış, annesine kavuşmuştu. Güney ise hala hastanedeydi, doktorların dediklerine göre 1 hafta içinde çıkacaktı....

Kader : kızım, evde tek başına mı kalıcaksın?

Songül : Kader ne var? Kalırım, koskoca insanım ben!

Eylül : ya ondan demedik... yani haftaya kadar bizde kalsan, sonra gitsen olmaz mı? Hem sen hastanedeyken biz kadarız yeğenimize...

Songül : olur mu ki?

Meral : olur tabii ki canısı

Cemre : yaa ama ben kıskanırım... siz daha çok görceksiniz Ada'yı...

Eylül : e sen de vakit buldukça gelirsin...

Kızlar, Songül ve Ada'yı evlerine getirip yatak hazırlar... Cemre de eve döner. Serkanla konuşmuyorlardı bile. Odada oturuyorken Serkan birden bir kağıt koyar Cemrenin önüne...

Cemre : bu ne?

Serkan : boşanma dilekçesi. Sen de imzala, tek celsede bitsin bu iş...

Cemre : peki...

Cemre imzalayacakken Serkan onu durdurur...

Cemre : ne var?

Serkan : okumadan imzalama...

Cemre : umrumda değil...

Serkan : dur bi dakika... neden bu kadar çabuk kabul ettin?

Cemre : naapıyım? Yalvarayım mı? Ayaklarına mı kapanayım? Ne istiyorsun?

Serkan : suçunu kabul etmeni beklerdim.

Cemre : suçluyum evet... ama senin sandığın gibi bir sebepten değil. Seninle evlendiğim için suçluyum.

Serkan : orası belli zaten...

Bu sırada kızlar, Mert, Doruk ve Ali de evdeydi. Songül, Ada'yı ayağında sallıyordu...

Doruk : ne kadar şanslı bir kız. Kocaman bir ailesi var...

Kader : biz ailesiz büyüdük ama Ada öyle olmayacak. Onun bir sürü teyzesi var... ama en birinci benim tabii...

Meral : pardon da nerden en birinci oluyosun? Üstündekine bir bak istersen, Meral teyzesi aldı bunu ona...

Ada'nın üstüne pembe, fiyonklu bir zıbın vardı. Üzerinde "teyzen seni çok seviyor canısı" yazıyordu...

Eylül : ay üşenmemiş bir de yazı yazdırmış...

Kader : ben ona daha güzellerini alırım...

Songül : kızlar şişşt... uyutmaya çalışıyorum...

Meral : pardon canısı...

Meral mutfağa gitmek için kalkınca Mert de peşinden gider.

Meral : nooldu canısı?

Mert : ya araya bir sürü şey girdi o yüzden sorma fırsatım olmadı ama... naapıyoruz, ne zaman gün alıyoruz?

Meral : ne günü canısı?

Mert : nikah için işte... hani evlilik teklifimi kabul ettin ya...

Meral : aaa! Sen bana evlenme teklifi etmiştin dimiiii?! Ay ben buna sevinemedim bile canısı....

Mert : ee?

Meral : ya Mert daha genciz biz, ne evlenmesi

Mert : ne?! Ee sen değil miydin benden evlilik teklifi bekleyen?

Meral : evet ama sadece teklif istedim ben... yani öyle kızların hepsi evlilik kararı alınca... ne biliyim, gaza geldim işte...

Yeni BaşlangıçlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin