Gerçek Niyet

1.1K 80 22
                                    

Ali , bi karşısında dikilip ona aşkını ilan eden Eylüle baktı, bir de yanında duran Zeynep'e...

Ali : birşey yok Zeynepçim, sen geç içeri, ben de bekletmicem seni

Zeynep kaşlarını çatıp Ali'ye bakar ve kulağına eğilir...

Zeynep : Zeynepçim mi? Ne diyorsun Ali sen?

Ali : hahahahhaha öyle mi? Sabırsızlanıyorum

Zeynep içeri giderken Eylül de şok içinde onları izliyordu...

Kader : nasıl ya?

Eylül : siz?

Kader : Eylül gel gidelim hadi...

Eylül : dur bi Kader! Siz birlikte misiniz?

Ali : bundan sanane Eylül? Kader hadi Eylülü al burdan, kendi gideceği yok

Kader, Ali'ye ters ters bakar...

İkisinin de karşısında dikildiğini gören Ali kapıyı yüzlerine kapatıp içeri geçer...

Avukat elindeki belgeyle Selinlerin evine geldi akşam akşam...

Selin : nooldu? Konuştun mu?

Avukat : evet evet, Songül hanım direkt imzaladı. Güney bey de başlarsa yarın direkt işlemleri başlatırım...

Seslere odasından çıkan Güney, avukatı görünce şaşırır...

Güney : buyrun?

Selin : annecim, avukat... şey için gelmiş..

Avukat: Songül hanımın yanından geliyorum Güney bey. Boşanma dilekçesini imzalayıp size gönderdi

Güney : boşanma dilekçesi mi? Ne diyorsunuz siz?

Selin : aa şey, siz gidebilirsiniz, ben oğlumla konuşurum...

Avukat : peki, iyi günler

Avukat gittikten sonra Selin oğluyla konuşmak ister...

Güney : ne boşanması ne diyor bu adam?

Selin : annecim, kız hatasının ne kadar büyük olduğunu farketmiş belli ki... senin yüzüne bakmaya bile cesareti yok anlaşılan, kağıtla belli etmiş niyetini.. Allahtan nafaka falan istememiş de...

Güney : anne ne diyorsun sen? O benim karım ya karım... Songül bu... gözü parada olan bir kız olmadı ki o hiç...

Selin : yakında eski karın olacak oğlum... kurtulacaksın

Güney : hayır ya... bu olamaz, yani boşanmak istemiş olamaz... olamaz...

Selin : kız haklı... ben olsam ben de kocamın yüzüne bakamazdım... o benden boşanmadan ben ondan boşanayım dedi herhalde...

Güney : yok böyle olmayacak, ben gidicem, affettiğimi söylicem... boşanmak ne demek ya? Bu kadar basit mi?

Tüm planı suya düşmek üzere olan Selin, hemen devreye girer...

Selin : oğlum saçmalama... gurursuz musun sen? Oğlum, kız senden özür dilemeye bile tenezzül etmeden çekip gidiyor evden. Sonra hiç bir çabası olmuyor, sonraki gün bi bakıyoruz boşanma dilekçesi... kız affedilmek istemiyor zaten...

Güney boşanma dilekçesini alıp odasına çekilir...

Ali, Zeynep'in yanına geldiğinde Zeynep hemen Ali'ye hesap sorar...

Zeynep : o yaptıkların neydi öyle Ali? Zeynepçim ne ayrıca?

Ali : yapmak zorunda kaldım Zeynep

Zeynep : ne demek bu?

Ali : bak, Eylül geçen gün benim yüzümden vuruluyordu tamam mı? Benim bulaştırdığım bir bela yüzümden... o şerefiz beni takip edip ulaştı Eylüle...

Zeynep : ya Ali, olabilir böyle şeyler... ama neden yaptın ki bunu? Kız bizi sevgili sandı, yıkıldı...

Ali : bugün bu, yarın bir başkası... ben tehlikenin içindeyim, etrafım suçlularla, psikopatlarla dolu. Eylülün başına benim yüzünden birşey gelmesini asla kaldıramam.

Zeynep : çok yanlış düşünüyorsun Ali, çok pişman olacaksın, üstelik o zaman çok geç olacak... kız benden de nefret edecek şimdi. Kreşte sonunda güvenebileceğim, çocuklarla çok iyi anlaşan, enerjisi yüksek birini bulmuştum, şimdi işi de bırakır...

Ali : engel ol, bırakmasın..

Zeynep : şuan onun gözünde sevdiği adamın yeni sevgilisiyim, bağrına mı basıcak beni?

Ali : nasıl yaparsın bilmem, ama engel ol. Kaç senedir arkadaşımsın Zeynep, yap işte birşeyler

Ali, Eylülün neredeyse vurulacak olmasını unutamıyordu. Üstelik kendisi yüzünden o hale düşmüştü. Polis olduğu için bu tarz insanlarla sürekli karşılaşıyordu, Eylülü tehlikeye sokabilirdi. Onu kendinden uzak tutarak tehlikeden de korumuş olacaktı. Eylüle söylese, bunu büyütmemesini söyleyip onu dinlemeyecekti ama ondan ayrılırsa Eylül bir daha yaklaşmazdı...

Kader, Eylülü de alıp eve döner. Cemre bir köşede kendi kendine sırıtıp duruyordu, sırıksıklam olmuş Eylülü görünce şaşırmıştı...

Cemre : Eylül? Bu ne hal?

Kader : Cemre şimdi değil... sonra konuşun...

Kader Eylülü duşa sokar. Eylül çıktığında yatağı hazırdı, direkt uyumak ister...

Kader : birşeyler ye, öyle yat

Eylül : hayır aç değilim, uyumak istiyorum

Kader : peki.. uyu sen...

Kader onu yalnız bırakır bırakmaz kızların yanına gelir. Kendi güzel gününü unutup, Eylülün derdine düşmüştü. Kızlara neler olduğunu anlatır...

Songül : birimiz de mutlu olamıcaz mı anasını satıyım!

Cemre : benim için bir umut var sanırım... kurtulcak evliliğim... bugün çok güzel bir gündü...

Kader : ya aslında ben de söyleyemedim ama ben Dorukla çıkmaya başladım

Meral : oha! Kader bile sevgili yaptı

Güney sabaha kadar masasının üstünde duran boşanma dilekçesine bakıp durdu. En sonunda yatağından fırladı ve kağıdı imzaladı...

Selin : oğlum nereye?

Güney : al bu kağıdı, avukat bir an önce başlasın işlemlere... madem boşanmak istiyor, boşanalım...

Yeni BaşlangıçlarWhere stories live. Discover now