Güzel Haberler

1K 66 25
                                    

Songül odada Güneyi göremeyince büyük bir korkuya kapılır... hemen odadan çıkıp bir hemşire aramaya başlar, korkuyla ordan oraya koşturup duruyordu... bir hemşire görmüştü, hemen yanına gidip Güneyi sorar...

Songül : benim eşim burda yatıyordu, Güney.. Güney Ertürk... burdaydı ama şuan yok, nerde? Nereye götürdünüz kocamı?

Hemşire : sakin olun haımefendi...

Songül : nasıl sakin olayım ya? Nasıl sakin olayım? Nooldu ona?

Hemşire : Güney bey normal odaya alındı... durumu iyi, gayet iyi, endişelenecek birşey yok

Songül : çok şükür...

Songül, hemşirenin söylediği yeni odaya girdi. Güney ordaydı...

Songül : çok şükür...

Güney birden ona sarılan Songülü görünce şaşırır...

Güney : dur kızım dur... nooldu?

Songül : odaya gittim, sen yoktun... ben.. ben... sandım ki...

Songül bir an duraksadı...

Songül : neyse boşver... sen nasılsın?

Güney : iyiyim kızım, iyiyim merak etme... Ada nasıl?

Songül : çıkarttık dün hastaneden.

Güney : ee nerde benim kızım?

Songül : kızlara bıraktım

Güney : niye?

Songül : nasıl niye oğlum? Seni görmeye gelicektim

Güney : kızım ben iyiyim, sen git kızımızın başında dur...

Songül : ama...

Güney : aması falan yok kızım, onun sana ihtiyacı var, ben çıkıcam birkaç güne zaten...

Songül : peki...

Güney : Songül...

Songül : efendim sevgili?

Güney : o nasıl? Yani Ada... doğru söylüyorsun dimi? Eğer beni üzmemek için falansa...

Songül : saçmalama Güney... valla iyi.. bak hatta fotoğrafları var... bak bunu doğduğu ilk gün Ali çekmiş, Eylülün parmağını tutmuş sıkı sıkı... bak sonra ara ara küvezden çıkarttıklarında benim kucağımda... bak bunları da dün kızlar çekti... hastanede, evde...

Güney : çok güzel... prensesim benim...

Songül : çok güzel evet...

Güney : sen evde tek başına nasıl bakıyorsun? Kızların yanına git ben çıkana kadar

Songül : bırakmadılar zaten

Sabah Serkan hızlıca kahvaltısını edip çıkacakken Nazan onu durdurur...

Nazan : oğlum nereye böyle alelacele?

Serkan : avukata...

Nazan : nooldu ne avukatı?

Defne : boşanıyor musunuz yoksa?

Cemre : ne kadar zekisin sen öyle...

Defne : ne diyosun sen be gerizekalı!

Serkan : Yeter! Yeter! Cemre, en yakın tarihte olması için uğraşıcam... umarım zorluk çıkartmazsın...

Cemre : çıkartmam merak etme! En yakın zamanda boşanalım Serkan...Sen ne beni ne de bu bebeği haketmiyorsun...

Serkan : be- bebek? Nasıl yani?

Cemre : Hamileyim... o sevgilim olduğunu iddia ettiğin adam var ya, o benim doktorum, ailemin çok yakın dostlarının oğlu Kerim.

Serkan : Cemre ben...

Cemre : sen ne? Çok mu pişmansın? Özür mü dileyeceksin? Hayır Serkan hayır... bir ilişkide güven olmadan olmaz... sen bana güvenmedin, seni aldatabileceğimi düşündün, ne sandın? Seninle paran için evlendiğimi falan mı?

Serkan : Cemre... ben gerçekten... gerçekten çok özür dilerim... kıskandım... çok kıskandım... öyle el ele görünce... neden el eleydiniz o zaman?

Cemre : hala derdin bu mu? Hala bunu mu düşünüyosun?

Serkan : ben... ben olanları anlamaya çalışıyorum sadece...

Cemre : sen hala bunun derdindesin, bravo! Bravo gerçekten! Bebeğimizin.. pardon bebeğimin gelişiminde problem vardı. Ben de Kerimle görüştüm, o inceledi. Testler istedi benden, sonuçlar çabuk çıksın diye işlemleri hızlandırdı. Görünen o ki bebeğim engelli doğacak, ultrasonda da testlerde de aynı sonuç çıkıyor...

Serkan : ne?! Bunu bana neden söylemedin Cemre?

Cemre : zaten yeni yeni iyileşiyordun, son zamanlarda mutluydun... emin olana kadar sana söyleyip seni üzmek istemedim... ama sen beni, seni aldatmakla suçladın...sen aldattın diye herkes aldatacak diye birşey yok Serkan...

Serkan : kahretsin! ben de neler düşündüm... çok özür dilerim Cemre, gerçekten çok özür dilerim...

Cemre : dileme! dileme Serkan! sen istesen de istemesen de ben bu bebeği doğurucam.. ona ben bakıcam, tek başıma... sen olmadan... ona kol kanat gerecek annesi ve bir sürü teyzesi olacak, sana ihtiyacımız yok...

Serkan : bu durumda senden boşanmam Cemre... affettiririm ben sana kendimi... belki zaman alır ama affettiririm...

Cemre : bunun affı yok Serkan... bitti. Sen boşanmak istemiyorsan, ben istiyorum. Bir an önce bitsin bu iş...

Nazan : Cemre... bak o benim torunum.. Serkanın da çocuğu...

Cemre : Nazan hanım... sizin torununuz olabilir ama Serkanın çocuğu falan değil...

Defne : babasız mı büyüteceksin yani?

Cemre : evet... böyle bir babası olduğunu bileceğine, olmadığını düşünsün daha iyi..

Cemre başka birşey söylemeden dışarı çıkar, ama kararlıydı. Serkan onun içindeki aşkı öldürmüştü. Belki zamanla konuşur hallederler diye düşünmüştü bu zamana kadar, ama Serkan onu dinlemeye tenezzül bile etmeden boşanma davası açınca Cemre için herşey bitmişti... Boşanacaktı...

Serkan ise pişmanlıktan kıvranıyordu, neler demişti Cemreye.. onun böyle birşey yapmayacağını biliyordu aslında ama kıskançlığından ne yapacağını şaşırmıştı...

Serkan : yine kıskançlığımdan kaybettim... Cemreyi de kaybettim...

Nazan, kendi kendine mırıldanan Serkanı dürter...

Nazan : ne diyorsun oğlum?

Serkan cevap vermez... Eylülle de bu yüzden ayrılmışlardı, Cemreyi de böyle kaybedecekti...

Yeni BaşlangıçlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin