Yeni Başlangıçlar

Ufak Bir Rica

Eylül kabul etti. Onun da Ali ile konuşacakları vardı... Efe'yi de alıp parka gittiler... Efe salıncakta sallanırken, Eylül konuya girmeye çalışıyordu.

Eylül : ya benim senden bir ricam olucak...

Ali : yardım edebileceğim birşeyse yardım ederim tabii ki. Konu ne?

Eylül anlatacakken bir kızın bağrışını duyarlar...

Kız : ya bırak! Bıraksana beni!

İkisi de arkalarını dönünce bir oğlanın, kıza saldırdığını görürler. Ali onların yanına koşarken, Eylül de Efeyi kucağına alıp o tarafa doğru gider...

Ali : hey hey hey! Nooluyo burda?!

Oğlan : sen karışma, bu bizim meselemiz!

Ali : ben polisim... şimdi anlatın bakalım, derdiniz ne?

Kız : bana saldırdı, önce laf attı, susmayınca üzerime yürüdü...

Oğlan : yalan... ben burda oturuyodum, bu kız yanıma gelip ilişki teklif etti. İstemiyorum dedikçe ısrar etti....

Kız : ne?!

Ali : benimle karakola geliyorsunuz... ikiniz de...

Kız  :olmaz... babam bunu duyarsa beni öldürür... babam...

Eylül : şişşt tamam korkma...birşey olmayacak tamam mı?

Kız : hapse atmazlar dimi? Ben birşey yapmadım...

Eylül oğlana döner...

Eylül : yazık değil mi ya? Niye iftira atıyosun kıza! Bu kız neler yaşayacak farkında mısın sen?!

Ali : Eylül... senlik bir mesele yok. Sen Efeyi götürsene

Eylül : doğru ben kimim ki? Dimi?

Eylül hışımla Efe'yi alıp yurda gider. Efeyi bırakır bırakmaz hemen karakola gitmişti... Elini kolunu sallayarak dışarı çıkan oğlanı görünce sinirden köpürmüştü, sinirini Ali'den çıkardı...

Eylül : nasıl elini kolunu sallayarak çıkıyor bu ya?! Hem kıza iftira atıyor hem de birşey olmamış gibi gidiyor!

Ali : Eylül, sakin olur musun?

Eylül : olamam! Sakin falan olamam! O kız nerde? Nezarathanede mi kalıyo?

Ali : Oğlanı delil yetersizliğinden saldık. Elimizde delil yokken kimseyi burada tutamayız

Eylül : o kız neler yaşayacak şimdi... yazık değil mi ya?

Ali : Efe iyi dimi?

Eylül : evet iyi... yurda bırakıp geldim

Ali : tamam Eylül, sen gidebilirsin, senlik birşey yok, kızı da saldık zaten

Eylül : saldınız mı? Şikayetçi olmadılar mı?

Ali : hayır...