Biten Hisler

902 69 11
                                    

Günler sonra

Günler boyunca herkes Eylül'ü neşelendirmeye çalışmıştı ama bunu pek başaramıyorlardı. Eylül işine dönmek isteyince Ali engel olmadı. İkizlere herkes elinden geldiği kadar bakmaya çalışıyordu. Genelde Kader ilgileniyordu, Meral ve Cemre de vakit buldukça onlarla vakit geçiriyordu.

Eylül işteyken karakola Songülle Güney gelmişti. Eylül evde olunca rahat konuşamıyorlardı...

Songül: Ali, nooldu, Eylül nasıl?

Ali : aynı... hiç konuşmuyor, gülmüyor... en kötüsü de çocukları bir kez kucağına bile almadı. Neden böyle oldu anlamıyorum...

Güney: yaşadıkları çok zor. Ağır geldi demek ki...

Ali : ya tamam anlıyorum, hiç kolay değildi ama onlar çocukları Güney. Eylül ne olursa olsun çocuklarına böyle sırt çevirmez ki...

Güney : onun da elinde değil ki Ali

Ali : ben alışamadım, beni yadırgıyorlar diyip dıruyor. Bana karşı da öyle. Eve gitmesem neden gelmedin diye sormaz bile.

Güney : içeride kalmak çok zor Ali. Ben bile çıktığımda ortamı yadırgadım.

Songül : dışarıda bekleyen için daha zor sevgili.

Güney : diyosun? Kızım, içeride yatmak diyorum. İnsan ne zaman çıkacağını bile bilmiyor. Ailesinden, evinden ayrı. İnsanın aklı kalıyo, özlüyo...

Songül : Evet kardeşim içeride kocasından, çocuklarından ayrı yaşadı ama Ali için daha zordu... inan bana öyleydi...

Ali : ben iki çocuğumla bekar bir baba olarak yaşadım. Aylarca bir ipucu bulmaya çalıştım, Eylül'ü çıkartmaya uğraştım. Eylül'ün döneceği, mutlu olacağımızı falan düşündüm. O suratıma bile bakmıyo, çocuklarımıza dokunmadı bile.

Güney: Ali... kardeşim yanlış anlama ama bence Eylül'ün psikolojik desteğe ihtiyacı var... geçmişindekileri de düşünürsek... bu zamana kadar ihtiyaç duymaması garipti zaten

Ali : niye yanlış anlayayım abi. Ben bunu senden önce düşündüm. Hatta Eylül'e de söyledim ama kabul etmiyo ki... o istemeden olmaz...

Songül : o zaman şey yap... böyle çiçekler, peluş birşeyler falan al, Eylül çok sever öyle şeyleri. Belki eski sevgili olduğunuz günleri falan hatırlarsa mutlu olur... ona o günleri hatırlat.

Ali : cansın Songül... hatta ben gideyim şimdi.. o da eve gidiyodur zaten

Güney : hadi git kardeşim

Ali, Songül'ün tavsiyesine uyup birkaç şey alıp eve döner. Eylül de o sırada çocukların odasındaydı. Kader, Eylül gelince gitmişti, onlara bakmak da Eylül'e kalmıştı. İkisi de ağlayınca ne yapacağını şaşırmıştı. Beşiklerini sallamaya başladı ama susmuyorlardı. Eylül, Ali'nin geldiğini duyunca rahatlamıştı, o hallederdi. Gerçekten de öyle olmuştu...

Ali : gaz... Damla'nın çok gazı oluyo. O ağlayınca Burak da ağlamaya başladı. Merak etme...

Eylül: tamam...

Ali : bak gazı olduğunda böyle yatırıp sırtını ovman gerekiyo. Rahatlıyolar...

Eylül: tamam... aklımda tutarım bunu.

Ali : bu arada şey... bunlar senin için ( aldıklarını göstererek)

Eylül: sağol ( gülümseyerek)

Ali : sen seviyorsun böyle şeyleri diye aldım. Uzun zamandır sana çiçek almadığımı farkettim.

Eylül: gerek yoktu Ali... ama teşekkür ederim

Ali : ne demek

Ali, Eylülün yanağından öpmeye çalışmıştı ama Eylül geri çekilmişti...

Ali : şey... tamam o zaman... sen aldıklarıma bak istersen, ben de sofra kurayım. Açsın dimi?

Ali, bozulsa da konuyu değiştirmeye çalışıp Eylül'ü rahatlatmak istemişti...

Eylül: Ali, bırak şimdi yemeği. Benim sana birşey söylemem gerek...

Ali : tamam.. söyle canım

Eylül: Ali.. günlerdir deniyorum, uğraşıyorum ama yapamıyorum. Olmuyo... sana da çocuklara da yakın olamıyorum eskisi gibi... ben boşanmak istiyorum...

Ali: ne ? Boşanmak mı? Eylül saçmalama. Tamam bak, zor günlerden geçiyoruz ama biz birbirimizi seviyoruz. İki tane çocuğumuz var. Boşanmak da nerden çıktı şimdi?

Eylül: görmüyo musun? Yapamıyorum. Seni seviyorum ama yok, içimde hiçbirşeye karşı istek kalmadı, çocuklarım diyoruz evet ama onlar bana yabancı. Hiç yakınlık hissedemiyorum ben. Tutamıyorum, dokunamıyorum bile, görmüyo musun?

Ali: bak bunlar zor günler ama geçicek

Ali, Eylül'ün kollarından tutup onu vazgeçirmeye çalışıyordu...

Eylül: hiçbirşeyin geçeceği yok Ali... sen çok iyi bir adamsın. Beni çok mutlu ettin. Ama seni daha fazla üzmeye hakkım yok benim.

Ali: sen bana seni kurtaramadığım için kızgınsın dimi? O yüzden boşanmak istiyorsun. Ama ben çok uğraştım Eylül. Seni ordan çıkaramadığım her gün kahroldum ama birşey gelmedi elimden..

Eylül: Ali, bunun seninle alakası yok. Ben sana kızgın değilim. İnan, bu benimle ilgili bir mesele. Noolur, uğraştırma, zorlama...

Ali: Eylül, tamam.. gözlerime bak. Bana beni artık sevmediğini, hiçbirşey hissetmediğini söyle. O zaman bırakıcam tamam... bitsin

Eylül, Ali'nin gözlerinin içine bakar

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Eylül, Ali'nin gözlerinin içine bakar...

Eylül: eskisi gibi hissedemiyorum. Özür dilerim...

Sevgili okurlarım,
Finale az kaldı, şimdiden söyleyeyim de habersiz olmasın. Ama mutlu son mu mutsuz son mu olur bilemem 👻 kendinize iyi bakın ❤️

Yeni BaşlangıçlarWhere stories live. Discover now