Bölüm 13

19.6K 899 1.9K
                                    

Multimedia: Gripin - Sen Gidiyorsun

***

Eylül, 2012, Şanlıurfa

"Kızım, ne oldu böyle birden?"

Sare Hanım, odanın içerisinde oradan oraya koşuşturarak eline aldığı küçük el çantasına eşyalarını tıkıştırmaya çalışan Senem'in peşinden bir oraya bir buraya koşturuyor; kızına ne olduğunu, onu sinirlendiren şeyi anlamaya çalışıyordu. Ne kadar sakinleştirmeye çalışsa, ağzından bir laf almaya uğraşsa da Senem dolabından birkaç kıyafet alıp bu kez de çalışma masasına doğru yöneliyordu. Sare Hanım'ı bile gözü görmeyecek kadar öfkelendirecek ne yaşamıştı kızı, merak ediyordu.

"Bitti hala! Bitti! Gidiyorum."

Sare Hanım, sınava girmek için şehir dışına gidip daha yeni, gün içinde sınavdan dönen kızının tekrar nereye gideceğini anlayamadı. "Sınavı iyi geçse bu kadar öfkelenmezdi." diye geçirdi içinden.

"Kızım daha yeni geldin. Nereye gidiyorsun?"

Senem, eline geçen önemli şeyleri çantaya tıkıştırmayı bitirmişti ve daha boşaltmaya vakti olmadığı için açmadığı diğer valizini de alarak halasına döndü.

"Gidiyorum hala. Ama bu kez ne zaman döneceğimi bilmiyorum."

Kızının ne konuştuğundan hiçbir şey anlamayan Sare Hanım, endişeliydi. Lakin daha fazla dayanamayıp sesini yükseltmişti.

"Kızım, doğru düzgün anlatsana?"

"Gördüm hala! Onu gördüm. Elif yanındaydı, sarılmışlardı."

O an tekrar gözlerinin önünde canlanırken, Senem acıyla yüzünü buruşturdu. Ne umutlarla dönmüştü. Oysa ki gördükleriyle kurduğu tüm hayallerin yerle bir olması yetmezmiş gibi bunlarla birlikte güveni, inancı, umutları sarsılmıştı. O bir dakikadan da kısa olmasına karşın bir yıl gibi gelen saniyelerde, ruhunun derinliklerinde çatlaklar açılmış, tüm hayatı bu zelzeleler yüzünden alt üst olmuştu. Artık dönüşü yoktu. Olamazdı. Biliyordu. Gitmeliydi. Bu ruh çöküntüsüyle bu konakta, bu şehirde duramazdı. Gördüklerini sineye çekemezdi. Umut gemisine bindirdiği onca düşü de yanına alıp, parçalanmış kalbinin yaralarını sarmalıydı.

"Nee! Olmaz öyle şey Senem! Sakin ol kızım... Ne dedi sana?"

"Görmedi bile beni hala... Elif'ine öyle odaklanmıştı ki beni görmedi bile... Ne önemi var ki zaten ne söylediğinin... Gördüm diyorum. En başta olmaz derken haklıydın hala."

"Kızım bak-"

"Hoşçakal hala." deyip sarıldı anne yarısına Senem. Halasının yüzündeki o ağlamaklı ifadeyi görmek dahi onu kararından alıkoyamadı. Uzun uzun sarıldı ve çantalarını alıp kapıda onu bekleyen taksiye doğru yöneldi. Arkasında gözü yaşlı bir anne bırakarak veda etti büyüdüğü eve ve sevdiği herşeye, herkese.

Temmuz, 2017, Şanlıurfa

Senem, beklemediği her fırsatta karşısında bulduğu tanıdık yüze başlangıçta şaşkınlıkla baktı. Durumun ne kadar tuhaf olduğunu fark edince şaşkınlığını üzerinden atıp konuştu.

"Bir şey mi diyeceksin? Niye bekliyorsun burada?"

Siyabend, duyduklarından dolayı sakin kalmakta güçlük çekiyordu. Gözlerini kapatıp ufak bir nefes aldı ve sakin olmaya çalıştı.

"'Gideceğim' de ne demek Senem?"

Senem şaşkınlıkla gözlerini açtı. Kapısının önünde Siyabend'i gördüğü ilk andan daha da şaşkındı şimdi. Fakat şaşkınlığı pek zaman geçmeden kızgınlığa dönüşmeye başlamıştı yine.

Arafta Açan Güneş ~{TAMAMLANDI } Onde as histórias ganham vida. Descobre agora