Bölüm 40

10.9K 501 734
                                    

Dünün güzelliği bu günün habercisimidir? Her yeni gün beraberinde getirir mi huzuru?

Merhabalar 🤗

Yine ben geldim 💕

Bu bölüm bir okuyucuma armağan olsun doğum günüymüş İyi ki doğdun ELİF sevgilerle ♥️♥️♥️😘😘😘

Bölüm şarkısı:Buray=Bir Ömürlüğüm

Senem sabahtan beri bilmem kaçıncı kez aynı sözleri duymaktan sıkılmıştı artık.

"Bunu giymesen olmuyor mu yani?"

"Mantıklı bir sebep söyle giymeyeyim. Ama yok sen sabahtan beri giyme diyip duruyorsun."

Dün akşam üstü beklenen misafirler Mersin'e ulaşmıştı. Rıdvan, Meran, Cihan, Nazlı ve Vedat. Senem Vedat'ı görünce şaşırmış ve bir tatsızlık çıkmasın istemişti. Ama garip bir şekilde Siyabend sakince karşılamış hatta tek bir imada dahi bulunmamıştı.

Onların aksine Rıdvan ve Siyabend mesafeliydi hatta öyle ki bebek tebriğinde bile sadece abisinin elini sıkmış tek kelime etmemişti. Bu akşam kına vardı ve herkes koşturmaca içindeydi. Meran ve Nazlı için elbise alışverişine çıkacaklardı birazdan ve şuan  Siyabend Senem'in odasında elbisesi için sürekli yorumlar yaparak onu sinirlendiriyordu.

"Sadece bunu giymeni istemiyorum yeterli değil mi?"

"Siyabend yabancı kimse olmayacak bile neden bu yersiz ısrar şimdi. Hayır açık diyeceğim açık da değil altı üstü bir yırtmaç var."

"Bir kere de sen haklısın desen ölür müsün?"

İkili tartışırken kapıdan kafasını uzatarak gülen Cihan'ı gördüler.

"Siz ikiniz şimdiden böyleyseniz evlenince yersiniz birbirinizi."

"Cihan gelir gelmez abi beni döv diyorsun bak. Heryerden çıkma lan!"

"Yahu ben ne dedim ki? Sabah beri giyme güzelim başka alalım güneşim diyip duruyorsun. Vur elini masaya giymeyeceksin de bitsin!"

Senem bu konuşmayı kaşları havada dinlerken Siyabend kapıya doğru iki adım atıp ensesinden yakaladığı Cihan'a konuştu.

"Masa diye sana vurayım mı yumruğu koçum ha."

Cihan çırpınırken Senem'e yalvarır gibi bakıp seslendi.

"Abla al şunu tepemden."

"Canım ben seni uyardım ama sen kaşınıyorsun karışmam ben."

"Şimdi böyle mi olduk abla yüzüğü takınca kardeşini hemen sattın mı yani?"

Cihan bunları söylerken şaşkınlıkla açtı gözlerini. Siyabend hala ensesinden tutuyor ve an be an sıkıyordu elini.

" Ben sana çalışma odama ne olursa olsun girme tüm ev senin demedim mi peki? "

" Ya abla ben bilsin ona göre davransın istedim. Hem ben girmedim arkadaşım girmiş."

"Tamam işte bende istediğini yapsın diyorum hem ben sıkmıyorum enseni abin sıkıyor. Ben araya girmem. "

Deyip göz kırptı ve çantasına telefonu da atıp kapıya yönelerek yanlarından geçti.

Evet Senem odada ne olduğunu Cihan'ın söylediğini duymuştu. O kadar çok ısrar etmişti ki sonunda Siyabend dayanamayıp söylemiş ve iki kişinin birden başını yakmıştı. Senem hem geldiklerinden beri Cihan'a kan kusturuyor hemde Viyan'la telefon görüşmesi üzerine bu umursamaz tavrı üstleniyordu. Resmen telefonda ona kızmak bunu neden yaptığını sormak için aramışken azarı yiyip özür dilemek zorunda kalmıştı. Deli kız hem suçlu hem güçlüydü. Telefon görüşmeleri aklına gelince yine güldü. Gecenin 12'sinde artık dayanamamış ve aramıştı.

Arafta Açan Güneş ~{TAMAMLANDI } Where stories live. Discover now