Bölüm 24

16.3K 675 600
                                    

Bazı zamanlar gelir ki ağzından çıkan sözlere insan kendi bile şaşırıp kalır. Öyle ki aylarca kaçtığın hiçbir şekilde konuşmak istemediğin adamın kolları arasında bulursun biranda kendini. Ama her nasıl oluyorsa hiç yadırgamazsın yerini sanki ait olduğun yuvan orasıymış gibi.

Senem de şuan aynı durumdaydı işte. Siyabend hala onu kolları arasında tutuyor hatta sanki bırakırsa heran kaçacakmış gibi korkuyordu. Senem biraz daha bu konumda kalırsa nefes alamayacağını hissedip kısık sesle konuşmaya başladı ;

"Siyabend biraz daha sıkarsan kemiklerimi kıracaksın."

Siyabend o konuşana kadar sıktığının farkında bile değildi. Kollarını biraz gevşetmiş ancak ellerini hala bırakmamıştı.

"Güneş sen benim en büyük duamsın. Ve bu duam gerçekleşmez diye ilk defa bu kadar korktum. Biliyorum tamamen geçmedi yaraların ama hepsini tek tek saracağım."

"Siyabend bak tamam tekrar denemeye karar verdik ama..."

Siyabend o an kesti sözünü ve daha sıkı tuttu ellerini. Elinden oyuncağı alınan çocuklar gibi baktı ve ;

"Hayır sakın bana vazgeçtiğini söyleme."

"Çocuk oyuncağı değil ki bu öyle habire vazgeçtim bırakayım olsun. Benim demek istediğim aramızdaki şeyi tam anlamıyla rayına oturtana kadar kimseye söylemememiz gerektiğini düşünüyorum."

Siyabend anlamsızca suratına bakıp;

" Kimden neyi gizlemeliyiz anlamadım. Ben seni seviyorum sende beni değil mi? Evdeki herkes bunu bekliyordu zaten. "

" Ben de onu diyorum işte herkes bunu bekliyor. Peki ama ya olmazsa ya yapamazsak 5 yıldan bahsediyoruz Siyabend ya olduramazsak bu kez yaşayacakları hayal kırıklığını düşünebiliyor musun? Bunu onlara yapamam en azından bir süre gizli kalsın önce biz bir sindirelim de bu durumu. Sonra... "

" Ben sokağa çıkıp bağırmak bu kız benim demek isterken sen saklayalım diyorsun. Peki öyle olsun sen nasıl istersen. Ama kısa bir süre. Sonra sen istesen de susamam. "

Senem başını salladı ve gülümsedi. Ardından gözleri saate takılınca;

" Artık konağa dönmeliyim halam uyumaz şimdi biliyorsun beni bekler. "

" Biliyorum ama seni hiç bırakmak istemiyorum. Sanki bırakırsam ve sen uyanınca herşey bir rüya olursa diye düşünüyorum."

"Siyabend o dediğin ancak filmlerde olur. Merak etme ben hiçbirşeyi unutmam. Alkolde almadığıma göre hım."

Senem onun sarhoş olduğu günü ima ederek laf atmıştı Siyabend de gülüp elini omzuna attı ve arabaya yöneldiler. Arabada yine sessizlik oluşunca Senem elini radyoya uzattı ve aynı anda Siyabend de uzanınca elleri çarpıştı. Senem bu temasla birden gülmeye başladı hatta kahkaha atıyordu resmen. Siyabend kısa bir an başını Senem'e çevirip bakınca başta anlam vermese de onu gördükçe oda gülmeye başladı. Ne güzel gülüyor diye içinden geçirirken Senem söze girip;

"Gerçekten çok garip bir gün değil mi? Sabah Adana'ya gidiyorum çok üzgün olduğum bir anda sen çıka geliyorsun. Sonra tüm sevdiklerimi birarada doğum günü kutlamasının ortasında buluyorum çok mutlu oluyorum sen yine yanımdasın. Ben senden uzaklaşmaya çalıştıkça bu kadar içime nasıl işliyorsun. Bunu nasıl yapıyorsun. "

"Güneşim ben bundan böyle hep yanındayım her anında. Sen sadece benden uzaklaşma kaçma geri kalan herşey bende."

Senem bu söylenenlere cevap vermedi. Siyabend de yola döndü. Senem sadece düşündü verdiği karar doğru muydu. Evet seviyordu peki bu yeterli miydi. Başını sağa sola sallayıp radyoyu açtı ve bir kanal ayarlayıp çalacak şarkıyı bekledi.
Çalan şarkıyla beraber başını koltuğa yaslayıp yanındaki adamı izlemeye koyuldu sessizce.

Arafta Açan Güneş ~{TAMAMLANDI } Where stories live. Discover now