Bölüm 17

16.7K 785 802
                                    

İlk defa bu tür bir şarkı kullanıyorum ama çok sevdiğim bir şarkı umarım sizlerde seversiniz.

Şarkı :BÜLENT SERTTAŞ =. İKİMİZDE BİLEMEDİK KIYMETİNİ

Keyifle okumanız dileğiyle ♥️♥️♥️

Sanki durmuştu dünya durmuştu zaman gitmiyordu akrep veyahut kovalamıyordu yelkovan.

Herşey yavaşlamış kalbi dörtnala koşar olmuştu Senem'in kulakları uğulduyor sandalyeyi tutan ellerinde parmak boğumları zonkluyordu adeta.

Karşısında duran kimsenin yüzüne bakamıyordu. Bi yanda geçmişte yaşananlar bir bir doluşurken aklına bir yanda ailem dediği insanlar bir yandan en büyük kalp acısı hangi birine yansın bilemedi. Sonra tekrar duyuldu aynı ses bahçede çınlarcasına.

"Senem ve Siyabend birbirlerine aşıktı"

Tekrar ve tekrar Nazlı duyurmaya çalışıyordu herkese.
Siyabend!, Senem'in bu halini gördükçe daha fazla durmadan Nazlı'nın koluna yapıştı. Bu halinin en büyük mimarı kendi değilmiş gibi.

"Kes artık Nazlı kendine gel terbiyesizlik etme."

Nazlı kolunu bi çırpıda çekip bağırdı.

"Niye susayım ha ne oldu ağır mı geldi yoksa ablamı aldattın hemde burda bu evde bizim doğum günümüzde."

Rıdvan daha fazla sessiz kalamamış ve oda dahil olmuştu kardeşlerin hesaplaşmasına.

"Ne saçmalıyorsun sen haddini aşma ve sus Nazlı yeter artık. Şımarık bir çocuk gibi davranmaktan vazgeç. "

Meran duydukları karşısında sesini bile çıkaramamış sadece şaşkınlıkla bakakalmıştı.

"Sırf Elif'ten intikam almak için ablamı kullanmışsın sonrada buradan gitmesine sebep oldun. Yalan mı konuş hadi neden gitti bu kız buradan neden bi anda çıkıp gitti hayatımızdan. Yeter artık saf değiliz habire başınızdan atmaya çalıştığınız küçük çocuklarda değiliz ."

Siyabend bi kez daha Nazlı'ya hamle yapınca bu kez Vedat girdi araya. Tutmaya çalıştı arkadaşını sonradan pişman olacağı şeyler yaşasın istemiyordu çünkü.

Siyabend de bağırdı bu kez sesinin son zerresine kadar öyleki Senem'in yerinde sıçramasıma sebep oldu.

"Yeter! Ne biliyorsun ki sen ha.
Kes artık Nazlı. Evet doğru başta amacım sadece Elif'ten intikam almaktı. Evet yanlıştı yaptığım ama o zaman doğru geliyordu gençtim kızgındım gururuma yediremedim ve aptallık ettim beni seven bi kalbi kıracağımı düşünmeden Senem'i sevdiğimi söyledim ama sonra gerçekten sevdim hemde çok sevdim. O gün o..."

Senem duyduklarına daha fazla dayanamadan kesti sözünü.

"Yeter duymak istemiyorum yeter artık. Konuşma! Konuşmayın yeter yoruldum yalan söyleme artık bittim tükendim anlasanıza yeter!!! lütfen."

Sonlara doğru sesi kısılmış. Senem ayakta dahi zor duruyordu bu kez Rıdvan konuştu.

"Siz ikiniz bunlar ne zaman oldu nasıl ya ulan aynı evin içinde ne haltlar döndü böyle."

"Abi konumuz bumu yani abimin yaptıkları ne olacak kullanmış resmen ablamı."

"Nazlı yeter dedim sus. Bir kere ya ulan bir kere karıştırmadan ortalığı gelip konuşsan ya. Sen nerden öğrendin hem tüm bunları delirecem ulan neler dönüyor böyle."

Senem Siyabende yaklaşıp;

"Bak gördün mü işte senin eserin bu bizi buraya sen getirdin. Ben sana ilk geldiğimde ben başkasını seviyorum dedin sessizce kabullendim. Sonra sen bana geldin Elif'ten ayrılmıştın bende seni seviyorum dedin. Sana söyledim beni geçmeyen yaralarına merhem etme dedim. Aptaldım haklıydı Elif kulanıldığımı göremeyecek kadar kördüm ben.
Bunu hep söylerdi okulda sokakta heryerde söylerdi bunu beni sevmediğini hep ona bir gün geri döneceğini hep söylerdi. Ama annemin veya babamın olmayışı ve bu yüzden size yaltaklandığım söylenince zoruma gitmişti. Hiç okadar küçülmemiştim. Gitmek tek çaremdi kalamadım yapamazdım. Gördüm sizi öptün onu. Ben sadece kendi içimde yaşamışım bişeyleri. "

"Ne! Ne gördün ne anlatıyorsun sen. Bi dakika ya sen o gördüğün saçmalık yüzünden mi gittin yani. Bana gelip sorman çok mu zordu?"

"Neyi soracaktım beni nasıl intikam oyununa piyon yaptığını mı?"

"Beni dinleseydin o gün kaçmasaydın şimdiki gibi dimdik dursaydın ya karşımda o zaman hesap sorsaydın ya bana."

"Haklısın gelip sormalıydım nasıl bu kadar küçüldüğünü!

Onlar karşılıklı konuşurken sanki yanlızlarmış gibi kimseyi görmüyordu gözleri. Taki öfkenin en belirgin sesi çalınınca kadar kulakları.

"Allahım ulan siz ne haltlar yediniz böyle be ha."

Rıdvanın seside siniri de son radde olmuştu.
Senem daha fazla dayanamamış ve bağırmıştı...

"Sevdim ben evet sevdim. Kendimden nefret ettim ama sevdim. Hepinizin nasıl yüzüne bakacağım bilmediğim her gece uykusuz geçirdim ama sevdim. Yemin ediyorum sevdim. Kalbime söz geçirmedim ben yemin ederim söz geçirmedim sevdim ben sevdim."

Diyerek daha fazla ayakta kalamamış ve yere çökmüştü.
Siyabend'se gördüğü ve duydukları karşısında daha fazla durmamış Rıdvan'ın arkasından seslenmelerini yok sayıp kendini dışarı atmıştı. Bu muydu yani saçma sapan bir yanlış anlaşılma yüzünden mi çekmişlerdi bu acıları. Kime kızsa bilemedi bu saçmalığa zemin hazırlayan kendine mi yoksa herşeyi yanlış anlayıp giden Seneme mi? Hata vardı evet ama hatalı olan her ikisiydi. Şuan karşısında duramazdı. Biraz uzaklaşmalı ve düşünmeliydi.

Senem zar zor meranın yardımıyla yukarı çıkmış gördüğü ilk odaya girip kilitlemişti kapısını. Şuan kimseye dert anlatacak durumda değildi. Ne Rıdvan'ın sesini ne nazlının yorumlarını nede cihanın şaşkınlığını çekemezdi.
Pencerenin önünde oturdu ve masanın üstünde gördüğü sigara paketinden bir dal aldı dudaklarının arasına. Nasıl bu odaya gelmişti acaba bu sigara düşünmedi daha fazla. Çıkan duman tüm dertlerini de söküp alsın istedi içinden biranda. O anda yapabileceği tek şeyi yapıp bir kalem ve bir kağıtla paylaştı tüm derdini hem yazdı hem ağladı.

Hem kendime hem sana kocaman bir soru işareti uzatmak istiyorum şuanda. Şu anda sen giderken ben önünde beni neden sevmedin yazılı bir noktalama işareti ile tokatlamak istiyorum ikimizi. Çünkü ben çok güzel sarılırdım iki kolumla bir de kalbimle hissederdin, ama olmadı işte olduramadık. Güzel severdim seni bilirsin istesen masallarla uyuturdum seni 1001 gece yorulmam bilirsin.

Çünkü ben çok güzel aşık olurdum. Çünkü ben çok güzel dost olurdum. Çünkü ben çok güzel sırdaş olurdum. Hayal bile edemezsin. Çünkü ben bir bir sayardım adının 8 harfini her birine bir öpücük inan hiç özlemezdin olmadığım günleri. Ama sen bunları okumaz bilmezsin. Ama sen buna da zaman ayıramazsın. Olur da bir gün okursan say bakalım ben sana kaç satır yazmışım. Olurda bir gün okursan düşün neden de, neden olmadı neden gitti neden herşeyi arkasında bıraktı. Düşün biraz neden yapamadık diye.

Bunca düşünmüşken olurda cevabı bulamazsan eğer ben söyleyeyim bu ikimize verilen bir hediyeydi. Ve çok üzgünüm sevgilim ikimiz de bilemedik kıymetini aşk seni de beni de terketti...

Kısa oldu biraz ama idare edin 😘😘😘
Artık herkes öğrendi hemde herkes bakalım neler olacak ...

Sevgiyle kalın 🎀🎀

S&S

Arafta Açan Güneş ~{TAMAMLANDI } Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin