Bölüm 31

13.2K 616 885
                                    

Ölüm vedalaşma fırsatı vermeden geldiğinde gidene değil kalana ağlamak lazım. O vakit hayat ;kopan ayağına ayakkabı bulmak için vitrine bakmak kadar anlamsızlaşır.

Şems

Hayatuçın bize nasıl bir çizgi çektiğini bilmeden kararlar alıp hayaller kurarız. Asla yapmam dediğimiz şeyleri yaparken buluruz kendimizi. Bu da hayatın ben yazarım sen yaşarsın deme şeklidir.

✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨

Merhabalar can okurlarım 💕

Baştan uyarımı yapayım okumadan önce yanınızda mendil bulundurun ben yazarken çok ağladım çünkü🤧🤧🤧🤧

Çok uzatmadan bölüme geçebiliriz.

Bölüm şarkısı :Ferhat Göçer;Kızım

Hemen buraya bırakıyorum. Mutlaka dinleyerek okuyun...

"Vedattt!"

Siyabend gördüğü şeyin kötü bir rüya olmasını diledi o an. Dostum kardeşim dediği adam kız kardeşini öpüyordu. Kendisine korkuyla bakan kardeşini es geçip onun yanındaki adama yöneldi. Ve biranda salladı yumruğunu suratına.

O anda lobide bir çığlık duyuldu. Vedat hiç beklemezken suratına inen sert darbeyle geriye doğru sendeledi. Siyabend tam ikinci yumruğu atacakken kolundan tutulmasıyla yan tarafına döndü ve kolunu tutan kardeşini bir hamlede geriye itti.

Nazlı abisinin gözünde gördüğü şeyle daha da çok korktu. Ve kulaklarına çalınan buz gibi sesle titremesine engel olamadı.

"Hemen odana çık!"

"Abi bak lütfen açıklayalım."

Siyabend ellerini saçlarının arasından geçirip bu kez fısıltıyla;

"Neyi açıklayacaksınız lan beni nasıl mal yerine koyduğunuzu mu."

Bu kez Vedat'a dönüp devam etti.

"Sana kardeşim dedim beni sırtımdan vurmayı seçtin."

"Abi bak bi..."

"Sana odana çıkmanı söyledim anlamadın mı!"

Nazlı Vedat'a baktı onun gözlerini açıp kapatmasıyla başını sallamış ve odasına doğru lobiden çıkmıştı.

Siyabend tekrar ona döndü. Acıyla baktı karşısındaki adama. Resmen sırtından vurulmuş en çok güvendiği yerden yara almıştı. Etrafta onları izleyen bir kaç kişiyi farketmesiyle Vedat'ın sesini duydu ;

"Dışarda konuşalım Siyabend. Açıklayacağım."

Siyabend öfkeyle arkasını dönüp dışarı çıkarken Vedat'da onu takip ediyordu. Otelin arkasına doğru yürüyüp boş futbol sahasına girip elindeki anahtar ve telefonu yere atarak ona bir yumruk daha savurdu. Sonra bir tane daha ve bir tane daha.

Vedat karşılık vermedi öfkesini kussun istedi. Bugünün yaşanacağını zaten biliyordu sadece bu kadar erken olmasını beklemiyordu.

Siyabend bir karşılık görmedikçe dahada deliriyor ve öfkeyle saldırıyordu. Her darbesinde "Nasıl ulan nasıl yaparsın." diye bağırıyordu. En sonunda da attığı yumruk Vedat'ın karnına gelmiş ve onu yere düşürmüştü.

Siyabend o an durup yerdeki adama baktı. Bu hayatta en çok güvendiği adam hayatını ailesini ve hatta sevdiği kadını bile gözü kapalı emanet ederim dediği adam onu sırtından vurmuştu. Sesindeki acıyla yerden doğrulan adamın yanında durdu;

Arafta Açan Güneş ~{TAMAMLANDI } Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin