Bölüm 38

10.5K 521 425
                                    

Bazı gerçekler can yakar. Bazı sırlar saklanmaya mecburdur. Ya gerçekler gizliyken güvenliyse.

S&S

Merhabalar 🤗

Arayı çok uzatmadan yine ben geldim 😊

Senem hala önündeki dosyalara gömülmüş çalışırken çalan telefonuyla irkildi. Eli telefona gidince ekrandaki isimle gülüşü yüzündeki yerini almıştı bile.

"Çok mu özledin daha konuşalı yarım gün bile olmadı."

"Senem neredesin şuan sen?"

Senem duyduğu sesle kaşlarını çattı. Neden bu kadar soğuk ve endişeli geliyordu sesi. Güzelim değil Güneş değil Senem mi demişti.

"Şirketteyim ne oldu? Sesin bir farklı sanki."

Siyabend derin bir nefes alıp verdi. Eli direksiyonu sıkarken sesini ayarlamaya çalıştı. Şuan yaptığı onu endişelendirmekten başka bişey değildi çünkü.

"Yok bişey olmadı güzelim. Sadece bir boşluğum vardı arayayım dedim."

"Araba mı kullanıyorsun şuan sesler var."

"Evet şantiyeye gidiyorum. Sen tüm gün orda mı olacaksın peki? Dışarıda bir işin falan yok değil mi?"

Senem bu sorulara anlam veremesede yanıtsız bırakmadı onu.

"Yok şirketteyim akşama kadar neden?"

"Hiç öylesine sordum. Şantiyeye geldim kapatıyorum. Kolay gelsin sana kendine dikkat et."

Deyip yanıt beklemeden kapattı telefonu. Hala aklında abisinin sözleri yankılanıyordu. Doğru olanı yaptım demişti. Hangi doğru bir insanı 5 yıl boyunca yalnızlığa iterdi ki. Hangi doğru tüm hayatının bir yalan olduğunu kapatır.

Siyabend mektuptan ve ses kaydından bahsetmiş Rıdvan'ı gafil avlamıştı. Rıdvan inkar etmiyordu sadece inandığım doğruyu yaptım diyordu. Siyabend abisine her ne kadar kızmış dahi olsa her ikisinin de aynı fikirde olduğu bir gerçek vardı ki Senem tehlike altındaydı. Cemil kafayı Siyabend'e takmış onu en zayıf noktasıyla Senem'le vurmaya çalışacaktı.

Araba durur durmaz geldiği konağın önünde indi. Adımları kendinden emin bir şekilde adresine varmaya çalıştı. Onu gören korumalar kapıyı açıp kenara çekilmişti bile. Kapıdan girer girmez onu ayakta karşılayan yaşlı adamın önünde durmuş ve öpmesi için uzatılan eli sıkmakla yetinmişti.

"Hoşgelmişsin Siyabend oğlum."

"Hiç hoş bulmadım ama Hasan ağa!"

"Hayırdır oğlum böyle destursuz gelirsin birde bana laf mı edersin."

"Lafım sana değildir ağa! Oğlun nerde benim hesabım onla."

Yaşlı adam zaten içeri girer girmez anlamıştı konunun oğlu Cemil olduğunu. Kim bilir yine ne yapmış da ortalığı karıştırmıştı.

"Cemil iki gündür yok oğlum. Sizi kıyı da gördüğümüz gece gitti daha da gelmedi. Aman eksik olsun zaten varlığı zarar deyyusun. De hele sana ne yaptı?"

Siyabend şüpheyle baktı karşısındaki adama.

"Nerde olduğunu bilmiyor musun peki?"

"Yine ne yaptı? Neden arıyorsun onu."

Arafta Açan Güneş ~{TAMAMLANDI } Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin