Hırçınlığımı umursamadan beni göğsüne çekip, yukardan doğrulttuğu gözleriyle, "İstediğim sensin. Hep sendin. Ben senden başkasını hiç görmedim asla." Dedi.
"Öyle mi? Ben senin bir başkasına mühürlü olduğunu bile bile kalbimi her dağladığında sana ge...
A Great Big World& Christina Aguilera - Say Something
🥀🐺 Keyifli Okumalar...
اوووه! هذه الصورة لا تتبع إرشادات المحتوى الخاصة بنا. لمتابعة النشر، يرجى إزالتها أو تحميل صورة أخرى.
3- Ölüm Diyarı
🥀🐺 Pars KARAKURT'tan;
Babam liderin yardımcısıydı. Bu da güvenliğimizi tehdit eder oluştu. Doğu bölgesinden batı bölgesine taşınmıştık. BOZKURT ailesinden sonra ki en güçlü aile bizdik. Bu da sürekli olarak tetikte olmamız gerektiği anlamına geliyordu. Avcılar aynı zamanda kendi ırkımıza karşı güvenliğimizi sağlamak zorundaydık.
Taşınma telaşı her yerde devam ederken ben bahçeyi gezmek istemiştim. Yeni evimizin geniş bahçesinde, sıkıntıyla gezerken onu gördüm. Henüz 6 yaşında, öyle sevimli ve güzeldi ki!
İlk dikkatimi çeken saçlarıydı. Uzun dalgalı kahverengi saçları koştukça, uçuşuyordu. İşte o an saçlarını sevmek istemiştim. Çiçeklerle döşeli bakımlı bahçede, küçük bir kelebeğin peşinden koşturuyordu ve giydiği beyaz elbisesiyle, çok masumdu. Sürekli olarak düşmesine rağmen, pes etmeyip, tekrar tekrar koşmaya başlıyordu. Beyaz elbisesinin etekleri çimen ve çamur lekeleriyle kaplıydı. Fakat bunu umursamadan neşeyle koşmaya devam ediyordu.
Dikkatle izlemeye devam ederken aniden yüzünü bana doğru çevirmişti. O küçük aklımla zaman durmuştu sanki... Kahverengi gözleriyle ve kocaman gülümsemesiyle, o çok...çok güzeldi.
Kalbim o andan sonra, çok, çok hızlı atmaya başlamıştı. Hastamı oluyordum? Ölüyor muydum? Kalbim neden böyle atıyordu? Kahkaha atan küçük kızın sesi, küçük kulaklarımda neden böyle güzel yankılanıyordu?
Beni gördüğünde öylece kaldı. İri kahverengi gözleri iyice büyüdü ve gülümseyen suratı yavaş yavaş solmaya başladı. Küçük ağzı açık kalmıştı. Şaşkın suratıyla öyle tatlıydı ki... Yanağında ve çenesinde çamur lekeleri vardı.
Uzun saçları iki yanına dökülmüş, sağ gözünü kapatıyordu. Küçük narin elleriyle saç telini kulağının arkasına sıktardı. Ardından küçük adımlarımla yaklaşmaya başladım. Karşısına geldiğim de, ince kavisli kaşlarını çatıp. Bana sinirle bakmaya başladı. "Sende kimsin?" Uzun boyumun avantajıyla ona üsten bakıyordum. "Çok mu merak ettin küçük?"
Gözlerini kısıp, kollarını göğsünde birleştirdi."Sensin küçük, ben 6 yaşındayım."
Sinirlendikçe daha da tatlı oluyordu. "Bense 8 yaşındayım ve senden büyük olduğum kesin ufaklık."
