Hırçınlığımı umursamadan beni göğsüne çekip, yukardan doğrulttuğu gözleriyle, "İstediğim sensin. Hep sendin. Ben senden başkasını hiç görmedim asla." Dedi.
"Öyle mi? Ben senin bir başkasına mühürlü olduğunu bile bile kalbimi her dağladığında sana ge...
Bölüm gecikti çünkü planım dışında gelişen şeyler oldu. Bölüm yazacak zamanım olmadı. Bunu telafi edecek upuzun dolu dolu bir bölümle geldim.
ÖNEMLİ: Normalde bölümü son kez baştan sona okuyup kontrol etmem gerekiyordu. Kaç kez okudum kontrol ettim. Son kez baştan sona okuyacak gücüm kalmadı. Yine hatam oluyor ama neyse. İllaki hatam vardır lütfen bu bölüm beni ve hatalarımı mazur görün.
🥀🐺 Keyifli okumalar...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
76- Savaş; Kuvart İçin Kan Döküp, Kan Akıtanlar
Güneş doğmuştu. Arşin, iri davulların önünde heybetli bedeniyle elindeki büyük baltasını yere yaslamış, iri ellerini baltanın sapı üzerinde kavuşturmuştu. İri tokmaklar tuttukları ritmi bozmadan geniş davullar üzerine bir kurşun gibi iniyor, yüreklerde fevri bir atakla yükseliyordu.
Davulların sesi Kuvart'ın dört bir diyarından duyuluyor. İlerleyen askerlerin ayaklarının altından yükselen sesler davul seslerine karışarak, Kuvart'ın savaşçılarını selamlıyor, Kâdim ruhlar ilerleyen her birlikle birlikte başını daha da kaldırıyor. Masmavi göğü selamlıyordu.
Savaşçılar komutanlarıyla birlikte bölgelerine ayrılmıştı. Her birin gözlerinde aynı baş kaldırı yüzlerinde aynı intikam arzusu vardı. Korkmak için değil, korkutmak için değil. Korumak, sahip çıkmak için ruhlarını geçmişin kiniyleyıkamışlardı. Ateşi yakmak için değil, içlerinde yıllardır yanan ateşi kusmak için, kalplerindeki merhameti kendilerine saklamışlardı. Savaşın soğukluğu ruhlarına demir gibi işlemiş, komutanlarının emrettiği gibi içlerindeki meşaleyi birbiri ardına yakmışlardı. Her adımda ateşleri daha da alevleniyor, her adımda arkalarında bıraktıkları için zafere yürüyorlardı.
