35-Kurt Kapanı; Avlayanların Ve Avlananların Savaşı

800 65 123
                                    






🥀Emre Aydın- Her Şey Biraz Hâlâ Sen
🥀Ferah Zeydan- Yanlışız Senle
🥀Yaprak Çamlıca- Yaklaşmasın Bana Aşk
🥀Yaprak Çamlıca& Kolpa- Unutmadım
🥀Melike Şahin- Hepsi Geçti
🥀Lana Del Rey- God Knows I Tried

Hayli uzun bir bölüm yazdım o yüzden beğenmeyi ve yorum yapmayı ihmal edip beni üzmeyin.

🥀🐺
Keyifli Okumalar...

🥀🐺Keyifli Okumalar

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

35- Kurt Kapanı; Avlayanların Ve Avlananların Savaşı

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

35- Kurt Kapanı; Avlayanların Ve Avlananların Savaşı

Acılarım, celladımdı. Celladımsa, kalbim...

Ölüme bir adım kalayken, ölüme bir adım uzağa düşen adımlarımın sesi kulaklarımda çınlıyordu.

Yağmur damlalarının toprağa düşen sesini işitiyordum, yağmur sonrası nemli toprağın yaydığı o huzurlu kokuyu. Yüzümü kaplayan eşsiz gülümsemeyi, sanki herşey bir anıdan fırlamış gibiydi. Oysa ben o anının içindeydim. Kalbim, göğsümü küt küt dövüyordu. Damarlarımda akan kanın coşkusu damağıma bulaşan, bal gibiydi ve tatlı heyecan tüm uzuvlarımı sarmalanmıştı.

"İşte orada." coşkulu çıkan sesim afacan mimiklerimle heyecanımı gözler önüne sermişti. Oldum olası hislerimi saklayamaz duygularımı olduğu gibi belli ederdim. Annem bugün için yaramazlık yapmamam gerektiğini söylemişti fakat küçük dostum oradaydı. Gri ardından çıkan güneşle birlikte ıslanan güllerin üzerinde arz-ı endam ediyor, minik kanatlarıyla ordan oraya uçtukça beni yanına davet ediyordu ve ben yanına varmak için sabırsızlanıyordum.

Önce geniş teras kapısının sürgüsünü açtım ve ılık rüzgarın küçük bedenimi kutsayarak geçmesine izin verdim. Küçük parmaklarım kapıyı sıkıca tutuyorken, yapacağım yaramazlığın neşesiyle kendi kendime kıkırdadım. Kapıdan dışarıya başımı usulca uzattım ve arka bahçeye gülümseyerek baktım. Ardından ürkek gözlerimi geniş salonun içine çevirip zarif mobilyaların hakim olduğu salonda birilerinin olup olmadığına baktım. Zira evimizde her zaman misafirler olurdu. Şanslıydım şayet hiç kimse yoktu. Önce küçük ayaklarımda terası adımladım ve iki basamağı dikkatlice indikten sonra geniş bahçede neşeyle koşmaya başladım. Uzun kestane saçlarım koştukça ılık rüzgarla birlikte özgürce dalgalanıyordu ve ben saçlarımın uçuşmasını hep sevmişimdir. Saçlarım özgür olmalıydı saçlarım özgürce hareket ettiğinde bende kendimi özgür hissediyordum.

BENİM MASKEM ÇAMURDAN Donde viven las historias. Descúbrelo ahora