48-Hakikâte Aralanan Perde; Sustuklarımda Sevdamdandır

1K 72 183
                                    

🥀Rachanel Yamagata- Over And Over
🥀Cem Adrian- Yalnız Adam
🥀Bora Duran- Sende Gidersen
🥀Sedef Sebüktekin- Unutmam Lazım
🥀Fatma Turgut- Sen Ona Aşıksın

🥀🐺
Keyifli Okumalar...

48- Hakikâte Aralanan Perde; Sustuklarımda Sevdamdandır

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

48- Hakikâte Aralanan Perde; Sustuklarımda Sevdamdandır

Yörüngesinden kaymış gezegen gibi boşlukta; oradan oraya savruluyordum. Karanlık, ıssız ve yalnızdım.

Gözlerim gördüklerinin farkında lakin bilincim ısrarla reddetiyor. Şuursuzluk ve şuur arasındaki o ince çizgide bocalıyor bir çıkış yolu arıyordum. Bu nasıl mümkün olabilmişti aklım almıyordu. Hislerim arapsaçına dönmüştü. Kanlı gözlerim ağaç gövdesinden ayrılmazken, damarlarımda akan kan şaha kalkmış at misali tüm bedenimde süratle akıyor, geçip gittiği yeri kin ve intikama bırakıyordu.

Dudaklarımın arasından öfkeli nefesimi hızla bıraktım. Sinsice kurulmuş tuzağın içine çekildiğimin elbette farkındaydım ancak beklenmedik hadise benimde sınırlarımı aşmıştı. Kanlı gözlerimi yamuk yumuk harflerden hırsla çektim. Kulaklarım uğulduyor, başım ortadan ikiye yarılacakmış gibi ağrıyordu. Öfkeden yanaklarımın içini ısırırken, ellerimi şakaklarıma çıkarıp parmak uçlarımla sertçe ovmaya başladım. Düşündükçe, deliriyor. Düşündükçe öfkem nefretimle birlikte beni ele geçiriyordu.

"Öfkemle nedenlerini kıyaslayabilir misin?" sorusu zihnimde duru su üzerine damlayan; damlanın halkaları gibi genişliyor genişliyor ve beni ele geçiriyordu. Tam Pars'a yaklaştım derken, aramızdaki buzları eritmeye başlıyoruz derken, öyle birşey oluyordu ki bizi daha da yaralıyordu. Ellerimi iki yanıma indirip, parmaklarımı avuç içlerime kıvırdım. Alt dudağımı kanatırcasına dişlerimin arasında ezdim. Belkide kanatmıştım ancak farkında değildim. Düşünüyor, mantıklı bir izah bulmak için tüm kartları masaya bir bir sermiştim.

Kim, kim bu zalimliğe cesaret edebilirdi? Kim bu kadar zehirli bir kumpas hazırlayabilirdi? Zihnimin perde arkasında hazırlanan oyunu, aralık kalan perdenin önünden gördüğümde, aldığım nefesi veremeden donup kaldım. Kanlı gözlerim zelzeleye uğramış toprak gibi titrerken dişlerimi hırsla sıktım. Öfkem öylesine büyüktü ki, içimdeki canavar ininin kapısından dışarı çıkmak için hazırda bekliyordu. Ah, lanet olsun? Tuttuğum nefesimi gürültüyle verdim. Emin olduğum birşey varsa o da bunun Kandemir'in işi olmadığıydı. O böylesine karanlık oyunlar oynamazdı. Pars ve beni birbirimize kırdırmazdı çünkü Pars'ın beni öldürebilme ihtimaline rıza göstermesinden öte Lâyemût'un bana ihtiyacı olduğunu çok iyi biliyordu. Kandemir tasmasını parmakları arasında tutan Lâyemût'a ihanet etmezdi.

Zihnimin puslu yolları beni tek bir adrese götürürken, kanlı gözlerimden soğuk bir ürperti geçti. Şayet kim olduğunu artık biliyordum. Hem beni ortadan kaldıracak hem de Lâyemût'un planlarını bozarak onu sonsuza dek Cehennem çukuruna hapsedecek bir plan; elbette bu cadının planıydı. Saman altından ustalıkla su sızdırdığını inkar edemezdim. Beklediğimizin aksine oyun oynamaktan, planlarını yürütmekten çekinmiyordu.

BENİM MASKEM ÇAMURDAN Where stories live. Discover now