28- Huzursuz Ruhlar

621 74 83
                                    






We Are The Fallen- Don't Leave Me Behind

Duncan Laurence- Arcade


🥀🐺
Keyifli Okumalar...

🥀🐺Keyifli Okumalar

Oops! Ang larawang ito ay hindi sumusunod sa aming mga alituntunin sa nilalaman. Upang magpatuloy sa pag-publish, subukan itong alisin o mag-upload ng bago.

28- Huzursuz Ruhlar

Düğüm, düğüm kalbim; acı içindeydi de çırpınışlarına benden başka herkes sağırdı...

Kulaklarımda uğuldayan piyanonun naif notları beni etkisi altına aldığında, titrek bir kemandan yayılan acılı notalar, ağırdan kalbimin her bir köşesini feth etti. Çok sürmeden o notalara hırçın davul sesleri feryat edercesine eklendiğinde, ritimlere hoyrat çellonun ağıtlarıda karıştı.

Kabimde, hüküm süren vaveylalar birbiri ardına yükseldi.

Kulaklarımda uğuldayan savaş naralarına kayıtsız kalamayacağım bir andaydım. Savaş kaçınılmazdı ki çoktan başlamıştı. Ben ise uçurumun kenarında, yaralı kalbimle cenk ediyordum. Her şekilde ölüm kaçınılmazdı. Üstelik... ben zaten ölüydüm.

Kanayan yaralarıma karşın dudaklarımda ölüm sessizliği, kanlı gözlerimde intikamın kanlı yemini vardı. Oysa ki hiç birşeyi aşkımdan üstün tutmazdım. Şayet yıllar evvel başlayan savaş herşeyin önünü kanlı lanetlerle tıkamıştı. Kehanetin ilk evresi gerçekleşmişti. Gelecek ise muammaydı.

Acaba dedim içimden; Pars benim yanımda yer alır mıydı? Kalbim ezildi, ezildikçe küçüldüğünü hissettim.

Kendi kanımla boyanan gözlerimi, Pars'ın heybetli sırtından usulca çektikten sonra kederle yumdum. Ölecektim ve ardımda ailemden kalan mirası güvenli ellere bırakmadan... ölmek istemiyordum.

Zira lanetim, kehanetle bütünleşmişti. Saf ruh ölecekti ki ölmüştü. Ruhum benden vazgeçeli epey oluyordu da kalbim, karşımdaki yaralı adamdan bir türlü vazgeçmiyordu. Ne yapacaktım ben? Sıradan bir faniden fazlası değildim. Lakin azıda değildim. Tanrım... yardım et. Öyle bir çıkmazın içindeyim ki feda ettiğim herşeye rağmen... daha fazlasını vermek istemiyordum. Pars'ı da vermek istemiyordum...

Çürüyen kalbimdeki en güzel şey oyken, kalbimden de mahrum kalamazdım...

Saniyeler sonra gözlerimi yavaşça açtığımda, ayağımdaki soğuk metal ruhuma işleyen kâbus gibiydi. Lakin ben kararımı yıllar öncesinde vermiştim. Gözlerimdeki kan, dilime sıçradığında, "Hazırım." dedim.

Oysa neye hazır olduğumu bile bilmiyordum. Bildiğim tek şey güçlü olmak zorunda olduğumdu. Pars başını usulca salladı ama süreyi başlatmadı. Bana dönüp bakmadı. Buna yeltenmedi bile fakat insafsızca geçen saniyeler benden yana değildi. Kararımdan dönmek istemiyordum. "Pars." dedim acı içinde, çektiğim acıya son vermesini istiyordum.

BENİM MASKEM ÇAMURDAN Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon