6. Bölüm: Teklifler ve Davetler

6.3K 512 583
                                    

 Hepzibah Smith için alışveriş demek bir tür nefes alma yöntemi demekti. Hermione'nin son şu birkaç hafta içerisinde kesin olarak öğrendiği şey bu olmuştu. Mutsuzluk bir alışveriş sebebiydi, mutlu bir haber alışveriş sebebiydi. Her şey ama her şey bir alışveriş sebebi olabilirdi.

 Bu Hermione'nin asla tarzı değildi ama yine de Hepzibah'ın gönlünü hoş tutmak adına onunla Londra'nın altını üstüne getirecek biçimde en elit kıyafet butiklerine, Madam Malkin'den katbekat pahalı özel tasarımcıların ofislerine, lüks mücevher atölyelerine gidiyorlardı. Hermione adeta oradan oraya sürükleniyor gibi hissetse de kendini bir yandan da planlarını yapıyordu. Tom Riddle ile ilk karşılaşması onu tanımak adına birçok şey katmıştı. Ayrıca Riddle'ın ilgisini kazandığını hissediyordu garip bir biçimde.

 "Haydi Hermione! Daha davet için elbiseni bile almadık!"

Davet mi?

"Eee şey, ne davetiydi bu teyzecim?" Hepzibah'ın böyle bir davetten ona söz etmediğine emindi. Obliviate'nin bir tür yan etkisi olabilirdi belki unutkanlık. Ya da sadece yaşlılıktı...

"Tabi ki Sihirsel Sanat Cemiyeti'nin yıllık kokteyli! Tüm saygın isimler, önemli politikacılar, sanatçılar, sporcular, en elit safkan ailelerinin üyeleri katılacak. Biz de Smith ailesinin fertleri olarak son üç yüz yıldır olduğu gibi boy göstereceğiz."

Hermione büyücülük dünyası hakkında çok şey biliyordu fakat yüzyıllardır düzenlenmekte olan bir tür sanat davetinden habersizdi. 

"Ve tabi ki onur konukları Malfoylar. Cemiyet için en önemli bağışları yapmaktan geri durmuyorlar. Hoş, ben de bağışçıyım ancak Malfoylar eşyalardan ziyade insanları  satın almayı daha çok seviyor. Böyle dediğime bakma, en saygın ailelerdendir Malfoylar. Oğulları Abraxas ise çevredeki müzmin bekarlardan.." dedi muzipçe gülümseyip bir beklentiyle Hermione'ye bakarak.

Hermione kıkırdamamak için kendini zor tuttu. Draco'nun dedesi , ha?

Hepzibah ve Hermione kol kola girdiler ve birlikte kıyafet butiklerinden birine adımladılar. Hermione ise elbiseleri denemeye başladı.

"Ahh, bu çok koyu. Daha renkli?"

Hermione mor uzun kuyruklu bir elbiseyle geldi,

"Aman aman! Bu ne saksağan gibi? Güzel yeğenime bunları mı reva görüyorsun Milena? Özel bir şeyler arıyoruz, yoksa Sihirsel Sanat Cemiyeti'nin yıllık galasına gideceğimizden bihaber misin?"

Galadan söz edince Milena adlı kadının gözleri parladı. Hepzibah bundan memnun olmuşçasına gülümsedi, "Son üç yüz yıldır üç yüz davete de teşrif etmekten asla geri durmadık, Smith soyu olarak." 

"Oh, size özel koleksiyonumuzdan parçalar getireceğim Miss Smith!"

Elinde iki ayrı elbiseyle döndü. Hermione önce kırmızı  olanı giydi. Kızıl renkli elbise çok şıktı ancak Hermione aynaya baktığında üzerindeki elbise Fleur ve Bill'in düğünündeki elbisesini anımsatınca yutkundu. "Sanırım diğerini denesem daha iyi olacak..." diye mırıldandı ve kabine dönüp beyaz elbiseyi giydi. Kabinden çıktığında ise Milena, Hepzibah ve mağazadaki diğer çalışanlar bile birkaç saniye durup ona baktılar. Altın işlemeli beyaz elbisesinin etekleri yerlere kadar uzanıyordu. Vücut hatlarını güzelce saran ve belli eden kıyafet adeta antik yunan zamanlarından bir tanrıçanın elbisesi gibiydi. Hermione onların bakışları altında aynaya baktı. Evet bu elbiseyi istiyordu. O an içten içe kendisini bir merak sardı.

Acaba Tom Riddle davete gelecek miydi?


*****

Tomione - Işıltı ve İhtirasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin