25. Bölüm: Madalyonun Sahibi

5K 440 135
                                    

Hepzibah'ın eve geliş sesini işittiğinde Tom, gölge misali balkona doğru süzüldü, ardından arkasını dönüp çekici bir biçimde göz kırptı, sonra ilk tanıştıklarındaki gibi onun elinin üzerinde nazikçe bir öpücük kondurdu cisimlenmeden hemen önce. Ardından buharlaştı. Onun gidişinin ardından Hermione yatağına oturdu ve başını ellerinin arasına aldı düşünceleriyle başbaşa kalmış bir halde.

Boynundaki madalyona baktı. Tom'un olması gereken madalyona. Boynunu kavrayan zincirleri kavradı ve yavaşça çıkarıp avcuna aldı. Parlayan metaline, zümrüt işlemelerine baktı. S biçimini almış mücevherlerin ne kadar da yılana benzediğini fark etti. Yeşil mücevherler ışık yansıyınca mavi gri yeşil arasında gidip geliyordu. Merope'un gözleri gibiydi. Tom'un gözleri gibi. Bu madalyon ona aitti, yaşayan başka kimseye değil. Merope bunu neredeyse yok pahasına vermiş sayılırdı Borgin'e. Hem de karnı burnundayken. Üç beş Galleon'a muhtaçtı. Pislik Borgin tabi ki onun muhtaçlığından yararlanmıştı. Hermione o zavallı kadına saldırmayı düşündüğü için kendi kendine öfkelendi. Gözlerini unutamıyordu. Merope Gaunt'un gri gözleri, Hermione'yi yere yıkıp boynundaki Zaman Döndürücü'yü kopardığında ağzına kadar büyüyle parlıyordu. Tom'un büyü gücünü annesinden aldığı barizdi. Eğitim alamadığı için körlemesine savuruyordu etrafa sihrini genç kadın ama buna rağmen kuvvetli olduğu inkar edilemezdi. Hermione madalyonu avcunun içine alıp sımsıkı tuttu. Bunu Tom'a geri verecekti. Hufflepuff'ın kupası kendisine ait değildi, Hepzibah'ındı ve bu nedenle üzerinde hak iddia edemezdi. Ancak Slytherin'in Madalyonu'nu gönül rahatlığıyla Tom'a verebilirdi. Verecekti de...

Tom'un onun gelecekten geldiğini kabullenmesine şaşırmıştı. Gerçi bu iddiayı ilk ortaya atan da oydu. Tom'un engin ve yaratıcı büyü kabiliyetini düşününce çok şaşırmaması normaldi. Tom'un sormak istediği tonlarca şey olmalıydı ancak Hermione ondan izin istemişti kendi kafasını toparlayana kadar bir şey sormaması için. Keza o da Hermione'nin anlattıkları dışında soru yöneltmemişti. Yine de onun yanıp tutuştuğunu biliyordu.

Bir de Merlin'in pelerini meselesi vardı. Bu pelerin ile zamanı kontrol etmek? Bu Hermione'nin geleceğe dönüş bileti olabilirdi. Geri kendi zamanına dönebilirdi..tabi zamanından geriye ne kaldıysa. Hermione bunun olacağını biliyordu yani zamana müdahale ettiğinde gelecekte bambaşka şeylerle karşılaşabileceğini. Ama şimdi korkuyordu oraya dönmeye. Zaman çok hassastı Esrar Dairesindeki iş arkadaşlarının da dediği gibi. Hermione Sihirsel Yasal Yaptırım Dairesi'nde çalışmaya yeni başlamışken Esrar Dairesi'nin başkanı onların departmanına geçmesini teklif etmişti.

Yeni stajyerler Sihir Bakanlığı'na kabul edildikten sonraki ilk bir yıl boyunca tüm departmanlarda çalışırlardı. Hermione de savaştan sonra Hogwarts'a dönüp mezun olduktan sonra bakanlığa girmişti. Sihirsel Yasal Yaptırım departmanına birincilikle kabul edilmişti. Ölüm Yiyenler tarafından katledilen Amelia Bones gibi başarılı bir cadı olmak istemişti ve onun boşluğunu doldurmayı arzulamıştı. Adil, tarafsız ve onca büyücü arasında parlaklığıyla sivrilen bir cadı. .. Stajyerliği esnasında Esrar Dairesi başkanı Hermione'ye geçiş yapabileceğin, ve kendisi gibi bir sihirbazın çok işlerine yarayabileceğini söylemişti. Çünkü Hermione çok ilgiliydi. Fakat artık hayatını olabildiğince düz bir yola sokmak istemişti ve bu öneriyi kibar bir dille reddetmişti. Yıllar geçtikçe bakanlıktaki yükselişi sürerken doğum gününde Draco'nun gönderdiği mektupla çok şey değişmişti.

Hermione bunları anımsayınca kendini eski zamanında gibi hissetti. Yalnız, soğuk, kasvetli. Şimdiyse ne kadar zor olursa olsun Tom'la arasındaki duvar yıkılmıştı. Onu Lord Voldemort olarak addetmiş ve bilenmişti. Ancak onun da yalnız olduğunu, sevgi açlığı çektiğini, bu açlığı güce yönelerek bastırdığını görmüştü. Şimdiyse...onun sıcaklığını hissetmek içini bir Ruh Emici gördükten sonra içtiği sıcak çikolata gibi ısıtıyordu. Yine de hala birbirlerine karşı tamamen açık değillerdi. Ama olacaklardı. En azından Hermione'nin inandığı şey buydu. Peki geleceğe dönmeli miydi? Dönerse neler olacaktı? Geleceğe dönebilmek için Tom'la birlikte Merlin'in mezarını bulmalıydı. İlk önceliği buydu. Tom bu konu hakkında bir ipucu yakalamış olabileceğini, yarın kesinleştireceğini söylemişti gitmeden hemen önce. Ertesi gün Borgin ve Burkes'te buluşacaklardı.

Tomione - Işıltı ve İhtirasWhere stories live. Discover now