50.Bölüm: Son *FİNAL*

4.3K 351 285
                                    

Evet...finaldeyiz. Buraya kadar Tom, Hermione ve bana eşlik eden herkese teşekkür ediyorum. Son kez... iyi okumalar :')

* * * * * * * * * * * * * * * *

Hermione onun bakışlarıyla karşılaştığında ayakları olduğu yere çivilenirken zorlukla yutkundu. Karşısında tüm bedenini örten koyu gri bir cüppe giymiş Tom Riddle'ı defalarca idrak etmeye çalıştı gözleri. Konuşmaya çalışsa da boğazından hiçbir ses yükselmedi. Bedeninin titremesine zorlukla engel oluyordu ancak dudaklarının titremesine değil.

Tom'un elektrik kadar keskin ve yer yer acıtan mavi gözleri ıslak bakıyordu. Her zamanki deliciliğinden yoksundu. Helga, izin verircesine elini hafifçe havada salladığında Hermione bunu neden yapmış olduğunu umursamadı bile çünkü Tom hala ona bakmaya devam ediyordu. O da Tom'a. Genç adam zorlukla bir adım attıktan sonra Hermione'ye yaklaştı. İşte o an Hermione hareket edecek gücü buldu kendinde. Karşısında yüce Helga Hufflepuff'ın olduğunu bile bile Tom'a doğru koştu ve kollarını sımsıkı doladı ona. Asla bırakmak istemiyordu ve onu kaybetmekten korkarak onu daha da sıkı kavradı kokusunu içine çekerek. Bu herhangi bir parfüm değil, Tom'un kendi kokusuydu gerçekten.

Hermione kollarını gevşettikten sonra Tom eliyle Hermione'nin yüzüne düşen saçları geriye attı. "Biliyordum... başaracağını biliyordum."diye fısıldadı alnını onun alnına dayarken. Tom'un sesinin çatladığını yalnızca bir kez duymuştu Hermione. Ve şimdi de ikincisine şahit oluyordu. Ancak kendisi göz yaşlarını tutmayı çoktan bırakmıştı.

Tom başını Helga'ya çevirdiğinde Helga yalnızca gülümsedi ve elini uzattı. Müdür odasının kapıları açıldı ve Tom, Hermione'nin elini tutarak oradan çıktı. "Her şeyi anlatacağım." dedi tek nefeste.

Az sonra Tom'un odasına varmışlardı. Tom'un hem ofisi hem de yatak odası olan bu daire Hogwarts'ta profesörlere tahsis edilen dairelerin aynısıydı.

Hermione sandalyeye otururken Tom arkasından kapıyı kapattı ve göz yaşlarına  boğulan nişanlısına baktı. Genç cadı sessizce histerik hıçkırıklarla ağlamaya devam etti sıcak yaşlar yanaklarından boynuna akarken. Tom hızla onun yanına döndü ve elleriyle onun yüzünü kavrayıp upuzun bir öpücük kondurdu. Hermione onun da ağladığını öpüştüklerinde göz yaşları birbirine karıştığında anlamıştı. Hüzün, özlem, tutku, sevgi hepsini anlatan yegane eylemdi öpüşmeleri.

"Seni üç yıldır bekliyorum. Tam üç yıldır her gündüzümde ve gecemde seni düşünüyorum."

Tom onun sandalyesinin önüne diz çöktü ellerini tutarak. Uzun boyu sayesinde diz çökmesine rağmen Hermione'yle hizada kalmıştı yüzleri.

Tom iç ısıtan bir biçimde gülümsedi, gözlerinin altında uzun gecelerin uykusuzluğunu gösteren morluklar vardı, yaş aldığını ve olgunlaştığını gösteren ince çizgiler... gözleri kızarmıştı ancak...mutluydu.

"Neler oldu, Tom? Anlat bana." dedi genç adamın yüzünü ellerinin arasına alırken.

Tom gözlerini kapatıp anın tadını çıkarırcasına gülümsedi. "Senin sayende başardık Hermione..." dedi ve ardından boynuna zincirli bir kolyeyi gösterdi. Bu... Ah, hayır, hayır...bu bir kolye değildi. Bu bir zaman döndürücüydü. Yoksa bu... Bunu yapsa yapsa Tom yapabilirdi. Aklına getirip, her yolu deneyip bunu almayı ancak o başarabilirdi. Malfoyların aile yadigarı olan antik Zaman Döndürücü.

"O gün... Senin için bir gün benim içinse 3 yıl öncesi..."

Ve anlatmaya başladı.

* * * * * * * * * * * * * * * *

3 SENE ÖNCESİ (TOM)

"Avada Kedavra!"

Tomione - Işıltı ve İhtirasWhere stories live. Discover now