45. Bölüm: Gryffindor'un Kılıcı

3K 321 363
                                    

Yeni bölüme hoş geldiniz! <3 Medya'ya hep birlikte düşüyoruz... iyi okumalarrr!

* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *

Dumbledore'un sesini işittiklerinde her ikisi de olduğu yere çivilenmişti. Hermione, dehşet damarlarında dolaşırken Tom'un tuttuğu elini sıktı. Tom donakalmış biçimde Dumbledore'a bakmayı sürdürüyordu.

"Tom, Miss Granger. Lütfen ayakta kalmayın, oturun." dedi elini öndeki koltuğa uzatarak yarım ay biçimli gözlüğünü düzelten Dumbledore. Tom yavaşça asasını kavradı. Hermione bir an da olsa onun Dumbledore'a saldırıp saldırmayacağını düşünse de bunun aksine o, her ikisinin de üzerindeki Hayalbozan'ı kaldırdı. Hermione, Tom'un kaynağının güvenilir olduğunu söylediğini hatırlıyordu. En az kendisi kadar sevgilisi de şok içerisinde olmalıydı.

Ayrıca müdür Granger mı demişti?! Neler oluyordu?

"Gizlenme sebeplerinizi emin olun anlayabiliyorum." diye devam etti Dumbledore en az Tom'unkiler kadar mavi gözlerindeki muzip ve eğlenmiş ifadeyle onlara bakarak. Tom'unkiler elektrik gibiyken Dumbledore'un gözleri ise gökyüzünün sabah mavisi gibiydi.

Hermione, üzerindeki Hayalbozan kalktığında Tom'un elini bırakmadan temkinle koltuğa yaklaşıp oturdu.

"Paylaşmama izin verin..." dedi ikilinin söyleyecek bir sözü var mı diye sorgulamadan. Sesi öfkeli ya da şaşkın bile değildi. Tamamen eğlenmiş gibi, hatta keyifliydi.

Hermione Dumbledore'un kötü bir şey yapmayacağını biliyordu. Bunu nasıl bildiği konusunda fikri yoktu ancak içgüdüleri bu yöndeydi.

Dumbledore gözlüğünü düzeltti, "Bundan haftalar önce...dikkatimi çeken bir şey oldu. Daha önce fark etmediğim bir isimle karşılaştım. Hermione Jean Smith ile Hermione Jean Granger Marvolo'nun yazdığı Granger hipotezi hakkında konuşmak kafamı tuhaf olasılıkların gerçekliğine sürüklemişti. Sizin kütüphaneden istettiğiniz listelerin birer kopyasını aldım ben de. Listeleri incelediğimde tesadüf olamayacak şeylerle karşılaştım ve bunun üzerine daha önce fark etmediğim bir tabloyu gördüm. Sanki daima vardı ama benim asla konuşmadığım bir müdür portresiydi. Vakur ve biraz da burnu havada bakışları olan, siyah saçlı ve yaşlı bir büyücü idi. Üzerine alınma Phineas," diye ekledi göz ucuyla Phineas Nigellus'ın portresine bakarak. Phineas bir şeyler mırıldanıp muhtemelen Grimmauld 12 numaradaki tablosuna gitti.

"Ve Profesör Marvolo ile konuştuğumda kendisi bana oldukça...hım...ilginç şeyler anlattı. En azından bilmem gereken kadarını. Şu an sizinle -sizin iyiliğiniz için- paylaşamayacağım türden şeyler. Ama sana güvenebileceğime kesin karar verdim, Tom. Seni de bu yüzden işe aldım. Çünkü geçmişe gidişinin yolu da şimdinin Hogwarts'ından geçiyordu. Keza Miss Granger için de öyleydi."

Bir kez daha gerçek soy adını söylemişti. Müdür Marvolo, Dumbledore'a geçmişe nasıl gittiğini anlatmış olmalıydı. Ve demek ki geçmişe gidişlerinin yolu da Dumbledore'un bunu öğrenmesinden geçiyordu.

Tom ve Hermione her ikisi de pür dikkat Dumbledore'u dinliyorlardı. Ardından bakışları Dumbledore'un işaret ettiği tabloya döndü. Siyah obsidiyen gibi bir materyalden yapılmış çerçeveye sahip koyu renkli portre. Ancak tabloda müdür yoktu.

Bu esnada Tom sordu, "Peki Gri Leydi?" dedi. Tom, Gri Leydi'yle mi konuşmuştu?

"Gri Leydi bana geçmiş günlerin geleceğinde görüşeceğimizi söyledi. Benim geçmişe gideceğimi nereden biliyordu? Bana neden yalan söyledi?"

Dumbledore sakalını sıvazladı. "Helena daima ketumdur. Ancak sizi bilerek bugün buraya gelmeniz için yönlendirmiş olmalı. Kesin olmamakla birlikte ancak tahminde bulunabilirim.

Tomione - Işıltı ve İhtirasOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz