35. Bölüm: Düşünseli

4.2K 449 392
                                    

(bölümü müzik eşliğinde okursanız çok sevinirim)

*  *  *  *  *  *  *  *  *  *  *  *  *

Tom asasını kaldırdı ve bir anda kendini hiç düşünmediği bir yerde buldu. Çok uzun zaman önce geldiği bir yerdi burası. Yetimhane zamanlarından kalan... Uçsuz bucaksız kayalıkların üzerinde ufku ve gün doğumunu seyredebileceği bir yer. Şimdiyse ona göz kırpan parlak yıldızları izlediği nokta. Soğuk rüzgar çıplak tenine değerken gözlerini kapadı ve soğukla bir oldu. Üşümüyordu. Bu ayaz onu tam tersine canlandırıyordu damarlarındaki kanı kızıştırarak. Bir gün belki onu da buraya getirebileceğini ummuştu. Şimdiyse gelecek çok bulanıktı...

Tom, dairesine dönmek istememişti

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Tom, dairesine dönmek istememişti. Nefes almaya ihtiyacı vardı. Hermione'nin anlattıklarını pür dikkat dinlerken bir yandan da kendini suyun altında boğuluyormuş gibi hissetmişti. Yüreğine çöken bir yük vardı. Bir ağırlık. Daha önce hiç böyle hissetmemişti. Hermione'nin anlattığı canavarın aslında gelecekteki kendisi olduğunu idrak edene dek hissetmemişti. Çok fazla Hortkuluk yapmış olmalıydı, gelecekte. Hogwarts'tan ayrılıp peşine düşmelerini gerektirecek kadar. Slughorn'a yıllar önce yedi tane yapmanın mümkün olup olmadığını sormuştu. Aklındaki hep yediye tamamlamaktı. Demek ki tamamlamıştı. Belki de daha fazlası...

İngiltere'yi kasıp kavuracak kadar güçlü bir sihirbaz olmuştu. Güçlü bir büyücü... ama yenilen bir büyücü. Ama kaç tane yaparsa yapsın eninde sonunda yenilmişti. Gelecekte öleceğini bilerek yaşamak ne kadar mantıklıydı? Ama yanlışlarından ders alabilir ve kendini sivriltebilirdi. Hata yapmayacak biçimde kendini yontabilirdi. Ama hatalarının tam olarak neler olduğunu bilmeden nasıl yapardı bunu? Fakat... Öbür yanda da Hermione vardı.

Hermione bu canavarın - Tom hala kendisi olduğunu düşünemiyordu- ne kadar Hortkuluk yaparsa insanlıktan ve büyünün özünden o kadar uzaklaştığını söylemişti. Ve Hermione ile aralarında birbirlerine yalan söylememe sözü vardı. Demek ki doğruydu. Ne kadar Hortkuluk yaparsa yapsın işe yaramayacaktı çabaları. Eninde sonunda ölecekti. O halde zaten sihrin asıl çekirdeğinden uzaklaştıkça ne anlamı vardı Hortkuluk sayısını artırmanın? Yeterince yetenekli bir büyücüyse en fazla iki ya da üç tane yeterli olmalıydı. Hortkuluk sayısını artırmak pahasına içindeki büyünün özünden vazgeçmek anlamsız bir pazarlıktı.

Şimdi böyle düşünüyordu.

Yadigarları topladıktan ve Hogwarts'ın varisi olmayı başardıktan sonra daha kolay biçimde Hortkuluk yapabileceğini düşünmüştü. Hermione ile konuşmalarını yapmadan önce Hortkuluk yapımını ikinci plana atsa da açık bir biçimde sayısını artırdıkça güce uzanacağını umuyordu. Ama bu doğru değildi. Hermione bunu onun daha fazla Hortkuluk yapmasını engellemek ve öldürülebilir kılmak için mi söylemişti?

Hayır hayır hayır. Tom başını iki yana salladı. Öyle bir şey olsaydı Tom fırsatı ona gümüş tepside sunmuştu. Zebani ateşini kullanarak yüzüğü yok etmesini ve karşılığında pelerini almasını söylemişti. Genç kadın ise buna rağmen reddetmişti onun ruhunun bir parçasını yok etmeyi. Hem de defalarca.

Tomione - Işıltı ve İhtirasWhere stories live. Discover now