18. Bölüm: Hogsmeade

4.9K 438 140
                                    

  Tatlı servisi yapılırken yerler değişmiş, Robert kontrol altında tutulabilsin diye Abraxas ve Tom'un ortasına oturtulmuştu. Ağlamasına ramak kalmış gözleri dolu Melissa, Hermione'nin yanına geçmişti. Ryan Finnigan ise kanayan burnuna bir pamuk tıkılmış halde Lestrange'dan ne kadar uzak olabilirse oradaydı. Bu olay Tom'un zerre umurunda değildi, Hermione emindi. Fakat buna rağmen ortamı yumuşatmak için Slughorn'la akıllıca bir sohbet konusu açmıştı. Hogwarts'ın efsaneleri hakkında. Ne kadar saçma olduklarından bahsedip gülerken öğrenebileceği herhangi bir yeni bilgi için gözlerinin içinin parladığını görüyordu. En ufacık bir bilgi bile onun için değerliydi. 

Hermione, önündeki profiterolü çatalıyla dürttü. Ama iştahı kaçmıştı. Partinin sonuna yaklaşılırken müziğin sesi yükseldi ve insanlar yavaş yavaş dans etmeye başladı. Yavaş müzik eşliğinde çiftler ayağa kalkmış, ritme uyarak dansa başlamışlardı. Lestrange'in Melissa'ya attığı kaçamak bakışlar, Melissa'nın hiç oralı olmaması ve Dolohov ile Lola'nın dansa kalkması... Hermione çatalıyla profiterolüne biraz daha eziyet çektirdikten sonra yanına birinin yaklaştığını hissetti. Abraxas kibarca elini uzattı, "Bu dansta bana eşlik eder misin?" Hermione yüzüne sahte bir gülümseme konudurup başını salladı. Şu an dans etmek yapmak istediği son şeylerden biriydi ama buraya kimin daveti sayesinde geldiğini unutmamalıydı. Abraxas'ın teklif ettiği elini tuttu ve birlikte müziğin çaldığı alanda yavaşça dans etmeye başladılar. Bu danstan sonra soluğu Slughorn'un yanında almalıydı. Şimdi ise müziğe ayak uyduruyordu sadece. Aslına bakarsa Abraxas hiç de Draco'ya benzemiyordu kişilik olarak. Okul yıllarındaki kişiliğine en azından. Zengin züppe tanımlaması gerçekçiydi ama insanlara küçümseyici ve üstten bakan bir hali yoktu. Onu kullanıyor olmak biraz üzücüydü bu yüzden. Kötü biri olsaydı daha kolay olurdu her şekilde. Ama aslında yaptığı da pek olumsuz bir şey değildi. Sadece onun tekliflerini kabul ediyordu. Ayrıca dost olarak gerçekten iyi biriydi. Keşke aynısını Tom için de söyleyebilseydi. Riddle'a güvenmek zordu. Tom'a güvenemeyişinin temelini, çok önceden sahip olduğu ön yargıların inşa ettiğini zorla da olsa kabullenmişti. Ancak... Tom, balkondayken önceki hafta yaşananlara 'hata' ismini vermişti. O zaman o an yaşananlar bir manipülasyon aracı değil miydi?

Hermione kendi düşünceleri içerisinde sürüklenirken müzik sona ermişti. Abraxas'ın yanakları kızarmıştı. Tam bir şey söylemek için ağzını açtığında Hermione onun omzunun üzerinden Slughorn'un tek başına olduğunu gördü. İşte şimdi tam vaktiydi! Abraxas'ın konuşmasına fırsat vermeden, "Çok keyifli bir danstı, teşekkür ederim!" dedi ve ona tekrar bakmadan aceleci adımlarla Slughorn'un yanına vardı. 

"Bay Slughorn. Sizin gibi başarılı bir iksir profesörüne sormak istediğim bir şey vardı. Sonuçta uzmanlık alanınız..." Slughorn ilgisini çektiğini belli eden bir biçimde doğruldu, "Ah, sizin gibi kibar bir hanımefendi için tüm bilgimi ortaya koyacağıma yemin edebilirim. Sorunuz neydi, Miss?"

Hermione elbisesini düzeltip Slughorn'un yanındaki sandalyeye oturdu. Ardından elini çantasına sokup küçük zehir şişesini kavradı. Sonra şişeyi Slughorn'un avcuna bıraktı. "Bunun hakkında ne düşünüyorsunuz?"

"Ah...şahane! Bu bir hımm-" şişeyi dikkatlice açıp kokladı, ardından tıpasını geri kapattı, "-bir Akromantula zehri. Henüz kokusu acılaşmamış. En fazla beş yıllık olmalı. Ne kadar taze o kadar iyi..muhteşem!" 

"Bunu duyduğuma çok sevindim. Benim öğrenmek istediğim de buydu."

Kısa bir duraklamadan sonra devam etti, "Bunu size hediye etmeyi çok isterim, Bay Slughorn."

Slughorn'un bir saniyeliğine ağzı açık kaldı, "Eee, emin misiniz Miss Smith? Bu çok kıymetli bir armağan olurdu."  ancak sesindeki memnun ton barizdi.

Tomione - Işıltı ve İhtirasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin