39. Bölüm: İhtiras

5.1K 418 281
                                    

~!!!~

Tom, Azkaban'a doğru süzülürken soğuk hava suratını bir bıçak gibi kesiyor, yağmur ise üzerindeki kıyafetleri sırılsıklam etmeye devam ediyordu. Azkabanın üzerine kurulduğu kaya parçasının ve hapisane binasının etrafında dolanan ruh emicileri görebiliyordu.

Ruh emiciler kör yaratıklardı. İnsanları ve diğer canlıları duygularından tanırlardı. İnsanlar en büyük duygusal derinliklere sahip varlıklar oldukları için ruh emiciler de en kolaylıkla onları fark ederlerdi. Ama diğer yanda o sıradan bir insan değildi, Tom Riddle'dı. İnsani duyguların çoğuna son birkaç aydır edinmiş biri olarak Hermione'nin onda uyandırdığı hisleri  kısa bir süre bastırarak hapisaneye girebilirdi belki. Ama içeri girdikten sonra fark edilmemesi imkansızdı. Hem ruh emiciler hem de mahkumlar tarafından. Ayrıca Morfin de vardı... Morfin'in Tom'u tanıma ihtimali bile hayra alamet değildi.

Tom yavaşlayarak ayakkabıları kayalığın zeminini bulana kadar alçaldı. Başını kaldırdığında bir şimşek çaktı ve korkunç ancak bir o kadar da heybetli dev gri bina aydınlandı. Tom, hayalbozan büyüsünü mırıldandı ve büyünün her zamanki iç titretişiyle dişleri takırdadı. Sonra derin bir soluk alıp temkinli adımlarla Azkaban'ın kapılarından içeri girdi.

Soğuk, rutubetli ve mutsuz. Azkaban için söylenecek bu üç sözcük özet niteliğindeydi. Başta pek hissetmemiş olsa da içeri girdiği andan itibaren yüreğindeki mutluluk kırıntıları bile yerini sivri cam parçalarına bırakmıştı. Ancak sinirleri çelik gibiydi ve hedefinden asla şaşmayacaktı. Hücrelerin yanından yürüdükçe etraftaki mahkumlara bakıp Hermione'yi bulmaya çabaladı. Bir noktadan sonra Patronus yapması gerekecekti, bedenini kaplayan buz gibi soğuk yavaş yavaş yüreğine de tırmanıyordu. Ama erteleyebildiği kadar ertelemesi en iyisiydi. Çünkü uçmak ekstrem bir büyü olduğu için gücünü tüketiyordu ve öncesinde Patronus yapacak olmak da pek faydalı olmaz duruma. Hermione'yi taşırken denize çakılmak istemezdi.

Ve sonra onu gördü.

Gözlerini kapamış, başını duvara yaslamış bir halde duruyordu. Uyuyor muydu yoksa sadece buranın görüntüsüne katlanmak için mi gözlerini kapamıştı anlayamadı.
"Hermione.." diye fısıldadı.

Genç cadı bir anda adeta olduğu yerde sıçrayarak uyandı. Tom üzerindeki hayalbozana rağmen elini uzattı parmaklıklardan. "Benim.." dedi fısıldayarak. Sonra "Alohomora.." diye mırıldanıp onun kapısını açtı. Buranın asıl koruma gücü Ruh emiciler olduğu için asasız cadı ve büyücüler için ekstra bir önlem alınmıyordu. Ayrıca Tom gibi bir büyücüye de sokakta fazla rastlayamazdınız.

Hermione'yi yarı-baygın haliyle kucağına aldı ve asasını önünde tutarak ilerlerken artık kalbi hızla çarptığı için kendisini fark eden ruh emicilere döndü. Düşüncelerini toparladı ve Hermione ile olan mutlu anılarını kendine bir kalkan gibi kullanarak bağırdı,

"EXPECTO PATRONUM!"

"EXPECTO PATRONUM!"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Tomione - Işıltı ve İhtirasWhere stories live. Discover now