Bölüm 3

16K 779 154
                                    

Beklenmedik soru karşısında olduğu yere çivilendi Ateş. İleriye adım atıp kapıdan çıkamıyor ama arkasına dönüp cevap da veremiyordu. Bu kadar heyecanlanması normal olamazdı... Derin bir nefes aldı ve yavaşça arkasına döndü. Aslında içinde birbirini kovalayan kediler vardı ama dışından bunu belli ederse Zeliha kendini geri çeker diye korktuğundan yavaş ve temkinli hareket etmeye çabalıyordu. Gözlerini en son kaldırdı yerden. Zeliha ile göz göze gelmeyi umut etmişti ama Zeliha, yine ona değil yere bakıyordu. Gözlerinin güzelliğinin farkında mıydı acaba? Farkında olduğu için mi bahşetmiyordu bu güzelliği, onun için mi yere bakıyordu sürekli?...

"Asarım tabi." dedi Ateş. Sakin adımlarla Zeliha' ya doğru ilerledi. Ateş' in yaklaşması ile Zeliha, geri geri giderek kapıyı sadece Ateş' in geçebileceği kadar araladı. Ateş yavaşça içeri süzülürken, çevreden birilerinin görmemesini umuyordu. Mahallede böyle durumlar dedikoduya çok elverişliydi. Böyle bir dedikodunun çıkması kendisini çok sıkıntıya sokmasa da Zeliha' yı zor duruma düşürmek istemezdi.

Usulca ayakkabılarını çıkarttı. İçerisi soğuk olduğundan ellerini ovuşturma gereği duydu.

"Biraz soğukmuş burası, kış daha yeni başlıyor, elektrikli soba falan yok mu evde?" dedi bir nefeste.

"Soğuk iyi geliyor bana." dedi Zeliha. Ateş' in tüm sorularının cevabı bu değildi ama yeterliydi Zeliha için.

Ateş, küçük bir çocukken bu eve defalarca girmişti. Bahçede Sacit amca ve babasının mangal yaktığını, bu evde yediklerini hatırlıyordu. Eve şöyle bir göz gezdirdi. Çok zaman olmuştu bu eve girmeyeli ama değişen hiçbir şey yoktu, aynı çocukluğundan hatırladığı gibi yerli yerindeydi her şey.

Oturma odasına doğru ilerledi. İlerlerken bir anda aklına gelmiş gibi dönüp arkasından gelmekte olan Zeliha' nın elindeki perdelere uzanınca Zeliha ani bir şekilde geri çekildi.

"Elindekileri alayım." diyerek açıkladı Ateş. Ellerini uzattı. Zeliha, önce Ateş' in gözlerine sonra ellerine baktı. Elindeki perdeleri Ateş' e uzatırken verdiği ani tepki yüzünden kendine kızmayı ihmal etmedi.

Ateş, perdeleri aldığı gibi koltuğun üzerine, oradan da pencerenin pervazına çıkarak perdeleri asmaya başladı. Zeliha, olduğu yerde onu izliyordu. Zeliha' nın onu izlediğini bilmek Ateş' in elini ayağını birbirine dolandırdı. Kendi kendine kızmadan edemedi. Ergen çocuklar gibi heyecanlanmayı kesmesi gerektiğine emindi.

"Hay Allah! Acele edince ellerim dolaştı. Yemekler soğuyacak, sen beni bekleme, ye istersen..." diyerek kendince beceriksizliğine açıklama getirdi.

Zeliha gülümsedi. "Önemli değil, beklerim." dedi sonra.

Ateş, bir pencereyi bitirmişti. Çevik bir hareketle, pervazdan inip koltuktan atladı ve diğer pencereye yönelirken koltuğa bıraktığı perdeyi de kolunun altına kıstırdı. Diğer pencerenin altında üzerine çıkabileceği bir şey olmadığında direkt olarak ayağını atarak kendini çekmek istedi ama o sırada perde kolunun altından kaydı. Zeliha, anlık bir refleks ile aşağı düşmekte olan perdeyi tutmak için uzanınca ağzından keskin bir çığlık çıktı. Aynı anda elini karnının sol tarafına bastırdı ve yerinde büküldü.

Ateş hemen yeni çıktığı yerden inerek Zeliha' ya yöneldi.

"İyi misin?" diyerek onu tutmak istedi ama Zeliha iki büklüm olmasına rağmen Ateş' in kendisine dokunmasına izin vermemek için geri gitti.

"Bir şey yok iyiyim, iyiyim, sorun yok, iyiyim..." diyerek olayı geçiştirmek istese de Ateş' in bunu önemsememe gibi bir ihtimali yoktu. Canı yanmıştı ve nedenini bilmek, yardım etmek isterdi.

Yangınım [TAMAMLANDI] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin