Bölüm 5

15K 726 189
                                    

Ateş, Beril' le konuştuktan sonra, kahveye, Nazım' ın yanına gitmişti. Nazım' a Beril ile konuşmasını anlatmış ve rahatladığını söylemişti ama Nazım bu konuda Ateş kadar rahat değildi.

"Paşam, sen yine de çabuk rahatlama. Bak bu Beril, benim hanımın arkadaşı biliyorsun, Emine hep der ki, "Ateş söz konusu olduğunda Beril değil anne babasını, Ateş' i bile tanımaz". Sen yine de dikkatli ol, olmaz mı?"

Ateş, gülerek cevap verdi.

"Kardeşim, Beril ne yapabilir ki bana, kaçıracak hali yok yaa!"

"Sen yine de dikkatli ol paşam, ne olur ne olmaz..." dedi Nazım. Beril' le ilgili yeterince konuştuklarına kanaat getirince dün konuştukları konuya getirdi sözü.

"Paşam, bu... yardım ettiğin arkadaş, yolunda mı her şey? Nedir durum?" dedi.

Ateş, yüzünde gülümsemesi solarken etrafa bakındı, biraz daha Nazım' a yaklaşıp fısıldadı.

"Kahveyi kapattıktan sonra konuşalım olur mu? Barış' a bahsettim biraz, sana da anlatayım." dedi.

Nazım, şimdi öncekinden de meraktaydı. Saatine baktı. Saat beşti. Ayağa kalktı.

"Hadi beyler, bu gece biraz erken kapatıyoruz! Toplanın bakalım." dedi. Birkaç kişi itiraz niteliğinde mırıldansa da, hava kararmaya başladığından eve gitmeleri gerektiğini biliyorlardı. On dakika sonra kahve boşalmıştı. Bir tek çırak kalmıştı içeride. Nazım, Barış' ı aradı, kahveye gelmesini söyledi. Kalan çaydan üç bardak koydurup, çırağı da gönderdiğinde Barış da marketi kapatıp gelmişti. Kapıyı içeriden kilitleyip rahatça konuştu.

"Biz bizeyiz paşam, anlat bakalım."

"Kardeşim, bu, Sacit amcanın evindeki kadın... onunla tanıştım."

Nazım, Ateş' i o kadar iyi tanıyordu ki, sesindeki ufacık bir tınlamadan, söylemediklerini anlayabilirdi.

"Eee?" dedi imalı bir şekilde.

Barış güldü. Ateş ise sesindeki imayı anladığı için uyardı.

"Kardeşim durum ciddi."

Nazım, hemen geri bastı. "Nedir ciddi olan?"

Ateş, Nazım' ın dikkatini kendisine verdiğini anladığında konuşmaya başladı.

"Kız, bana kendini Zeliha diye tanıttı, Sacit amcanın halasının torunuyum dedi."

"Evet..."

"Aslında adı Zeliha falan değil, kız bir haftadır aranan Eda Güröz!" dedi.

"Neee?" diye bağırdı Nazım. "Oğlum emin misin? Kız oyum dedi mi?"

"Bildiğimi bilmiyor Nazım, sormadım o musun diye. Ama olmama ihtimali yok." derken telefonunu çıkardı. Telefondan Eda' nın fotoğrafını buldu.

Barış ve Nazım telefona eğilerek bakarken Ateş konuşmaya devam etti.

"Bakın şu gözlere! Bunlar Zeliha' nın gözleri, bunlar alelade gözler değil beyler, iki kadında aynı gözler olabilir mi? Ayrıca bu kadınlardan birisi kayıp, birisi ise terk edilmiş bir evde saklanıyor. Üstelik..."

"Üstelik?" dedi Barış.

"Üstelik karnında bıçak yarası varken!"

"Yaralı mıymış?" dedi Nazım. Elini alnına dayayıp düşündü.

"Yarası iltihap kapmıştı, temizlememe izin verdi, çok derin değildi ama dikiş gerekiyordu, diktim. Dikerken de ne zaman olduğunu sordum. Beş gün önce dedi. Tam da medya patronunun tutuklandığı, kızının ortadan yok olduğu zamanlar."

Yangınım [TAMAMLANDI] Where stories live. Discover now